'
Kacchan şarkı söylerken gerçekten çok iyi görünüyor. Keşke onun gibi olabilsem. Her ne kadar popüleritem artsa bile Kacchan kadar iyi değilim. Ona atılan iftiralar yüzünden artık sevilmiyor. Yoksa o çok iyi biri ve her şeyiyle mükemmel biri.Alkolü içmeden duramıyor. Bu onun suçu değil. Bu tamamen hayatın ona yaşattıklarının suçu. O da böyle olmasını istemiyordu ama bağımlılık onu zorluyor. Ona yardım edeceğim ve bu çukurdan onu çıkaracağım.
"Sana ne oldu böyle dostum. Sesin felaket."
"Tekrarlayalım. Bu sefer odaklanamamıştım."Doğru ya, onu seyrederken onu dinlemeyi unutmuştum. Ne aptalım.
"Pekala tekrarlıyoruz. 1..2..3. Start"
Şarkı söylemeye başlamıştı. Bir sorun vardı.. sesi oldukça tız ve güçsüzdü. Ne oldu bir anda?
"Kestik!"
Mikrofonu kapatıp yanındaki adamla konuşmaya başladı.
"Sesi felaket durumda. Böyle giderse batacak."
Mikrofonu tekrar açıp Kacchan ile konuşmaya başladı.
"Sesini uzun bir süre dinlendirme vaktin gelmiş. Şimdilik git ve kafeteryada vakit geçir. İyi olduğunda geri gel dostum."
"Hey! Tekrar deneyelim! Yarıda kestiniz şarkıyı-"
"Sence neden kestim? Sesin berbat çıkıyor. Şimdilik git. Daha Midoriya'nın sesini dinleyeceğiz."Yumruğumu sıkıp omzuna elimi koydum.
"Alay etmenin ne gereği var? Sesi gayet iyi-"
"Ahbap, sesin iyi ama duymuyorsun sanırım. Tiz ve ciyak bir ses ile nereye varacağını düşünüyorsun? Nuh gelse artık sesi düzelmez. Alkol kullanmaktan ses telleri zarar görmüş. Emekli olma vakti artık. Fazla oyalanmadan senin de sesini dinlememiz gerekiyor. Ses odasına geç."Ses odasına camdan baktım. Kacchan yoktu. Hızlıca bulunduğum alandan çıkıp ses odasının kapısının önüne baktım. Duvara yaslanıp yere bakan Kacchan'ın yanına gittim. Omzuna elimi koymam ile bakışlarını bana çevirdi.
"Git ve şarkını söyle Deku. Ben buradayım. Seni seyredeceğim."
"İyi misin?"
"Ben iyiyim, sadece git ve şarkını söyle. Bekletme onları fazla, sonra boş yapıyorlar."Ellerini tutup yanağını öptüm. "Burda bekle beni geleceğim."
Bana gülümsedi ve eliyle git git işareti yaptı. Ses odasına geçtim ve kulaklığı takarak mikrofonu ayarladım.
"Ses 1,2.. pof.."
Adamlar bana 'okay' işareti yapmaları ile sound başlamıştı.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
"Bugün de ses kayıt olayları bitti. Bugün ki yemekleri ben ödüyorum Kacchan. Ne yemek istersin?"Kollarımı gerip havaya kaldırdım ve ellerimi belime koydum. Kacchan'a bakışlarımı çevirdim. Telefonu ile uğraşıp pek beni duyuyor gibi hali yoktu. Omzuna dokunmam ile bir adım yana kaydı.
"Ben bir şey yemeyeceğim Deku. Aç hissetmiyorum."
"Eh..peki o zaman. İçecek bir şeyler.."
"İşim var Deku. Ben gidiyorum."Telefonu cebine koyup bir şey dememi beklemeden yanımdan ayrıldı. Bir şey mi oldu acaba? Ya da o adamların dediklerine mi alındı? Nereye gidiyor?
"Kacchan!"
Bana bakmadan hızlı adımlarla gitmişti.
"Ne oldu şimdi?"
