Uno

231 17 17
                                    

Yeni kitaptan merabalar.

Nasılsınız?

Keyifli okumalar.

***************************************************

Bruce okuduğu kitaba iyice dalmış bir şekilde gölün kenarındaki büyük ağacın altında oturuyordu. Kitaba o kadar dalmıştı ki, gölün içinden ona seslenen Finney'i bile geç fark etmişti. "Bruce!" Bruce kafasını kaldırıp ona seslenen Finney'e baktı, gölün kenarına ellerini yaslamış ona bakıyordu, arada bir aşağı yukarı sallanıyordu. "Gelmeyecek misin?" Finney gülümseyip konuştuğu zaman Bruce "Oh,hayır. Kitap çok dikkat çekici." diyerek ret etmişti. 

"Peki, sen bilirsin." Finney omuz silkip suya daldı, göl çok derindi, içinde bir sürü balık ve canlı vardı, göl demek olmazdı aslında ucu okyanusa dayanıyordu ve bir çok canlı yüzerek buraya kadar gelmişti. Suyun dibine yakın yüzerken hayranlıkla izliyordu canlıları. Biraz daha yüzdükten sonra durarak etrafa baktı, biraz karanlıktı ama güzel görünüyordu. Finney kafasını aşağı çevirip kuyruğunun tam dibinden geçen birkaç küçük balığa baktı.

Mavi kuyruğu balıklara ilginç gelmiş olacak ki, yanında yüzmeye devam ediyorlardı. Gülüp neredeyse yüzünün yanında olan saç tutamlarından yukarı baktı, güneş ışığı en güzel şekilde parlayarak gölün dibini aydınlatıyordu. Birkaç dakika suyun altında kaldıktan sonra kafasını kaldırıp okyanus tarafına baktı, devasa bir gemi geçiyordu. Omuz silkip umursamadı, sonuçta korsan gemisi değildi ya?

Sıkıldığı için yüzeye yüzdü, ellerinden destek alarak kendisini karaya koydu, saçlarını silkeleyerek kuruttu, kuyruğu çoktan insan bacaklarına dönüşmüştü bile. Ayağa kalkıp Bruce'un yanına giderek oturdu, Bruce hala kitabı okuyordu.  "Ne okuyorsun Brucie?" Bruce gülümseyip "Ünlü bir yazarın kitabı, küçük bir çocuğun korsanlar tarafından kaçırılmasını anlatıyor." Finney dudak büzdü "İç karartıcı, onun yerinde olmak istemezdim." Bruce saçlarını okşadı "Merak etme, onun senin gibi bir abisi yoktu, ama senin var. Ben hep yanında olacağım." 

İkisinin bu anını bozan kasaba tarafından gelen çığlık ve gürültüydü. Bruce ve Finney hemen ayağa kalkıp köye doğru koştular, her ikisininde endişeleneceği aileleri vardı. Kasabaya vardıkları zaman önlerinde korkunç bir manzara vardı, her taraf yakılıp yıkılıyor, yakalanan kişiler götürülüyordu. Bunların çoğunluğu genç kızlar ve kadınlardı ama erkek çocukları ve sağ kalan genç erkeklerde götürülüyordu. 

Bruce gördüğü manzara karşısında donup kalan Finney'i sarsdı."Finn! Kendine gel! Gitmemiz gerek!" Finney ona dönüp "Peki ya babam?!" diye bağırmıştı "Bak orada gitti." Bruce parmağıyla Terence'nin kaçtığı yeri gösterdikten sonra Finney'i oraya doğru çekiştirdi. Ancak onlar daha oraya gidemeden yolları kesilmişti. "Vay vay vay, bu kasabada böyle güzel şeyler var mıydı?" Bruce Finney'i arkasına aldı "Demek cesursun, huh?" Bruce kendisinden uzun olan adamın konuşup üstüne gelmesiyle kemerine sakladığı hançeri çekti "Demek aptalsın,huh?"

Bruce konuşup Finney'i biraz daha arkasına çekti, tek yapmaları gereken suya gitmekti. Uzun boylu adamın arkadaşları ve adam bir kahkaha atarken Bruce hançeri sıktı, eğer ters bir şey olursa gözünü kırpmazdı. "Gel bu-" uzun boylu korsan tam elinden tutacakken Bruce elini kesmişti, elini anında geri çekerken hiç beklemediği bir anda kafasında bir ağrı hissetmişti. Baktığı zaman Finney'in bir korsan tarafından kaba bir şekilde götürüldüğünü görmüştü, bilinci kapanmadan önce hançeri tekrar kemerine soktu, orada ne olacağını bilemezdi.

Son gördüğü şey bir korsanın üstüne doğru geldiğiydi, gerisi karanlık.

**********************************************************

Bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Adios.

Pequeño TritónHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin