29.Bölüm-İlk ve Son

124 12 62
                                    

Kadın gözlerini açtığında ilk önce sağına bakar ama görmeyi beklediği kişiyi göremeyince dik oturur ve etrafına bir göz atar. Daha sonraysa sabahlığını üstüne alır ve aşağı iner. Mutfaktan gelen tabak çanak seslerini duyduğu an, Şahika'nın orada olduğunu anlayarak mutfağa yönelir. Gördüğü manzara karşısında kendini gülmekten alıkoyamaz.

Ender: Sen yemek yapmayı bilir miydin?
Şahika: Hayır tabii ki de ama tek olduğumuz için idare edeceğiz. Biraz yandı artık kusura bakmazsın.

İkisi de mutfak masasında sohbet ederek kahvaltılarını ederler. Bulaşıkları bile birlikte halledip salona geçerler.

Şahika: Bir kahve içer miyiz?
Ender: Şuan değil ama akşamüstü olabilir.

Her ikisi salona geçer ve her şeyden, hatta olacaklardan habersiz oturup sohbet ederler.
~
Erhan: Hemen o ikisinin nerede olduğunu buluyorsunuz! Bu iş fazla uzadı, bir an önce bitireceğim!

Adam yerinden kalkar ve telefonundan numara tuşlayarak kulağına götürür.

Erhan: Neredesin? Ne yapıyorsun?
Kumru: Yoldayım, Canerle konuştuk, şimdi de buluşmaya gidiyorum.
Erhan: Aferin, ağzından laf almaya çalış, nerede olduklarını acil öğrenmeliyiz!
Kumru: Merak etme, o iş ben de.

Kadın telefonu kapatır ve çantasına atarak yürümeye devam eder. Bir kafenin önüne geldiğinde durur ve içeri girer. Gözüyle etrafı süzer ve gördüğü kişiyle sahte gülüş takınarak ona ilerler.

Kumru: Canım nasıl oldun, iyi misin?
Caner: Biraz daha iyi sayılırım.

Kadın sorusunu sorarken adama sarılır, sonraysa karşısına oturarak çantasını yanına bırakır.

Kumru: Nasıl oldu bu böyle? Eve hırsız mı girdi?
Caner: Hırsız değildi, bilerek girilmişti. Kesin ablam içindi.
Kumru: Yani hayatım ama kim ne yapmak ister ki ablana? Telefonda babam hakkında bir şeyler söyledin ama babamın yakını olan kimse böyle bir şeye yanaşmaz zaten.
Caner: Bilemiyorum Kumru ama birileri gene ablamla uğraşıyor o malûm. Yani eğer o gece evde olsaydı, kim bilir neler olacaktı.

Kadın derin bir nefes alır ve konuya girmenin tam zamanı olduğunu anlar.

Kumru: Peki ablan nereye gitti? Yani uzak bir yer mi?
Caner: Bilmiyorum ki bana da söylemedi, Şahika götürecekti onu, o da bilmiyordu neresi olduğunu bence.
Kumru: Belki güvenli bir yere götürmüştür. Yani herkesten uzak bir yerse rahat ederler.
Caner: Dağlık bir yere gittiler, orada pek kimseler yokmuş. Güvendelerdir kesin ama yine de bir sesini duymak isterdim.

Kumru tam anlamıyla alamadığı cevapla hoşnutsuz olsa da, hiç yoktan iyidir diye düşünür. O burada bir şeyler öğrenmeye çalışırken, ikili evlerinin teraslarında kahvelerini yudumluyorlardı.

Şahika: Açık hava çok iyi geldi.
Ender: Evet sessiz, sakin bir yer, çokta rahat. Ama şehrin karmaşasını da özledim yani.
Şahika: Entrikalarından uzak kalamıyorsun değil mi?
Ender: Sanki sen kala biliyorsun.

İkiside bu durumlarına gülerlerken, bir an da ciddileşirler. Şahika kafasını sola çevirir ve yere bakan kadına kenetlenir.

Şahika: Bir yıl önceye kadar seninle burada, bu halde olacağımızı söyleseler asla inanmazdım.
Ender: İnan ben de. Senin ölümüne o kadar alışmıştım ki, şuan her şey çok tuhaf geliyor.
Şahika: Ama galiba sana tek tuhaf gelen şey o değil.

Ender başını yerden kaldırıp kadına bakar. Gözlerini kısarak ondan çeker ve tekrar yere döner.

Ender: İlişkimizin tuhaflığı bir yana, seninle olması da ayrı bir tuhaf. Çünkü sen Kaya'nın kardeşisin... Bazen yaptığım şeyin hiç etik olmadığını düşünüyorum.
Şahika: Sen bugüne kadar ne etik haraket yaptın ki Ender? Biliyorum bana da tuhaf geliyor ama olan oldu, biten bitti, geriye saramayız. Yaptığımız belki de yalnış ama yalnışımızla mutluyuz öyle değil mi? Bu yetmez mi bize?..

Aşk-ı Karışık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin