Bölüm şarkısı; Taylor Swift-Shake it Off
Dört kişiydik. Birbirini hiç tanımayan, farklı zamanlara ait, farklı hikayelerin kahramanı dört kişi. Bir amaç uğruna hayatlarından koparılmış dört yabancı. Yeni oda arkadaşlarım ve ben...
Odaya girer girmez kavga eden ikiliyi ayırmasında Hintli kızcağıza yardım etmiştim. Şimdi ise yuvarlak masanın etrafına oturmuş birbirimizi izliyorduk. Asker çocuk hala arada dövmeli gence kötü kötü bakıyordu. Dertleri neydi bilmiyordum. Sadece içeri girer girmez kendimi aralarına atmış kavganın sonlanması için uğraşmıştım.
"Ee tanışsak mı?" Ortaya sürdüğüm fikirle herkesin gözleri beni buldu. Eninde sonunda birbirimizi tanımamız gerekecekti değil mi? Bir ay beraber yaşayacaksak buna mecburduk. Öyle çok da meraklı değildim yabancılarla muhabbet etmeye ama birimizin arkadaş canlısı rolüne bürünmesi gerekiyordu ve sanırım şuan bu role en uygun figüran bendim.
"Benim adım Ezgi. Türkiyeliyim geldiğim yıldan bahsedemiyorum maalesef ama oldukça sıradan biri olduğum söylenebilir. Yani öyle işte." Başka ne diyebileceğimi bilemiyordum, bu insanlarla ne kadar samimi olup olmamam gerektiğini de bilmiyordum.
"Benim ismim de Ala, Chennailiyim. Bir kardeşim var ve ben buraya gelmeden önce şehrimizi işgal etmişlerdi ama ben şimdi buradayım ailemin yanında değilim." Kızın gözleri dolduğunda bir kez daha öfkelenmiştim. Bu kıza bunları yaşatmaya hakları yoktu. Zannettiğim gibi gerçekten Hintliydi ama hangi zamandan olduğunu kestiremiyordum. Hindistan'da çok fazla uygarlık yaşamış, çok kez işgale uğramıştı. Benden çok çok eski yıllarda yaşadığı aşikar olsa da net tarihi bilebilmem imkansızdı.
"Benim ismim Paul." Sert ses tonuyla konuşmuştu asker çocuk. Güzel yüzünün aksine cidden kalın ve sert bir ses tonu vardı, simasına uymuyordu.
"Almanım." Dediği şeyle gülümsedim. Sonunda biraz daha bildiğim yerlerden biriyle konuşuyorum. Ayrıca nedenini anlamıyordum ama bu çocuk benim zamanıma biraz daha yakın gibi geliyordu. Gerçi bu sadece aptal bir tahmindi.
"Ah hepiniz çok geçmiştesiniz." Dövmeli çocuk kollarını önünde bağlamış, arkasına yaslanmış bizi izliyordu. "Serona ne bilmiyorsunuz değil mi?" dediği şeyle kaşlarımı çattım. İlk geldiğimizde de ortalarda Serona diye geziyordu. Neydi bu Serona Allah aşkına?
"Bilmemeniz daha iyi olur boş verin. Adım Tara. Bu kadar. Ayrıca aramızdaki yanlış anlaşılma için üzgünüm Paul, kavga etmemeye çalışalım olur mu?" olgun tavrına şaşırmıştım, sorunları neydi onu bile bilmiyordum ama iyi olmuştu bu, odamda sürekli tartışan iki kişi olmasını istemezdim.
Paul hiç istifini bozmadan sert bir şekilde bakmaya devam ettiğinde ortamı yumuşatmak amacıyla konuştum. "İlk geldiğimizde yanımda duruyordun, asker üniforması vardı üstünde. Asker misin gerçekten?" sorduğum sorunun saçmalığını düşünmemeye çalıştım maksat muhabbet açmaktı.
"Evet askerim, ayrıca savaşın ortasındayız. Komutanım ortalarda olmadığımı anlarsa beni mahveder. Benim kaybedecek bir saniyem bile yok ama gelmiş burada sizlerle oturmuş evcilik oynuyorum."
"Hiçbirimiz istemedik burada olmayı. Sabah erkenden Serona'ya gitmem gerekiyordu. Borcumu ödeyecektim, ödemezsem..." dövmeli çocuk bir an sustu ve yutkundu. "Her neyse, eğer gecikirsem sonum pek iyi olmayacak."
"Serona kötü bir şey mi?" merakla sorduğumda dalgın bakışları beni buldu Tara'nın. "Kötünün de kötüsü. Yatın kalkın doğduğunuz zamana şükredin."
"Benim zamanımda güzel değil ki. İngilizler ele geçirdi her yerini şehrimin. Ufacık bir mağarada kardeşimle saklanıyorduk ama şimdi ben de yokum yanında. Napacak o tek başına? Benim dönmem lazım!" Ala ağlamaya başladığında ne yapacağımı bilemiyordum omzunu okşarken her an biraz daha artıyordu öfkem. Benim için sorun değildi ama bu insanlar cidden evlerine dönmeliydi. Bize bunu yapamazlardı resmen zorla alı tutuluyorduk şuan ve doğru düzgün bir açıklama bile yapılmıyordu hiçbirimize. Her ne kadar sizi geldiğiniz ana götüreceğiz deseler de buna güvenip burada böylece oturamazdık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyanın Sonuna Yolculuk
Ciencia Ficción5048 Yılında Dünya yaşanılamaz bir hale gelmiştir. İnsanlığı yöneten on bir kral Dünya'yı tamamen yok etmekle risk alıp gezegeni iyileştirmek konusunda anlaşmazlığa düşünce çareyi yeryüzünde şimdiye kadar yaşamış diğer insanlardan yardım istemekte b...