Ahmed Arif / Leylim Leylim

20 4 14
                                    

Tür: Edebiyat, anı, mektup, günlükSayfa sayısı: 207

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tür: Edebiyat, anı, mektup, günlük
Sayfa sayısı: 207

Öncelikle Ahmed Arif'in hayatından söz etmek istiyorum.

Ahmed Arif, 21 Nisan 1927’de Diyarbakır’da doğar. Annesi Sâre Hanım’ı çok küçük yaşta kaybeder, babası Arif Hikmet Bey’in, diğer eşi olan Arife Hanım, tarafından büyütülür. Daha sonra ortaokulu okuması için Urfa’ya yerleşirler. Şiire ilgisi bu yıllarda başlar, en sevdiği şair Faruk Nafiz’dir. Ortaokulu bitirince babasının Diyarbakır’da okumasını uygun görmemesi üzerine Afyon Lisesi’ne yatılı olarak gönderilir.

Lisede edebiyat hocası sayesinde birçok romanı okuma fırsatı bulur. Andrâ Malraux’u, Max Berr’i [Weber], Dostoyevski’yi, Tolstoy’u, Gustava Flaubert’i, Emile Zola'yı bu yaşlarda tanımıştır. Liseyi bitirince askere gider. 1947’de terhis olur.

1954/1959 yıllarında Leyla Erbil'le mektuplaşır ancak Erbil'le arasındaki dostuk sınırını aşamamıştır. 1967’de Aynur Hanım’la evlenir. İki bebek kaybettikten sonra özlemle beklediği oğlu Filinta 12 Aralık 1972’de dünyaya gelir. Ve 2 Haziran 1991’de hayata veda eder.

Tek şiir kitabı "Hasretinden prangalar eskittim" ile Türk edebiyatına unutulmaz dizeler hediye eden, Ahmed Arif, aynı zamanda karşılıksız bir aşkın kahramanı, büyük bir tutkuyla sevdiği ancak aşkına asla karşılık bulamadığı, mektuplarıyla sevgisini haykırdığı kadın ise Leyla Erbil!

Şair ve yazar olan Leyla Erbil'e karşılıksız bir aşkla tutulan Ahmed Arif, şiirleriyle ve sıcacık mektuplarıyla, sevgisini haykırmaktan asla çekinmemiş, sinesinde günbegün büyütmüştür. Aşkını ne kadar büyütse de Leyla Erbil'den bir karşılık bulamayan ve dostluk sınırını aşamayan Arif, hiç pes etmeden, aşkının derinliğini bu mektuplarla göstermiştir.

Kitaptan birkaç alıntı ile noktalayayım.

Sabah gözlerimi sana açarım. Akşam uykularımı, senden alırım. Nereye, ne yana dönsem karşımda mutluluğun o harikulade baş dönmesini bulurum. Böyleyken gene de şükretmem halime, hergelelik eder, aç gözlülük eder seni üzerim. Aklıma gelmez ki, seni usandırır, sana gına getiririm. Sana dert, sana ağırlık, sana sıkıntı olurum.

Nemsin be? Sevgili, dost, yar, arkadaş... hepsi... En çok da en ilk de Leylasın bana... Bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. Uçan kuşum, akan suyumsun. Seni anlatabilmek seni... Ben cehennem çarklarından kurtuldum. Üşüyorum kapama gözlerini...

 Üşüyorum kapama gözlerini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kitapla kalın.

KİTAP İNCELEMELERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin