Gözlerimi araladığımda resmen içim yanıyordu. Gözlerimitekrar kapadım. Uyumak istiyordum. Saat çok erkendi. Ancak susamıştım. Şimdi ayağa kalkıp su içmeye gitsem uykum açılacaktı elimi yüzümü yıkamadan duramayacaktım. Hepten uykum kaçacaktı. Ama susamıştım.
Bunun seçimini yaparkense uykuya daldım zaten. Tekrar uyandığımda gözümü açmadım bu sefer. Ama gerçekten içim yanıyordu. Artık karşı koymak yerine kalktım. Mutfağa geçtim.
Büyük bir bardak su doldurdum. Ancak içemedim. Yarıya gelmişken resmen midem kendini kapattı. Bende bardağımla odama döndüm. Yatağıma girdim. Beklemeye başladım.
Uyumayı veyahut uyanmayı. En sonunda uyandım. Bardağı bitirip duşa girmek için odamdan çıktım. O sırada merdivenlerden çıkan Pelin dikkatimi çekti.
Saçı başı dağılmıştı. Makyajı akmıştı. Gerçekten korkunçtu. Bana bakıp ne bakıyorsun dercesine başını salladı. Acaba bende onun gibi miydim ? O uykuluydu ama ayılmıştım. Banyoya geçip baktım. Sapasağlamdım.
Pelin'in bu halde gezmesine izin veremezdim. Savaştan çıkmış gibiydi. Acilen onu bulup banyoya götürdüm. Kendini gördüğünde ufak çaplı bir dehşet ifadesinin ardından omuz silkti. Mutfağa geçip su içtikten sonra tekrar banyoya geçti.
Bende aşağı indim. Gamze uyuyordu. Kapıyı yavaşça kapadım. Sonra hafif aralık olan kapıya yürüdüm. Turna da uyuyordu. Götü açıkta kalmıştı. Yavaşça adımladım. Üzerini örteceğim esnada uyumadığını fark ettim. Yüzüstü uzanmış telefonuna bakıyordu.
Hafiften telefona baktım. Bir kız vardı. Biraz daha başımı uzattığımda görüntülü konuştuklarını kızın bana bakması ve Tunanın arkasını dönmesinden anladım.
Bana kızgınca baktığında dikleştim. Tek kaşımı kaldırdım. Kıza hoşçakal diyip sırt üstü döndü.
"Kim bu kız ?" dediğimde hınzırca gülümsedi.
"Ben sana gecenin bir vakti Savaş'ın yanında ne işin var diye soruyor muyum ?" şaşkınlıkla ona baktım.
"Nerden biliyorsun bunu ?" omuz silkti.
"Gecenin bir vakti eve giren sensin. E o saatte nerden gelebilirsin ? Salak değilim. Ama bundan Gamze ve Pelinin haberi yok. Olsun ister misin?" gözlerimi kıstım. Gülümsedi.
"Sen hanım kızımızı anlatma ben gece kaçamağını anlatmıyim ?" anlaşmayı kabul etmemi bekliyordu. Hızlıca çıktım odadan. Soluğu banyoda aldım. Tunahan peşimden geliyordu.
"Pelin, Ben dün Savaşın yanındaydım." hızlıca bana döndü. Sonra Tunaya baktı.
"Sen niye burdasın ?" diyip onu kovdu. Sonra baktı. Azar için ağzını açmışken tekrar konuştum.
"Tuna bir kızla konuşuyor." kaşlarını çattı. İki konuyu kendi içinde istişare ediyordu.
"Savaş'ın yanında ne işin vardı senin ?" diye kızdığında başımı eğdim.
"En azından içim rahat artık. Yani dün biraz konuştuk. Ve ben artık yoluma bakabilirim." cümlem üzerine kaşları düzeldi. Aynaya dönüp yüzünü temizleme işine döndü.
"Kim bu kız ?" sorusu üzerine anlattım. Sarışın bir kızdı. İşi bitince banyodan hızla çıktı. O merdivenlerden inerken ben de duşa girdim.
Resmen rahatlamış ve kendime gelmiştim. Hafif baş ağrım vardı. Ama görmezden geliyordum. Duştan çıkıp odama geçtim. Hazırlanıp çıktım. Gamze başını tutuyordu.
"Başım çok kötü." dediğinde montumu aldım.
"Su iç. Bol bol su iç. İyi gelir." Diyip çıktım. İlk önce tekele girdim.Su ve sigara aldım. Sonra sahile gitmek için İzbana bindim.
Alsancak sahile geldiğimde kafelerden birine oturdum. Denizi izleyerek kahvemi içip kahvaltımı yaptım. Sonra da sahil kenarında oturmaya başladım.
