Bölüm 4

406 37 91
                                    

Hyunjin ve Felix Jisung'un yanına gelip ona sarıldılar. Jisung sessizce oturduğu yerde ağlıyordu.

...

Felix: Jisung ne oldu neden ağlıyorsun? Ne dedi o sana, biz sana gitme demiştik neden bizi dinlemezsinki bebeğim ne oldu anlat ağlama daha fazla!

Jisung: Neden ağladığımı bilmiyorum, sadece bir an sen geldin gözümün önüne. Aynı onun gibi beni koruman aklıma geldi. Felix beni sakın yalnız bırakma bu malla bir olup beni sakın tek bırakma, ben gücümü senden alıyorum senin sayende ayakta kalabiliyorum lütfen beni yalnız bırakma.

Felix Jisung'un dediği üzerine ikisi birbirine sıkıca sarılıp ağlamaya başladılar.

Hyunjin: Beni unuttunuz herhalde, hani bana kucak sarılması.

Jisung Hyunjin'e dönüp

Jisung: Bu seferlik Lix'im le sarılmak istiyorum ona ihtiyacım var.

Hyunjin başını üzgün bir şekilde eğince Jisung

Jisung: Sana da her zaman yer var, gel buraya. Hepsi birbiri ile sarılırken Felix ayrılıp Jisung'un suratına bakıp konuştu

Felix: Seni asla yalnız bırakmayacağım. Her zaman yanında olacağım sen benim kardeşimsin. Bir abi kardeşini arkasında bırakarak ilerleyebilir mi? Senin kanadın kırıkken ben uçabilir miyim? Uçamam. Seni asla yalnız bırakmayacağım ama lütfen artık bir dur de bu duruma gel birlikte atlatalım bu durumu.

Jisung Felix'in dediklerinin üzerine ağlamaya başladı.

Jisung: Düzelmek için çok çabalıyorum ama o anılar aklımın ucundan, gözümün önünden bir kere olsun silinmiyor. İlerlememe, aşmama engel oluyorlar. Yapamıyorum özür dilerim.

Felix ve Jisung birbirine sarılarak ağlamaya devam ediyorlardı. Hyunjin'de onlardan sarılmayı bırakıp biraz kenarda durup onları dinliyordu.

Felix: Sana neden kardeşim dediğimi biliyor musun?

Jisung: Hayır bilmiyorum bunu daha önce hiç anlatmadın bana.

Felix: Evet anlatmadım. Sadece uygun bir zaman bekliyordum. Şimdi anlatabilirim. Sen kardeşime o kadar çok benziyorsun ki seni ilk gördüğümde, bilmem hatırlıyor musun sana ''Yongbok'' diye bağırıp sarılmıştım. Herkes yolun ortasında şaşırıp ikimizin haline bakmıştı.

Jisung gülüp

Jisung: Hatırlamaz olur muyum. O gün senin bir deli olduğunu düşünmüştüm. Bana sarılıp ağlamaya başlamıştın.

Felix gülerek

Felix: Evet. Biz ailecek bir Tayland gezisine gitmiştik Avusturalya'dan. O zaman benim bir ikizim vardı işte ikizimin adı ''Yongbok'tu''. Seni uzaktan ona benzettim ve hemen yanına bağırarak koştum. Ben ikizimi kaybetmiştim o zaman. İkizimi Tayland' daki bir organ mafyası kaçırmış ve bir göl kenarına çıplak bedenini atmışlar. Yaşlı bir çift polislere haber vermese kardeşimi asla bulamayacaktık. Onu bulduğumuz zaman aradan 3 gün geçmişti. Cansız bedenini doktorlar yaptıkları otopside organlarının hepsinin alınmış olduğunu yazmıştı. O günden sonra Tayland'a hiçbir şekilde gitmedim. Kardeşim olmadan yaşayamıyordum. Psikolojim tamamen bozulmuştu. O psikolog kadına gittik yani Seul'e geldik, seninle birlikte aynı gittiğimiz doktor kadın. Ailem beni zar zor dışarı çıkarmıştı. Biliyor musun kendime zarar vermeyeyim diye beni uçakta yol boyunca uyutmuslardı. Gittiğimiz psikolog kadınında benden umudu kalmamıştı ki, seni gördükten sonra ben düzelmeye başlamıştım. Yani tüm hayatım senin sayende değişti. Seni tekrardan o psikolog kadının yanında görünce kendime gelmeye başlamıştım. Doktor bu anı iyileşmeye bir sebep verememişti, ama seni her görmemle daha da iyi olduğumu hissediyordum.

Merhaba KeDicik ✓[MINSUNG]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin