20 |•

485 63 16
                                    

Saat sabahin bes bucugu
Sahura kalktim
Allah'ım deli gibi uykum var bak geberceö
Bir de aile arasında yiyorz sahuru, terasi hazirlamislar ama HAVA BİR BANA Mİ SOGUK GELİO😭


Bölüme geçebilirsiniz!

•   •   •   •   •   •   •   •    •    •    •    •    •   •   •   •   •   •

[Eva]

T

anrıçam.
Bu dünyaya göre ise tanrım, rindou dün beni öptü.
"Bugün bir şey var." O olayın güzelliğine kıyasla bugün okulda ki enerji çok kötüydü. Normalde her geldiğimde farklı farklı renklerde enerjisi olan okul bugün simsiyahtı.

"Dün erken gittin."

Lucian karşıma oturup bağdaş kurduğunda başımı yan yatırıp ardında kalan ormana, ardından mavi gözlerine baktım. "Öyle gerekiyormuş." Dedim yerde ki taşlarımı toplarken, elini uzattı ve ellerimi tutup iki yana açtıktan sonra gözlerini kapattı.

"Şu an enerjim nasıl?"

Gözlerimi kıstım, Lucian'ı çok tanımıyordum ama tanıdığım zamandan beri enerjisi pembe olan çocuğun enerjisi şu an siyahtı.
Rindou'nun siyah enerjisini pek takmazdım ama rahatsız olduğum bu çocuğun enerjisi ondan uzaklaşmama neden oluyordu.

Siyahın bir çok anlamı olabilirdi.
Güç, tutku, hırs ve ölüm.

"Ne bakıyorsun öyle?"

Ben bunları düşünürken çoktan gözlerini açmış yüzünde ki tebessüm ile beni izlemeye devam ediyordu. Ellerimi geri çekmeye çalıştım ama daha da sıktı. "Bırakır mısın?" Kaşlarımı çattım. "Rindou'nun yanına gideceğim."

"Ah..Eva..rindou bugün okula gelmedi, bahane uydurma bana. Kırılıyorum."

"Senden rahatsız oluyorum." O cümlesini bitirir bitirmez hızlı hızlı bunları söylerken şaşırdı, ellerimi tekrar çekmeye çalıştığımda parmaklarını parmaklarımın arasından geçirip biraz daha yaklaştı bana.

"Üzgünüm ben temas seviyorsun sanmıştım."

"Üzgünsen bırak." Çünkü hâlâ daha beni kendine çekiyordu.

"Dün sizi gördüm."

Bakışları yere indiğinde duraksadım, "Ee?" Ben bundan rahatsızlık duymuyordum, söylemekten de çekinmiyordum ama rindou'nun rahatsız olup olmadığını bilmediğim için bir şey diyemiyordum.

"Ne yani, sevgili misiniz şimdi?"

Sevgili? Ah.. burada böyle şeylere sevgililik deniyordu değil mi? "Lucian, ellerimi acıtıyorsun." Kendimi, beni yakınlaştırdığı kadar da geri çekerken lucian ellerimi bıraktı ve sırtını ağaca yaslayıp kıkırdadı.

"Rindou seni sevmez, seninle oynar, onun tipi bile değilsin."

Cevap vermeyip taşlarımı ve kartlarımı toplayıp çantama koyup ayağa kalktım.

"Bu okulda ki kaç tane kızla yatıp kalkmıştır biliyor musun sen?"

"Sence ben," yan bir şekilde durup ona döndüm ve işaret parmağımı kendime doğrulttum. "Ona mı inanayım sana mı?'

"Ne yazık, ona senin hakkında bir şey söylesek hemen inanır. Sana senin kadar güvenmiyor bile."

Ayağa kalkıp o da karşıma dikildiğinde kollarımı göğsümde birleştirip tebessüm ettim. "Amacın ne bilmiyorum," böyle insanlarla nasıl konuşulurdu yahu? Hepsi neden bu kadar kötüydü? İblisler resmen..iblisler bile bu kadar kötü değildi.

Aurophile |• Rindou Haitani • readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin