Jessica'nın deniz mavisi gözlerine baktı. Bu kızın hırçın sesine rağmen durgunlaşan ürkek gözleri, şimdiye kadar içine daldığı en derin su gibiydi. "Sana saygı duymuyorum."
Başını dikleştiren kadın buna cevap verip vermemek konusunda kendi tart İçgüdüleri; geçmişinde gerçekleşen tecrübelerini kulak arkası ederek, hiç kimseyi ilgilendirmediğini söylemek istiyordu ama mantığı vereceği her cevabın onun çıkmazını biraz daha daraltacağını biliyordu.
Adam kızın kurnazlıkla sakinleşen ifadesini izledi. Tüm isyanlarını yuttuğuna yemin edebilirdi. Jessica'nın, kötü kalpli olduğunu haykırdığı adamla gerçekleşen sohbete ani ilgisinin sebebi neydi? Onun da, hemcinsleri gibi, zenginlik karşısında gözleri dönmüş müydü? Aslında, servetinin böylesine artmasında, Jessica gibi kadınların da bir şekilde payı vardı. Ama hayır bu kadın yine kurnazlığını kendine saklıyor gibiydi. Aptal bir fahişeyi neden bu kadar dikkate alıyordu ki, belki de diğerleri gibi Jessica'nın da kendisini reddetmesi, onu derinden öfkelendirmişti. Evlilik teklifine, Jessica'nın, soğukkanlılıkla hayır demesi, gururunu incitmiş ve onu öfke dolu bir boşluk içinde bırakmıştı. O kadar emindi ki bu sefer hayatının değişeceğine, belki de bu yüzden ona karşı olan inancı ölmüştü. Çünkü bir zamanlar, bir kadının kendisini incitmesine, asla izin vermeyeceğine dair yemin etmemişti.
Kız omuzlarını kaldırdı. Ekselansları gerçekten de ondan hoşlanmıyordu. Onu rahat bırakmalıydı, ama zayıftı ve her ne kadar kabul etmek istemese bile onun korumasına ihtiyacı vardı. Daha az evvel onunla yüzleşmeyi kabul ettiği an, mümkün olduğu kadar göze çarpmayan şekilde davranacağına kendi kendine söz vermişti. Sessizlik, yıllar içerisinde kocası için mükemmelleştirdiği bir roldü, onun içinde bu rolü pekala hakkıyla becerebilirdi. Tanıdık bir uysallıkla kafasını eğdi ve yavaşça, "Gidip daha uygun bir şey giyeceğim, Lordum," dedi. Sesinden tiksinme ve öfke aktığını gizlemek sandığından zor olmuştu.
"Akıllıca," Ekselansları sanki şimdiden onu düşüncelerinden kovmuş gibi arkasını döndü. Çirkin kendinden başka herkesi evreninden silmiş gibi ona kibirle hükmederken, etrafındaki bütün varlıklardan daha önemsiz olduğunu ona hareketleriyle belli etmekten çekinmiyordu.
***
Biliyorsunuz bu kitabı 2013 senesinde Facebook'ta yazmıştım. Şimdiki kalemimle güncelleyerek tekrar yazacak, birazda kurgusunu değiştireceğim. İnstagramda alıntı paylaşırken gününe siz karar verin demiştim ancak hiç kimseden ses çıkmadı. Zorlu süreçlerden geçtiğimizin farkındayım, benimde ailemden çok kaybım oldu. Kayıpları olana Allah'tan rahmet, yaralısı olana acil şifalar diliyorum. Ancak normalleşmediğimiz sürece yerimizde sayacağımızı, acıyı derinleştireceğimizi bir terapist olarak belirtmeden duramıyorum.
Güzel okurlarım, ben sizin zihninizi okuyamam, eğer sessiz sakin takip etmeye kalkarsanız benim şevkim kırılır, bu dosya da diğer dosyalar gibi zamanı gelince kağıt kokusuyla buluşacağı gün için sıraya alınır ve siz bunu okumak için yıllar geçirebilirsin. O yüzden yorumlarla emeğime karşılığı benden esirgemezseniz ben de sizin isteğinizi görüp kitabımı, zamanımı ve heyecanımı sizden esirgemem.
NOT: Öncelikle başlamadan evvel kısa bir iç dökümü yazmak istiyorum.
Beni tanımayanlar için kısacık kendimi tanıtayım. 40 kitap yazmış, 30 Kitabı basılmış, 13 dile çevrilmiş, İKİ Yayınevi sahibi, Uluslar Arası Ödüllü bir yazarım. İş kadınıyım, Anneyim, Araştırmacı Yazar ve Terapistim. Kırkına merdiven dayamış, şöhretin gelip geçici olduğunu tecrübelemiş, sevginin sözle belirtilmediği taktirde paslandığına inanan biriyim. Kendi düşüncesi ve isteğini önemseyen, mutlu olmadığı yerde durmayan, başkalarının düşüncesini değil kendi isteklerini değerlendiren farkındalığı yüksek bir insanım.
Yani demem o ki, kitap harici eleştiren yorumlarınız zerrece umurumda olmaz. Canım isterse Online, istemezse dosyaya yazar sürecine kendim karar veririm. Ben kendi isteklerimi irdeler, keyif aldığım şeyi istediğim şekilde yapmayı uygun görürüm.
O yüzden şunu hatırlatmaktan mutluluk duyarım, diğer yazarlar gibi ünlü olma sevdasına ilk kitabını çıkaracak çaylak bir yazar gibi like, yorum ya da okunma sayısına bağımlı değilim, açıkçası umurumda değil, tek derdim yorumlarla tatmin olmak ve en az sizin kitap okurken keyif aldığınız gibi yorum okuyarak keyifli bir süreç geçirmek isterim... Bana acemi yazar ayakları çekip sitem ederken, sitemlerinize dikkat etmenizi yeğlerim, ne kadar tatmin olursam o kadar heyecanla bölüm atar, ne kadar yalnız kalırsam o kadar kendime saklarım.
Sizi seviyor değer veriyorum, bu süreci ve zorlukları bir nebze unutturmak için fedakarlık ettiğim zamanımdan size ayırıyor, birçok yazar gibi para kazanmak için zamanı gelince basmak yerine ücretsiz okumanız için olanak sağlıyorum.
Yeni bölüm 1 Mart olsun mu demiştim İnstagram da, "kimler bölümleri sık sık heyecanla ve haftanın kaç günü bekliyor?" sorusuna yanıtıbekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİRKİNİN AY IŞIĞI
Historical Fiction"O... O karanlıklar Lordu denilen adam hakkında anlatılanlar..." dedi genç kız bayılacak gibi duran bedenini dik tutmaya çalışarak. "Bir canavarla evlenmeme izin mi vereceksiniz efendim?" "Bunu yapmak durumundayım..." "Ben sizin kızınızım!" "O zaman...