Biz geldik, keyifli ve hızlı bir bölüm yazdım hemen paylaşmak istedim. yorumlar çok güzeldi özellikle birkaç kişi coşuyor bu da benim şevkimi getiriyor. Keyifle okuyun ve bol bol yorumlamayı unutmayın. Yazım hatalarım olursa lütfen kusura bakmayın, onca yoğunlukta redakte etmeye vaktim olmuyor ve ben bölüm yüzünden yine namazı yaşlandırdım, şimdi gidip namazımı kılayım.
sizi seviyorum.
Burada kalplerinizi görelim mi?
Bacakları titreyen ve her an bayılacak kadar güçsüz hisseden Jessica kocasının konuşmasını uzaklardan geliyormuşçasına derinden duyuyordu. Kollarını sımsıkı tutan elleri gibi yüzüne bakan adamın kelimelerini de zar zor algıladı. Hasta bir rahatlamayla titreyerek dermansız kalan dizlerinden gücünü saldı ve bedenini kocasına dayandığını hissetti. Hayır bayılmamıştı ama ayık bir zihninin gücünü de taşımıyordu gövdesi. Hayal bile edemediği bir felaketti o adamlar ve yapacaklarından duyduğu dehşetten onu koruyan tek şey oydu. Kocası!
Şu an!
Sadece şu an...
Kocasının elleri gücünü kanıtlarcasına kolunu acıtırken, düşmemesi için sıkı sıkıya tutması nedense içini rahatlatıyordu. Kalbi boğazında gibi atarken, az evvel olanların görüntüsü zihninde yankılanıyor, bir anda geldikleri noktadan dolayı kalbi inanılmazlık içerisinde tek bir kelimeyi şakıyordu:
Güvendeyim. Güvendeyim. Güvendeyim.
En son olmak istediği adamın kollarında en çok güvende hissettiği anı yaşamak kadar büyük bir hayal kırıklığı yoktu. Korkunç ve ürkütücü bir şekilde sarsıldı, sırtından aşağı soğuk terler boşandı.
"İyi misin?"
Kocasının hala öfkesini saklayamadığı öfkeli sesiyle buz kesti. Titreyince kocasının kolları omzunu sardı ve bedenini göğsüne çekti. Gövdesi paniği emen bir iksirmiş gibi sakinleştirirken, soluğunun ılıklığı yüzüne doğu esti. Derin bir soluk alınca içine kocasının sıcak ten kokusu yayıldı. Yatıştıran koku tanıdıktı, az evvel kafası o kadar karışıkken bile kokusunu fark etmiş olmasına şaşırdı.
"Sana soruyorum, iyi misin? Lanet kadın korkutma beni bir şey yaptılar mı?"
Sanki orduları yöneten bir adammış gibi öfkeyle konuşuyordu. Yüzüne baktı, maskenin altından görünen gözleri çakmak çakmaktı. Ondaki öfke kızın tüm sinirlerini tutuşturdu ve gövdesini yaktı. Ellerini göğsüne koyarak onu ittirdi. Dişlerini sıkarak, "Bırak," diye fısıldadı. Adamın şaşkın bakışları arasında daha güçlü, daha net şekilde, "Dokunma," diye bağırdı. Onu ittirdi ama kocasının kolları bir kalkan kadar güçlü bir pranga kadar sıkıydı.
"Beni bırak."
Bir anda kollarını açan ve karısını kendinden uzaklaştırmadan bir adım geriye giden adamla hafiften sarsılan kız, garip bir şekilde onun kuvvetini ve sıcaklığını anında özledi ve bundan nefret etti.
Kızgınlığı daimdi ama eski alayı yerinde yoktu. "İyi misin?" Sesi endişeli ve kibardı. İlk defa düşmanca konuşmuyordu.
Kollarını kendine saran Jessica titremesini durdurmak için ellerini teninde yavaşça hareket ettirdi ama kocasının ona sarıldığında duyduğu sıcaklığı sağlayamamıştı. Bacakları sanki her an dönüşecekmiş gibi titriyordu. Sesini cevap verebilecek kadar kontrol etmesi gerekti.
"Düşündüğün şanınsa, zarar vermediler. "
"Vereceklerdi."
"Evet vereceklerdi." dedi soluğu genzine tıkanan kız. Bir adım gerileyerek kırgın şekilde başını iki yana salladı. "İstediğini yapacaklardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİRKİNİN AY IŞIĞI
Fiksi Sejarah"O... O karanlıklar Lordu denilen adam hakkında anlatılanlar..." dedi genç kız bayılacak gibi duran bedenini dik tutmaya çalışarak. "Bir canavarla evlenmeme izin mi vereceksiniz efendim?" "Bunu yapmak durumundayım..." "Ben sizin kızınızım!" "O zaman...