Cahit Zarifoğlu / Mektuplar

20 6 15
                                    

Tür: Edebiyat, anı, mektup, günlük Sayfa sayısı: 192

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tür: Edebiyat, anı, mektup, günlük
Sayfa sayısı: 192

İçinde yaşadığımız dönemde; mektup anlayışı unutulup, yerine teknolojik ürünler gelmiştir. Artık uzun uzun mektuplar yerine, kısa kısa telefon görüşmeleri, WhatsApp yazışmaları, e-postalar var. Maalesef ki mektupsuzluk, yalnızlığın adıdır. İnsanlar, onca kalabalık içinde yalnızlığı yaşıyorsa, bu durum mektubun hayatımızdan çıkıp gitmesiyle oluşmuştur. Keşke eski zamanlara dönebilseydik. O günleri çok özlüyorum.

Kitaba geçecek olursam, Zarifoğlu’nun çok sayıda kişiyle mektuplaştığı söyleniyor. Bu kitap; Beyan yayınlarının derleyip, düzenlediği, zarif adamın, mektuplaştığı kişilere gönderdiği, mektuplardan oluşuyor.
Bu mektuplar Mavera dergisinin çıktığı yıllara aittir. Ve hemen hepsi bu dergiyle münasebeti olan kişilere yazılmıştır. Bunlardan bir bölümü onun beraber yola çıktıkları yazar-şair dostlarına, bir bölümü de dergiye ürün gönderen yazar-şair adaylarına yazılmıştır. İçlerinde çok azı da ailesine yazdıklarıdır. Kitapta 66 mektup yer almıştır.

Mektuplarda bahsedilen konular; Afganistanlı Müslüman göçmenlere yapılan yardımlar ve destekler, Mavera dergisi ile ilgili yazılar ve derginin tanıtılıp, duyurulması için yapılan çalışmalar, Mavera'yı tüm dünyada okunan bir dergi yapmak ve dergi aboneliğini çoğaltma girişimleri, dostlarına ve okuyucularına yazma yolunda nasihatler vererek, onların yazdıklarını birazcık da eleştirerek yorumlayıp, tavsiyeler vererek yardımcı olmak, yön göstermek, dergi için gayreti, çabası, emekleri, maddi sıkıntılar, İslami duyarlılık vb...

Ufak bir detay düşmek istiyorum. Dergi abonmenlerinden gelen maddiyatlar, Afganistan mücahit ve mültecilerine gönderiliyor. Öyle güzel bir detay ki yardımlaşmak, ihtiyacı olanın yanında olmak, İslami değerlere sahip çıkmak. Her zaman İslami nasihatler vererek, o doğrultuda yaşamak, elbette en güzel detay da Zarifoğlu, onun zarif ince yüreği, yaşantısıyla yaptıklarıyla bizlere en güzel örnek, o kadar güzel bir adam ki, her defasında hayran kaldığım, muhteşem bir detay. Yüreğimizin zarif adamı...

1973 ve 1974 yıllarına ait mektuplar ilgimi çekti. Google'dan o yıllara baktığımda, Zarifoğlu 1973 yılında Sarıkamış'ta vatani hizmetine başlamış, 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı'na katılmış ve 1975 yılında askerliğini tamamlamış.

Şöyle yazıyor mektupta;
"Yavaş yavaş bunalıyorum burada. Son bir buçuk ay çok yorucu geçti. Çok gün gece geç vakitlere kadar mesai yapıyorum. Hemen hemen bölüğün bütün yükü sırtımda. Kışlada kalmak ilk defa bu kadar çok sıkıyor beni. Hiç özel hayatım yok. Oturup bir şey yazamıyorum rahat rahat. Ya da yazarken doluşuyorlar. “Ne o” diyene “mektup” demekten bıktım. Fakat artık herkes, müşterek kullanılan oda, dolap yüzünden, tomar tomar kağıtlar, dosyalar yüzünden esrarengiz işler yaptığımı, en sonunda da şiirle, öyküyle, kitapla uğraştığımı anladı."

Zarifoğlu, ne kadar zorlanmış oralarda hikaye ve şiirlerini yazarken ve bazı borçları ödeyememesinden dolayı ona kefil olan bir adama karşı da mahçup olması, maddi sıkıntılar yaşaması çok üzücüydü.

Velhasıl bitti doyamadan bitti. Konu Zarifoğlu, olunca doymak mümkün değil. Onu, mektuplarını okurken daha bir sevdim. Çabası, gayreti takdire şayan, mektuplardaki üslubu, kızarken bile saygı ve sevgiyle davranması, mektuplar biterken gözlerinden öperim, sevgiler, saygılar gibi hürmetler göndermesi fazlasıyla güzeldi.

Ne güzel demiş Cemil Meriç "Üslubunuz kimliğinizdir"

Bir kalbi kaybetmek ile kazanmak arasında ince bir çizgi vardır ÜSLUB.

Cahit Zarifoğlu, mektuplarında üslubunu konuşturmuştur.
Zarif adam kalemine, yüreğine sağlık.

İncelememi Zarifoğlu'nun, eşi Berat hanıma, yazdığı kitapta geçen şu şiirle noktalamak istiyorum.

BERAT HANIMA

Ey Berat hanım
Otur şöyle nefes al dinlen
Ve anlat ne var ne yok halin nasıl
Eğer dersen “vaktim yok dilim yorgun
Çamaşır dağ gibi
Bulaşık bir ziyafet sonrası kadar çok
Ve çocuklar
Aç uykulu ve huysuz”
O vakit koştur didin işin bitince otur
Sonra anlat halin nice keyfîn nasıl

Ey Berat hanım dersen ki
“Bu ne zalim adam
Halimi bilmez halden anlamaz
Küçük bir şeyi mesele yapar”
- Ne büyük yalan -
Doğrusu var hakkın

N’etsem n’apsam
Kollarını bilezik
Boynunu kordon
Ayağını halhal donatsam
Yine hakkın kalır

Bizi hoş görünüz
Sabırlı olunuz
Çocukları dövmeyiniz
Zinhar beddua etmeyiniz
Sui zan değil hüsnü zan ediniz
Ve acaba ikaz ettik hata mı ettik

Kitapla ve şiirle kalın.

KİTAP İNCELEMELERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin