'
"Memur bey, ben Bakugo Katsuki için gelmiştim. Neler oluyor? Neden hastanede değil de nezarethanede?"
Komiser yerinde dikleşip ellerini önünde birleştirdi.
"Beyefendi, kendisi zil zurna sarhoş ve alkol kokuyor. Burada gerekli sağlık kontrolleri yapıldı. Bir sorunu yok ancak, alkol 0.50'nin üzerinde. Onu bu halde asla hapisten çıkartamayız."
"Ne yapmamız gerekiyor o zaman?"
"Gidin ve mahkeme için bekleyin"
"Ama kimseye zarar vermedi. Ne mahkemesinden bahsediyorsunuz?"
"Onu uzun süre daha burada misafir edeceğiz diyorum yani. Şimdilik gidin."
"Olmaz-"
"Kirishima.."
Ses gelen yöne baktım. Midoriya ter içerisinde ve nefes nefeseydi.
"Midoriya.."
Yanımdan geçip komiserin önünde durdu.
"Müsaadeniz varsa konuşabilir miyiz komiserim?"
"Midoriya bey! Hangi rüzgar attı sizi böyle? Biri rahatsız falan mı etti sizi?"
Başını hayır anlamında salladı.
"Hayır.."
Midoriya
Komiserin hemen arkasındaki nezarete baktım. Kacchan sarhoş bir şekilde yere oturmuş başını yerden kaldırmıyordu. Tekrar bakışlarımı komisere çevirdim.
"Komiser bey, nezaretteki kişi benim dostum. Lütfen onu serbest bırakın."
"Midoriya bey, o iş o kadar kolay değil- Hey hey durun ne yapıyorsunuz!?"
Kulağımdaki gümüş küpeyi ve bileğimdeki pahalı saati bileğimden çıkarıp komiserin önüne koydum.
"Komiser bey bunlar üzerimdeki pahalı eşyalar. Lütfen bunu kefalet olarak kabul edin."
"Bunu kabul edemeyiz-"
Çantamdan zarfımdaki tüm parayı çıkarıp önüne koydum. Ellerimi masasına koyup yüzümü elimin üzerine koydum.
"Lütfen memur bey. Onun o kadar içme sebebi bendim. Onu sinir etmiştim ve kafa dağıtmak için de alkol kullanmış olmalı."
"Bay Midoriya.."
"Lütfen..."
Yüzümü elimden hiç kaldırmadan yalvarırcasına bu pozisyonda durdum.
"Kefaletinizi kabul ediyoruz bayım."
Polise işaret edip onu çıkarmasını söyledi. Sarhoş haldeki Kacchan'ın yanına koşup kolunu omzuma attım.
"Hadi eve gidelim Kacchan.."
Benden bakışlarını hiç ayırmadan onaylarca başını salladı.
---------------------------------------------------
Bakugoyu odasında yatağına yatırıp terlemiş olan alnına uzun bir buse kondurdum. Odasından sessizce çıkıp salonda oturan Kİrishima'nın yanına geçtim.
"Nasıl öğrendin Midoriya?"
"Telefonunun konumu polis merkezinde gözüküyordu. Bende endişelenip koşturdum. O kadar yolu nasıl koşturdum hiç bilmiyorum. Aklımda sadece.. ona bir şey oldu korkusu vardı."
"Onu gerçekten seviyorsun Midoriya.."
"Evet.."
"Bakugo hakkında haber yayınlandı.. O da haberi görünce kendini bu hale getirdi.."
"Ne haberi?.."
"Alkol bağımlısı olduğu hakkında.. Annesi bir süredir grubu dağıtmak için bu konu ile bizi tehdit ediyordu. En sonunda da istediğini yaptı."
"Bundan haberim yoktu.. Kacchan bana haber vermedi..
"Büyük ihtimalle senin bu işe karışıp başını yakmanı istemedi Midoriya."
Gözlerim dolmuştu. Kirishimaya baktım.
"O beni düşünüyor.. Ama ben onun için hiçbir şey yapamıyorum.."
Yanıma gelip omzuma elini koydu.
"Bugün onun için çok şey yaptın Midoriya."
"Ama onu bu çıkmazdan kurtaramadım.."
"Onu artık kimse kurtaramaz Midoriya. O alkol için yanıp tutuşan biri.. Bunu hiç birimiz değiştiremeyiz. Bunu sen bile değiştiremezsin.."
"Ben.. Onu kurtaracağım."
Başıma elini koyup saçımı okşadı. Gülümseyip başını yana yatırdı.
"Sen hiç laftan anlamıyorsun.."
Ayağa kalkıp kapıya ilerledi.
"Ben gidiyorum. Yanında olursan iyi hisseder. Ona iyi bak."
Evden çıktı ve evin kapısını kapattı. Gittiğinden emin olduktan sonra bir anda gözlerimden göz yaşları dökülmeye, ağzımdan hıçkırıklar çıkmaya başlamıştı.
____________________________Sınavlar başladı ve gelecek haftaya ancak bitecek. Sınavlardan sonra büyük ihtimalle hala kitap düşük okunma ve oylamada kalacak. Gerçi 'Rainbow-Bakudeku' kitabımda olduğu gibi olacak sanırım. İlk başa hiç tanınmıyordu ve okunması 7K üzerine çıkmıyordu. Sonra bir anda okunmalar patladı. İnşallah bu kitapta öyle olur.
İyi geceler~