Yeni kitaptan merabalar.
Nasılsınız?
Keyifli okumalar.
*************************************************************
Robin ellerini deri ceketinin cebinden çıkarmadan yürürken bir yandan da arkadaşı Vance'nin laflarını dinliyordu. Yirmi dört yaşında bile olsanız aile ve arkadaşlarınızın azarlamalarını dinlemek zorunda kalıyordunuz, ne yazık ki. "Annen haklı Robin. En kısa sürede bir iş bulman gerek!" Robin göz devirdi, Vance bunu bu gün altıncı kere tekrar ediyordu, sanki kendisi memnundu. "Vance, annem gibi konuşmayı keser misin lütfen?" Vance sert bakışlarını ona çevirdi "Sende on yaşında bir velet gibi davranmayı keser misin lütfen?"
Robin ellerini ceketinin cebinden çıkarıp saçlarına geçirdi, iyi bir işi vardı, ama o işten ayrılmıştı. Sebebi ise patronun çalışanlara gösterdiği muamelydi, aslında iyi olmuştu çünkü biraz daha kalsaydı birisini hastanelik ederek ayrılacaktı. "Ah! Her neyse, ben gidiyorum. Sende iş bul." Vance söylenip gittiği zaman Robin yumruğunu bacağına geçirdi, kendisi için olmasa bile herkes peşini bıraksın diye bir iş bulsa iyi olurdu.
Ellerini bu sefer pantolonun cebine sıkıştırıp mahallede yürümeye başladı, çok düşünceli yürüyordu. Kafasını kaldırıp karşısında olan büyük, güzel eve baktı. Bu evi sahibi geçen sene satılığa çıkarmıştı, bir ay önce birisi alarak taşınmak üzere bakıma vermişti, bakım dün bitmiş, alan kişi hemen taşınmıştı. Tam yerleşemediği için eşyalardan bazıları dışarıdaydı, bazıları hala kolili bir şekilde duruyordu. Robin yeni gelen kişiyi hiç görmemişti, ama umurunda da değildi.
Yürümeye devam ederken birisi ona çarpmıştı, kafasını eğip ona çarpana baktı. En fazla dört yaşında olabilecek küçük bir kız ona bakıyordu merak ve korkuyla. Çocuğu daha önce hiç görmemişti, boyuna gelip düştüğü yerden kaldırdı, çocuk şimdi ona yukarıdan aşağıya bakıyordu. "Sende kimsin ufaklık?" Kız kafasını sola yatırıp yüzünü izlemeye devam etti, Robin etrafa baktı ama kimse yoktu.
Ayağa kalkıp kızı kucağına aldı, çocuk kolunu omzuna koyarak tutunmuştu. "Anne ve baban nerede?" Kız bir süre daha bakıp "Anne?" dedi. Robin onun bu dediğinden annesi olmadığını anlamıştı, sanki anne kelimesini daha önce hiç duymamıştı. "Tamam, adın ne bakalım?" Kız kısaca "Ginny." dedi. Robin hafif gülümsedi "Bende Robin, memnun oldum Ginny." Ginny bir şey demeden yüzüne bakmaya devam etti, Robin etrafa baktıktan sonra "Senin ailen var mı?" diye sordu.
Ginny kafasını sallayarak "Evet, babam ve amcam var." dedi. Bazı harfleri fazla yumuşak söylemesi çok tatlı çıkıyordu, Robin 'Hmm' diye bir ses çıkardı." Baban nasıl görünüyor?" diye sordu. Ginny bir süre düşündükten sonra " Uzun boylu babam, benimki gibi saçları var, beyaz tenli, güzel gözleri var." dedi, Robin kızın babasına olan düşkünlüğüne güldü, babası çok güzel ve ilgili bir baba olmalıydı. "Adı ne peki?" Ginny burnunu çekerek "Finney." dedi.
Robin onu kucağında bir kez zıplatıp daha sıkı tuttu, Ginny gülmüştü. "Nerede yaşıyorsunuz bakalım?" Ginny omzunun üstünden arkasında kalan evi gösterdi "Orada." Robin az önce baktığı eve döndü, demek yeni gelen ev sahibinin kızıydı. Robin gülümsedi "Tamam, hadi seni babana götürelim." Ginny gülümsedi "Hadi gidelim."
Robin Ginny'nin elini tutup kapıyı çaldı, birkaç dakika sonra kapıyı endişeli bir yüz ifadesiyle aynı Ginny'nin tarif ettiği gibi bir adam açmıştı. Ama Robin Ginny güzel gözlü diyince mavi yada yeşil gözlü birisi olur diye düşünmüştü, ama bu adamın gözleri kehribar rengiydi, güzel görünüyordu. "Aman Tanrım Ginny!" Adam hızlıca eğilip kızını kucağına aldı, Robin şimdi kızıyla arasındaki farkı daha net görüyordu. Onun teni beyazken kızının ki buğdaydı, ama saçları aynıydı.
Adam kızına bakmayı bırakıp onu getiren adama baktı "Onu getirdiğiniz için çok teşekkür ederim." Finney Robin'i süzdü, Buğday tenliydi, siyah gözleri vardı, siyah bir sıfır kollu üstüne deri ceket giymişti, siyah saçları kıvırcık bir görünümeydi ve bandanayla tutturulmuştu. "Rica ederim Bay Finn." Finney kızının sırtına elini koyarken "Evi nasıl buldunuz?" dedi. Robin kaşlarını çatsa da "Ginny söyledi." dedi.
Finney gözlerini büyüttü "Bu imkansız!" Robin kaşlarını iyice çattı "Neden?" Finney "Ginny benden ve küçüklükten beri tanıdığını insanlardan başka kismseyle konuşmaz." Robin bir şey demedi. "Ben gideyim." Ginny Robin'in kıyafetinin eteğini tuttu "Gitmesin baba." Robin arkasını döndü. Finney bir süre ona baktıktan sonra "Bak ne diyeceğim, bir hafta sonra işe gideceğim, onu kimseye emanet edemiyorum. Sana bırakabilir miyim?" Robin kaşlarını çattı "Bakın ben-" "Ayına iki bin dolar veririm." Robin bir ona birde ona masumca bakan çocuğa baktı, zaten iş bulması gerekiyordu, bu küçük hanımı da sevmişti. "Anlaştık."
****************************************************************
Bölüm sonu
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Ginny'i sevdiniz mi?
Adios.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Father's Daughter
FanfictionFinney Blake kızını birisine emanet etmeli, Robin Arellano ise bir iş bulmalıydı.-Rinney. Belki Brance.