15 |•

442 62 19
                                    

KENDİMİ BİTİK HİSSEDİORUM GALİBA THE END

PFŞÖĞŞWMĞŞWÖŞAĞFXMNÖEŞFĞ

-
Herkesin bir eve ihtiyacı olduğu gibi ve elini tuttuğumda
Sanki dünyada hiç insan var olmamış gibi
Biliyordum ki acını dindiremem
Ama seni sonsuza dek burada tutacağım, eğer yapabilirsem
-

Aurora / exist for love


Bölüme geçebilirsiniz :)

•   •   •   •   •   •   •   •    •    •    •    •    •   •   •   •   •   •

[Eva]



"Kantine gidelim mi?"

Başımı iki yana sallayıp taşlarıma bakmaya devam ettim, souta saçlarımı karıştırıp yanımdan uzaklaşırken başımı geriye yatırıp derin bir nefes aldım.
Bu evrenden asla gidemeyecektim, zaten zar zor gördüğüm enerjileri şimdi hiç göremiyordum ve orman ile enerjimi dengeleyemiyordum.

Ailemi özledim, arkadaşlarımı da özledim ama en çok dünyamı özledim. Bu dünya kötü.

Siyah saçlarımdan bir tutam elime alırken yüzümü buruşturdum. Kötü görünüyorlardı, siyah rengi hiç sevmezdim mesela ama siyahtan başka bir renk aklıma gelmemişti.
Zaten sprey boyaydı bu, birkaç yıkanma sonrasında çıkıyormuş. Aldığım yerde ki kadın öyle demişti..

Ama ben çıkmasını istemiyorum. Her banyo yapışımdan sonra gözüken mavi yerleri tekrar boyuyor ve sonra da baştan aşağı tüm saçımı boyuyordum. Annemin saçları maviydi, tek kalan mavi olmak istemiyordum, saçlarıma her baktığımda ran'ın bana verdiği mavi saçları hatırlıyordum çünkü.

Vermek istememişti, ben bedeninden geriye ne kaldığını sormuş ve istemiştim, yalvarmalarım sonucunda da saçlarını vermişti.
Ah.. hâlâ canlı olan mavi saçlar, evde bir çekmece de öylece duruyorlardı.

"Siyah yakışmış."

Dedi tanımadığım kızlardan biri arkamdan gelerek, irkilip oturuşumu düzelttim ve taşları toplamaya başladım. Evet, insanlarsan çekinmeye başlamıştım. Belki öğrencilerin değildi ama annemi öldüren onlardı, ne istemişlerdi ki annemden? Beni de öldürürler miydi? Deneyler..nasıl deneyler yapmışlardı ki dayanamamıştı annem?

"Rindou ve sanzu'dan uzak durmaya başlamışsın, aferin. Değişiyorsun da yavaş yavaş."

"Annen ölmüş, bu harika değişimi o orospuya mı borçluyuz yani?"

"Ah..mavi de hiç yakışmıyordu sana."

"Annenin saçları da maviydi değil mi? O öldü diye yas mı tutuyorsun? Yazık."

Ayağa kalkıp onları duymuyormuş gibi yaparak yürümeye başladım. Bir tanesi kolumu tuttuğunda ise korktum ve durdum.

"Sen kimsin de bizi dinlemeden gidiyorsun?!"

Ve elini kaldırıp yüzüne tokat attı. Yanağım yanarken hiçbir şey yapmak istemedim ama öylece durmak da istemedim ve kolumu çekip aynı şekilde ben de ona tokat attım. "Peki sen kimsin de bana vuruyorsun?" Hayatımda ilk defa Tokat yemiştim. Kendi ailem veya arkadaşlarımdan canımı acıtacak en ufak bir hareket dâhi görmemişken tanımadığım kişi bu hakkı nereden buluyordu?

Aurophile |• Rindou Haitani • readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin