Aşk-ı Karışık

14.Bölüm-"Kadınlar günün kutlu olsun"

Doğan: Sana şirketle ve bir takım şeylerle ilgili verdiğim belgeler var ya. Onları kasandan alıp buraya getire bilir misin?
Julia: Bir sorun mu oldu?
Doğan: Hayır hayır, sadece şirketle ilgili bir ihtiyaç var o kadar. Hadi getir.

Julia Doğanın dediğini yapar ve odasında ki kasaya ilerler. Şifreyi girdikten sonra, mücevher kutularının altında olan bir kaç belge ve senetleri alarak, adamın yanına gelir.

Julia: Hepsi burada.

Her şeyi masaya koyar ve adamın onları incelemesini izler. Bir kaç dakika sonraysa yanına yerleşir.

Julia: Her şeyin yolunda olduğuna eminsin değil mi?
Doğan: Evet sorun yok, sadece yeni bir iş için bu belge gerekliydi. Bolu'da ki şirketimin hissedarlarıyla bir anlaşma yaptık. Kuyucu Holdingle birleşme gibi bir şey yapacağız. Diğerlerini yerine koyarsın artık.
Julia: Tamamdır canım. Bu arada, dün geceden sonra tamamen barıştığımızı varsayıyorum.

Adam kadına bakar ve gülümser.

Doğan: Barıştık. Ama bir daha böyle şeyler yapmıyorsun, rica ediyorum.
Julia: Tamam yapmam merak etme.

Adam sol kolunu kadının beline sarar ve kadında başını adamın göğsüne yaslar. Sessizce sarılırlar.
~
Samet: O olduğuna emin miyiz? Yani Doğan buna cüret eder mi?
Ender: Kesinlikle eminim!
Yıldız: İyi de şimdi biz nasıl onları alacağız?
Samet: Orası kolay.

Adam kanapeye oturur ve iki kolunuda başa yaslar.

Samet: Julia Caneri tanıyor mu Ender?
Ender: Hayır yani tanışmadılar diye biliyorum ama araştırmışsa bilemem.
Samet: Hayır merak etme Julia öyle şeyleri araştırmaz, Yıldızı bile tanımıyordur. Peki Emirle Sedai? Onları da tanımıyor değil mi?
Yıldız: Yani yok, bizimkilerde pek bilmiyor.
Samet: İşte. Planın ana hattı kuruldu bile.

İki kadında bir birlerine bakar ve anladıkları şeyle gülümserler.
~
Kadın eve gittiğinde, eşini yine ev de görememesiyle intikam ateşini daha da alevlendirdi. Belli ki yine sevgilisinin yanındaydı. Sinirli ve üzgün bir şekilde odasına çıktı. Evet adamı sevmiyordu bu doğru ama yinede bunu bir kadın olarak kendine yediremiyordu.

Dolaptan aldığı kıyafeti yatağa atarken, üzerini çıkarmaya başladı. O sırada çalan telefonla çantasına yöneldi ve telefonunu aldı. Ekranda görmüş olduğu yüzle iç çekerek, telefonu açtı.

Şahika: Ender merhaba.

Kadın telefonu hoparlöre alır ve yatağa bırakarak giyinmeye devam eder.

Şahika: Enderciğim orada mısın? Telefonu açıp cevap vermemende ayrı bir tuhaf.
Ender: Giyiniyorum Şahika! Tam giyinirken aradın.
Şahika: Ha anladım. Demek giyinirken bile telefonumu açacak kadar çok seviyorsun beni.
Ender: Ya ne demezsin.

Kadın giydiği üstüyle, telefonu alır ve hoparlörden çıkararak kulağına koyar.

Ender: Söyle bakalım. Ne istiyordun?
Şahika: Hiçbir şey, sadece öylesine, özledim seni...

Kadının söylediğiyle Ender sustu ve tek kelime etmedi. Zaten bu durumda ne diye bilirdi ki?

Şahika: Sana "beni anlamaya çalış" dediğimde, "denerim" demiştin. Denedin mi?
Ender: Şahika dediğinin üzerinden saatler geçti sadece, bilmem farkında mısın?
Şahika: Sen her şeye hemen karar vere bilen birisin Enderciğim, oynama bana. Seni en iyi ben tanırım, kardeşinden bile en iyi.
Ender: Şahika bunda düşünecek bir şey yok. İstediğin şey imkansız, ayrıca ben evliyim unuttun galiba.
Şahika: Evet aldatılan evli bir kadın!