Elimi uzatsam suya dokunabilirmişim gibiydi. Ama biliyordum ki elimi uzatsam suya düşerdim. Herkes biri yardım eder ya da bu deli neden suya atladı diye düşünür yardıma gelmezdi. O zaman boğularak ölebilirdim.
Huzura kavuşur muydum ? Huzurlu olmaktan başka bir şey istemiyorum. Bunu insanlatın çoğunun dediği gibi denizi izleyerek yapmaya çalışmak saçmalıktı.
Kalktım ve eve dönmek üzere yürümeye başladım. Eve nasıl geldiğime dair hiç bir fikrim yoktu. Yol boyunca beynim patlayacak sanmıştım. Ama sonunda onunla vedalaşmış olmak içimi rahatlatmalıydı.
Beni sevdiğini bilmek mutlu etmeliydi. Ama hayır mutlu değildim. Onunla olabilecekken elimin tersiyle itmiştim resmen.
"Aklıma takılan bir şey var. Kınultuk dedin. Tam olarak ne konuştunuz ?" Pelin'in cümlesi ile sigaramı söndürdüm ve ona baktım. Gamze de yanında dikiliyordu. Omuzlarımı düşürüp tüm geceyi anlattım.
"Ne ? Sen deli misin ?" Gamzenin tepkisi ile bilmem işareti yaptım.
"Hemen onu bulup sarhoş olduğun için saçmalıdığını söyleyip onunla olmalısın." Pelin konuştupunda derin bir nefes alıp konuştum.
"Hayır. Yeryüzündeki tüm Mavi kum sahillerini kontrolüme de verseler hayır. Tüm mor kum sahillerini üzerime de yapsalar hayır. Hayran olduğum Beyaz Kım Sahillerinin her santimini de verseler hayır. Tüm bu güzelliklerin hepsimi aynı anda verseler de hayır." konuşmamın ardından Pelin kaşlarını kaldırıp gözlerini büyüttü.
"Bunlardan birinde yalnız kalsan, yanına alacağın Kişi, Yiyecek Ve içecek ?" Gamzenin sorusuyla ona baktım.
"Savaş, Kazandibi, Kahve." hızlıca cevapladıktan sonra hiç düşünmeden verdiğim bu cevap beni onun kadar şaşırtmıştı.
"Anlaşılan o ki Hayır, tüm bu güzellikleri verseler de Savaştan vazgeçmem diyorsun." Gamzeye öfkeyle baktım.
"Yoluma deavm etmeliyim. O teselliyi bulduysa ben gerçekyen seveceğiö birini bulmalıyım." telefonumu elime alıp bir süredir benimle kahve içmek isteyen çocukla randevulaştım.
"Bwn gidiyorum." diyip odama yürürken Pelin konuştu.
"Emin misin ?" ona dönüp gözlerinin içine baktım.
"Mecburum." ardından odama geçip hazırlanmaya başladım.
Üzeeime Camel rengi kumaş bir pantolon ve koyu kiremit rengi bir crop giydikten sonra cropla uyumlu bir makyaj yaptım. Üzerime deri cekatimi giyip Camel rengi çantamı aldım. Son olarak koyu kahve bir kemer taktım.
Kapıya gelip kalsik hörünümlü siyah ayakkabılarımı giyip çıktım. Kafeye gelip onu bulduğumda gülümsedim. Gerçekten yakışıklıydı. Elini sıkıp oturdum.
"Ne Alırdınız ?" diyen garsona kıza döndüm.
"Bir Latte ve bir salep lütfen." Umut'un cevabıyla gülümsedim.
"Salep içtiğimi nerden çıkardın ?" omuz silkti.
"Durumunu gördüm. Kuzen ve Salep." dikkat etmesi hoşuma gitmişti. Siparişlerimiz geldiğinde sohbet etmeye başladık.
Gerçekten çok gülmüştüm. Ve mükemmel bir sohbetti. Artık kalkmamız gerektiğinde ayaklandık.
"Hiç gidesim yok." ona sarıldım.
"Benimde." aynı fikirde olmamıza gülümsedi. Eve doğru yürüdük. Apartmanın önüne geldiğimizde bir sonraki buluşma için konuşacağımızı söyledik. İçeri girdiğimde kapının önünde anahtarlarını arayan Savaş'ı ve yanındaki Selin'i gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agnosia(Hissiz)
Teen FictionBirbiri için yaratılmış iki insan, aynı gökyüzüne bakıp, aynı hayatı paylaşırken nasıl birbirine yabancı olabilirdi... Yapbozdaki bir kaç parça başka bir yapboza aitti biz ise parçaları inatla kendi yapbozumuza takmayı denedik... ©Tüm Hakları Ağlayı...