Kirishima
Ocaktaki pirinci tahta kaşık ile karıştırıp üzerine tencerenin kapağını kapattım. 'L' şeklinde ki tezgahın diğer kısmında sebze doğrayan Kaminariye baktım. Bir şeyler mırıldanarak hızlı hızlı sebze kesiyordu. Arkasına yaklaşıp her iki yanından kollarımı uzattım ve ellerimi tezgaha koydum. Boynuna çenemi koyup ne yaptığına baktım.
"Önceden aşçılık falan mı yaptın da bu kadar güzel doğramışsın?"
"Annem sayesinde bu hale geldim diyelim."
"Oh.."Salatalıktan bir parça kesip ağzıma verdi.
"Bugün yoğun bir gündü. Hıyar iyi gelir sana."
Sebze doğramaya devam edecekken telefonu çalmıştı. Cebinden çıkarıp ekrana baktı.
"Oh, Shindou arıyor."
Cevaplayıp kulağına koydu.
"Alo?...İyiyim Shindou seni sormalı?... Ah evet akşam boşum.. Pekala, orada olacağım.. Peki, görüşürüz."
Telefonu kapatıp tekrar cebine koydu.
"Ne dedi?"
"Önemli bir şey değil ya. Bu akşam yoğun iş varmış bu yüzden işe gitmemi söyledi."
"Seninle geleyim mi?"
"Sen ne yapacaksın barda?"
"Bilmem, gelmek istedim sadece. Senle sohbet ederiz boş vaktinde.."
"Pekala, ama önce şu öğlen yemeğini hızlıca bitirip yiyelim."
"Evet.."Bu akşamı beraber geçiririz ve eğleniriz sanıyordum ama şu lanet işi yüzünden sürekli ertelemek zorunda kalıyorum. Hafta sonları bile meşgul oluyor. Artık izin vaktinin geldiğini düşünüyorum.
Ocağın üzerindeki tencereyi karıştırıp sıcak suyu kendine çekmiş olan pirinci ocaktan indirdim. Pirinci süzgeçten süzerken Kaminari ile konuşmaya başladım.
"Kaminari... Bu işte neden izin almıyorsun? Maaşından mı keserler?"
"Hem maaşımdan keserler hem de izin almak için herhangi bir sebebim yok Kirishima.."
"Beni sebep olarak görmüyor musun?"Bakışlarını üzerimde hissettim.
"Hayır tabikide Kirishima! Ama sadece şuanlık izin hakkımı kullanmak istemiyorum.."
"Bu iş için çok efor sarf ediyorsun. Bir nedeni var mı?"
"Aslında evet.. bir nedeni var. Ama sana tuhaf gelecektir."
"Senin hakkında olan hiç bir şey bana tuhaf gelmez Denki. Biz arkadaşız sonuçta."
"Haklısın, bunu sana söyleyebilirim."Bakışlarımı ona çevirdim. Gülümseyip gözlerime baktı.
"Ben Shindo'ya çok özeniyorum. Bir gün onun gibi olmak istiyorum. O çok havalı ve çok çekici. Çevresi çok geniş. Üstelik bir çok ünlü ile konuşmuş ve samimiyeti olmuş. Hatta senin numaranı bile ondan almıştım. Onun gibi çok popüler ve sevilen bir tip. Onun gibi yeni içkiler yapabilmek istiyorum. Şişeyi çevirip çok enfes alkol çeşitleri yapıyor. Durmaksızın içesin geliyor."
"Anladım.."Elimdeki tencereyi tezgaha bıraktım istemsizce elimi sıkmıştım.
"Yani Shindou gibi olmak istiyorsun? Bu yüzden işe gitmeyi çok istiyorsun?"
Başını evet anlamında salladı ve tekrar salataya döndü.
"Ben çok açım. Çabuk hazırlayalım ki şu enfes pilavından bir lokma alayım."
Salatayı tabaklara koymaya başladı. Bende pilava dönüp sıcak sıcak tabaklara koydum.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^Kitap ana sayfaya düşmüyor ve okunması çok az. Fazla tepki alan bir kitapta değil. Belki erken final verebilirim. Emin değilim.