Reşat Nuri Güntekin / Çalıkuşu

33 11 15
                                    

Tür: Türk klasikleri, edebiyat, romanSayfa sayısı: 448

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tür: Türk klasikleri, edebiyat, roman
Sayfa sayısı: 448

"Dağlarda ismini bilmediğin bir ot yetişir. İnsan, onu daima koklarsa, bir zaman sonra kokusunu daha az duymaya başlar. Bunun ilacı, bir zaman kendini ondan mahrum etmektir."

Kitabın sonlarında geçen, bu alıntıyla başlayalım. Feride, kendini insanlardan ve sevdiğinden mahrum ederek, kokusunu bolca yaydı sanıyorum.

Küçük yaşlarda annesini kaybeden Feride'yi, babası yatılı Fransız mektebine yerleştirir. Kitabın ilk sayfalarında Feride'nin çocukluğu ve yaramazlıklarına ortak oluyoruz. Yine bu yaramazlıkları sebebiyle mektepteki öğretmeni ona Çalıkuşu lakabını takar.

Daha sonra Feride, babasını da kaybeder, kimsesi kalmadığı için, yaz tatillerini Besime teyzesinin köşkünde geçirmeye başlar. Teyze oğlu Kamran ile bir nişanlılık olayı olur. Düğüne 2 gün kala Feride, Kamran'ın Avrupa'da kendisini aldattığını öğrenir. Kimseye haber vermeden evden kaçıp, uzak yerlerde öğretmenlik yapmaya başlar.

İlk görev yeri 13 kız 4 erkek çocuğun olduğu Zeyniler köyüdür. Feride, burada Munise adındaki bir kızı da evlatlık edinir. Bu mektep kapanacağı için, ikinci görev yeri olan B. ilindeki 50 kişilik Fransız kız mektebine geçer. Burada da musiki öğretmeni Şeyh Yusuf efendi ile adı çıkınca üçüncü görev yeri Ç. iline geçer.

Bu arada Çalıkuşu'na her yerde farklı farklı lakaplar takılıyor. B. İlinde İpekböceği iken, Ç. İlinde Gülbeşeker oluyor.

Burada da yine adı çıkınca ve kötü bir oyuna gelince apar topar İzmir'e gelir. İzmir'de Reşit beyin köşkünde yatılı kalarak, onun 2 kızına Fransızca dersleri verir. Fakat Reşit beyin ve oğlunun Feride'ye göz koymaları sebebiyle buradan da ayrılarak Kuşadası'na gider. Burada öğretmenlik yaparken savaş çıkar, mektebi hastaneye çevirirler. Feride'nin Zeyniler köyünden tanıdığı doktor Hayrullah bey ona benim yardımcım ol, hastabakıcılık yap der. Feride boşta kaldığı için kabul eder. Beş yıl sonra mektebi iade ederler, dersler başlar ve Feride Müdire olarak görevi alır.

Munise 14 yaşlarına gelmiştir ki bir gün hastalanır ve hayata veda eder. Feride buna dayanamaz ve beyin hummasına tutulup 17 gününü uykuda geçirir. 40 gün boyunca ayağa kalkıp, kendine gelemez. Ancak kendine gelince Munise'nin mezarına gidebilir. (Ah bu bölüm çok acıydı. Gözyaşlarıma engel olmak çok zordu. Reşat Nuri neden küçüğümüzü aldın bizden diye sorasım geldi.)

Bu zor günlerde Feride'nin tek desteği Hayrullah bey olmuştur. Hayrullah bey, Feride'ye bir baba gibi şefkat göstermiş, hastalığında ve bu günleri atlatmasında yardımcı olmuştur. Feride'ye, kendi evinde evladı gibi bakmıştır. Fakat yine iftiralar, dedikodular derken, Feride mesleğinden olmuş, istifasını vermiştir. Dedikoduların arkasını kesmek için tek çare Feride ve Hayrullah beyin anlaşmalı evliliğidir. Hayrullah bey, yüz görümlüğü olarak Feride'ye bir yetimhane verir. Feride burada çocuklarla meşgul olur.

Kamran ise Feride'den ümidi kesince Avrupa'daki o kadınla evlenmiş, bir çocukları olmuş, fakat sonra hasta kadın ölmüştür.

Aradan 10 sene geçmiş, Hayrullah bey kanserden ölmüştür. Fakat son görevini yapmış, ölüm döşeğinde iken Feride'den ailenin yanına gideceksin sözünü almıştır.

Feride teyzelerinin yanına gider. Kamran ile karşılaşırlar ve okuyucu da mutlu sonla buluşur.

Kitapla kalın.


KİTAP İNCELEMELERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin