28.Bölüm-Hiç Olmayan Renklerdeyiz

127 15 77
                                    

Not: Başlıkta ki müzik EnŞahın arabada dinlediği müzik. Türkçe çevirisini yapmıştım isterseniz bir göz ata bilirsiniz...

Sabah erkenden, daha odaya ışık bile değmemişken, Ender çoktan hazırlanıp salona geçmişti. Tabii Şahika uyanana kadar da boş durmamış, evini arayarak çalışandan bir kaç parça kıyafet istemişti. Bu sayede kadın uyandığında giyecek bir şeyleri olacaktı.

Kendisi pencere önünde ki koltukta oturup kahvesini içerken, çalışanlarda kahvaltıyı hazırlıyordu. Gözü bir o yana, bir bu yana giden kadınlardayken, gözüne sataşan kişiyle yüzüne bir gülümsemeye yayılır.

Ender: Sonunda uyana bildin.
Şahika: Çok derin uyumuşum.

Şahika da aynı şekilde kadının karşı koltuğuna oturur ve aklına gelen şeyle dudaklarını kıvırır.

Şahika: Bunları sen mi getirttin evden?
Ender: Evet, benimkilerin içinde rahat etmezsin diye kendilerinkini getirteyim dedim. Malum tahta gibi incecik olduğun için.

Kadının önce gülümseyip sonrasın da yüzünün düştüğünü gördüğünde, moralinin ne kadar bozuk olduğunu anlar Ender. Buna dayanamayarak sağ elini uzatıp, kadının sol elini tutarak okşamaya başlar.

Ender: Daha iyi misin?
Şahika: İyi olmaya çalışmaktan başka çarem mi var? Görmezden gelerek canımı daha da yakacakmışım gibi hissediyorum.
Ender: Kafana takmamaya çalış o zaman. Takarsan daha da sorun yaratır. Bir şeyin olacağı varsa olur, bunu engelleyemeyiz.
Şahika: Bunu sen mi söylüyorsun?
Ender: Evet ben söylüyorum! Toparla artık kendini, sen bu değilsin!

Son cümlesinden sonra ellerini geri çekip kadına bakmaya devam eder. Sonundaysa aklına gelen şeyle gözleri parıldayarak konuşmaya başlar.

Ender: Bak ne diyeceğim, acaba bir haftalığına bir tatile mi gitsek akşam?
Şahika: Sen ve ben? İkimiz mi yani?
Ender: Başka kim olacak Şahika, ikimiz tabii ki. Hem bu olanları unuturuz, havamız değişir.
Şahika: Ender hiç o havada değilim, başka zaman olur mu?
Ender: Hayır! İtiraz falan istemiyorum gideceğiz. İyi gelir sana da emin ol, birlikte olduğumuzdan beri doğru dürüst bir şeyler yapamadık. Bu ilk olur.

Kadının gözlerine, ışıl ışıl mavi gözleriyle bakıp etkilemeye çalışır. Tabii ki kadında buna tepkisiz kalamaz ve sonunda kabul eder.

Şahika: Peki tamam gidelim. Hatta benim bildiğim çok güzel bir yer var oraya gideriz. Sessiz sakin, hiç kimsenin olmadığı bir yer.
Ender: Sen kabul et de nereye istersen oraya gideriz.

Ender gülümseyerek ayağa kalkar ve kadının da elinden tutarak, artık hazır olan masaya ilerletir.
~
Kadın kulağında telefonla, sol eli belinde odayı turluyordu resmen. Burnundan soluduğu ve sıkıldığı her halinden belliydi.

Kumru: Ben artık cidden çok sıkıldım! Ne yapacaksanız yapın, bitsin bu iş!
Erhan: Sakin ol küçük hanım, daha bir kaç gün oldu hemen mi sıkıldın sen?
Kumru: Rol yapmaktan bıktım! O Canerle olmaktan daha çok bıktım! Bakın ben bu işi daha fazla sürdürmek istemiyorum, bir kaç gün, bir kaç ay gibi geliyor resmen.
Erhan: Tamam sakin ol, bu gece bitiriyoruz bu işi.

Adamın sol elinde ki telefon kulağındayken konuşup, bir yandan da kendine çay koyar. Bardağı eline alıp siyah koltuğuna yerleşir ve ateş gibi sıcak çayından, hiç umursamadan yudum alır.

Kumru: Nasıl yani bir dakika, bitiyor derken?
Erhan: Dün Şahika Enderde kalmış, evden de bir kaç kıyafet istemiş. Belli ki korktuğu için bir kaç gün orada kalacak, ben de hiç vakit kaybetmeden gece bu işi bitireceğim!
Kumru: Öldürecek misin yani? Bitiyor mu gerçekten?
Erhan: Kızım sen de neye şaşırıyorsun bu kadar? Biliyordun baştan beri sonunun ne olacağını zaten.
Kumru: Biliyordum evet de, böyle de tuhaf oldu. Bana bir şey olmaz değil mi? Hapise girmek istemiyorum.
Erhan: Hiçbir şey olmayacak meraklanma, senin arkanda koskoca Erhan Ekinci var! Senin işin bitti burada, gece seni ararım.

Aşk-ı Karışık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin