Kırlangıç'52

1.9K 150 111
                                    

-Kırlangıç ve Ertuğrul'u

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Kırlangıç ve Ertuğrul'u...


🕊

Kalp denilen bir organ nasıl bir insan uğruna böylesine hoyrat olabiliyordu? Bir avuç büyüklüğünden ibaret olan et parçasıyken insana koca bir yuva olmayı başarıyordu. Şu an yolunu gözlediğim adamın yuvası da kalbimdi. Ben henüz yuvasız bir kırlangıç olsam da biliyordum bir gün illa ki ben de yuvama kavuşacaktım. İşte o zaman Ertuğrul'un kalbi çatısı, duvarları olmayan koca bir yuva olacaktı bana. Bu bekleyişin bir zamanı yoktu; belki bir gün belki bir ömür bekleyecektim. Ama pişman olmayacaktım.
Ertuğrul'u beklerken koca bir hayatı ertelesem dahi önemsizdi. Çünkü beklenecekse sadece Ertuğrul beklenirdi. Ve şu ömrüm bir tek onun için heba olmaya değerdi.

Şimdi durduğum şu pencere kenarında gelişini izlediğim koca heybetli bu adam için yaşayacağım ömrün heba olması zerre umrumda değildi. Çünkü ben bu bekleyişin sonunda yuvama kavuşacaktım.

Sokağın başından evime doğru yürüyen adama dalmış bakışlarım bir çift kara hareye mahkum olurken hızla kapıya doğru gittim. Ayakkabılığa asılı çantamı alıp evden çıkarken yolu yarılamış olan adama doğru ilerlemeye başladım.

Ona gidişimi olduğu yerde durup izlerken sevgiyle gülümsedim. Sanki dudaklarım gizlice ona onu ne kadar çok sevdiğimi haykırır gibi her görüşümde kıvrılıyordu.

"Ertuğrul!" Bedenlerimiz arasındaki mesafeyi kapatırken kollarım kalıplı bedenine doğru uzandı. Parmak uçlarıma yükselip başımı sol göğsüne yasladım.

"Sokağın ortasındayız." Saçlarımın arasından kulaklarıma dolan sesiyle başımı yasladığım bedenden ayırdım.

"Ne var ki bunda?" Yüzümü görmek için bana eğilen çehresi bu açıdan fazlasıyla kalbe zarardı.

Bendeki bakışları tek tük insanın gelip geçtiği sokakta gezindikten sonra tekrar bana çevrildi. Ardından bir kolu belimi kavrarken belli belirsiz sarılışına gülmekle yetindim.

Ertuğrul yaşadığı her şeyin ulu orta, gözler önünde olmasını isteyen bir adam değildi. Ama ne var onu gördüğüm her yerde kollarının arasına girip hasret gidersem? Çok mu zordu?

Belimdeki kolu benden ayrılırken istemeye istemeye ben de kendimi geri çektim. Tam karşısında durduğumda gözleri yüzümde dolandı.

"Biz seninle hiç sahile inmedik. Gidelim mi?" Usulca başını sallayarak beni onayladığında keyifle yanındaki yerimi aldım.

Adımlarıma ayak uyduran adımlarına karşı yandan yandan güzel yüzüne bakındım. Şu cüssesiyle minik adımlar atıyor oluşu bile benim için çok fazla değerliydi.

KIRLANGIÇ | YARITEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin