Bölüm 22

196 19 42
                                    

Her birinin acısı aynıydı, hepsi Jisung'un iyileşmesini istiyordu, ama Jisung'un herşeyi ne zaman hatırlayacaktı en önemli soru buydu herkesin aklındaki...

Sabah olmuştu Hyunjin bir kez olsun Felix'in başından ayrılmamıştı. Felix'in düşmek bilmeyen ateşini hemşireler her seferinde ağrı kesici ve ardı ardına kesilmeyen şişelerce verilen serumlardan sonra bile yine aynı şiddetini koruyordu. 

Felix yavaş yavaş gözlerini aralamıştı, Hyunjin yanı başında uyuya kalmıştı. Felix onun bu haline bir an için gülmüştü, çünkü nasıl uyuduysa elindeki kahve bardağı yere bile düşmemişti o derece o koltuğa bayılmıştı. Felix bir an cidden kahkaha attı haftalar sonra ilk kez böyle gülmüştü. Hyunjin gülme sesini duymasıyla direk gözlerini açıp yattığı koltuktan kalktı, yarı uykulu gözleriyle etrafı göremeden konuştu

Hyunjin: Hey Jeongin sen misin, ahhğğ olum daha sabah saatin kaçı ne diye gülüyorsun Feliz uyuyor rahatsız etme onu!

Hyunjin'in uyarı verici ses tonu etkisi baya kuvvetli idi lakin gözlerini açmadan konuştuğu için bütün hepsini Felix'e söylemişti ve Felix ikinci kez yine gülmeye başlamıştı.

Hyunjin: Hay amına olum kes sesini! duymuyor musun amk dediğimi, bekle kendime bir geleyim göstericem ben sana gülmeyi.

Felix: Kime gösterecek mişsin Hyunjin?

Hyunjin ovuşturmaya başladığı gözlerini bir anda indirdi

Hyunjin: Felix Felix iyi misin, bebeğim bir yerin ağrıyor mu?

Felix gülüp

Felix: Ben iyiyim şapşal yani iyi hissediyorum, Jisung burda değil mi ben hayal görmedim?

Hyunjin: Evet sevgili burada hayal görmedin ve o çok iyi, sadece aklı gidik küçük crayzinin.

Felix: Nasıl yani?

Hyunjin: Bu kadar soru yeter, ateşin bak hala düşmemiş hemşireler bir daha baksın eğer ateşin düşerse söz seni ona götüreceğim.

Felix: Ama-

Hyunjin: Daha tek kelime duymak istemiyorum çok korkuttun beni şimdi iyileşmeden seni ona götürmemi bekleme benden tamam mı hayatım?

Felix: Off peki illa sen burda olmayacağın zaman olucak.

Hyunjin: Hayır burdan ayrılacağımı kim söylüyor?

Felix: Tuvaletini de buraya yapıcak değilsin ya?

Hyunjin: Bilmem.

Felix: Iğğ pislik herif.

Hyunjin: Bunu sizden duymak benim için bir şereftir ladyim.

Hyunjin Felix'in elini öpünce Felix tekrardan gülmüştü.

Hyunjin: Gerçekten iyileştikten sonra seni ona götüreceğim ama lütfen beni dinle ve gitmeye çalışma.

Felix: Peki gitmeyeceğim.

Hyunjin: Ben hemşire çağırmaya gidiyorum dinlen şimdi.

Felix: Tamam.

...

Jisung gözlerini yeni araladı Minho'nun yanında. Onun yüzüne bir kez daha yakından bakıyordu.

Jisung yine Minho'nun dudaklarına bakmaya başladı. Jisung kısık bir sesle

Jisung: Özür dilerim ama bu sefer seni öpeceğim, neden bilmiyorum ama içimden bir ses bunu yapmamı söylüyor sanki yapınca rahatlayacağımı hissediyorum. 

Minho bu sefer yavaş ve yorgunca gözlerini açtı. Jisung bir an için korkmuştu.

Jisung: Sen uyumuyor muydun?

Minho: Daha yeni uyandım sesine.

Jisung utanarak 

Jisung: Dedikleri mi de duymuş olmalısın o zaman?

Minho gülümseyerek

Minho: Daha önce zaten öpmüştün tekrar öpsen bile bir şey olmaz. Ben zaten seninim bir başkası onu öpemez çünkü ömür boyu seninle olacağım.

İkisinin de kalbi uzun zaman sonra bu kadar hızlı atıyordu. Bir şeyi unutmuşlardı bu odada sadece ikisi yoktu koltukta uyanık olan ve onları her saniye izleyen bir adet Chan ve bir adet Seungmin vardı.

Jisung yavaşça Minho'ya yaklaştı ve Minho'da ona, Jisung birkez dudaklarını birleştirip çekmişti. İkiside birbirlerinin gözünün içine bakıyordu Minho'nun yanakları kızarmıştı ve Jisung buna gülmüştü ama neden güldüğünü kendiside bilmiyordu. Tekrardan dudaklarını birleştirdi ve ilk başta yavaş bir şekilde başlayan öpüşmeleri giderek yerini daha tutkulu bir yere bıraktı. Jisung o pembe odayı, odanın içindeki Minho'nun olduğunu, okuldaki davranışlarını pislik babasını ve tüm hayatını o dudaklarda hatırladı. Jisung öpüşmelerinin hızını kesemeyip hzılı bir şekilde Minho'nun yorgun bedeninin üstüne çıktı, bunu gören Chan artık dayanamayıp.

Chan: Öhm Öhm ne oluyor burda!?

Jisung bir anda kafasını kaldırıp Chan'e ve Seungmin'e baktı  ve direk Minho'nun üsütünden kalktı. 

Jisung: Yok bişey. 

Jisung eğilip  Minho'nun kulağına kısık sesle

Jisung: Herşeyi hatırlıyorum Minho, bundan sonra seni yalnız bırakmayacağım kim olursa olsun karşımızda, o pislik babam dahi olsa.

Minho Jisung'un dediklerini duyduktan sonra direk yatakta doğruldu ve 

Miho: Abi, Seungmin ben diyene kadar odadan çıkarmısınız bi?

Chan: NE?!

Miho: Abi lütfen.

Seungmin gülerek

Seungmin: Hadi Chan gel çıkalım onların bir işi var anlaşılan.

Seungmin'in ne dediğini anlamış olacakki Chan'in suratı kıpkırmızı kesildi. Jisung Chan'in bu haline gülmüştü.

Seungmin: Hadi Chan.

İkiside Odadan Chan yüzünden güç bela çıkmıştı.

Minho bu sefer öpüşmeyi başlatan ilk kişi olmuştu.

Marketten aldığım çikolatayı yemeyi unuttum bu nasıl bir şey? Bir sonraki bölümde görüşmek üzere<33

Merhaba KeDicik ✓[MINSUNG]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin