3

5.5K 462 738
                                    

"Sen çok meraklısın galiba? Yapalım da merakın gitsin, hm?"

.
.
.

"Sen beni çok hafife aldın sanırım, hm?"

Hyunjin ciddi tavrını bozmayıp elindeki halatı yere bırakmıştı.

Yere eğilip Felix'in ayaklarını ve ellerini çözmüştü. Ama Felix'in elleri sandalyeye değil birbirine bağlıydı artık.

"Çöz şunları!"

"Bu kadar iddialı bir seme isen ellerin bağlı olmalısın."

"Tamam. Fark etmez."

Felix ellerini önünde bağlı bir şekilde ayağa kalkıp Hyunjin'in üstüne yürümeye başlamıştı. Hyunjin hiç tepki vermeden öylece Felix'e bakıyordu.

Felix Hyunjin'in karşısına dikilip diziyle karnına tekmeyi geçirmişti. Hyunjin aldığı sert darbeyle yerinde biraz bükülerek mırıldanmaya başladığında Felix bu işi fırsata çevirip sırtına atlatmıştı.

Hyunjin bu hareketle yüz üstü yere yığılmıştı. Felix Hyunjin'in üstünde dururken hızlıca onun cebindeki silahı ipi biraz gevşemiş elleriyle almıştı.

"Kalkmaya çalışma sıkarım!"

Silahı sol eline alıp diğer cebine getirmişti elini. Oradanda çakı çıkartıp ellerindeki ipi kesmeye başlamıştı.

"Şovun bu kadar mıydı?"

Felix hiç cevap vermeden ellerini çözüp silahı Hyunjin'in başına dayayıp ellerini arkasında birleştirmişti.

"Seni hapishaneye postalayacağım, bekle sen."

Hyunjin hafifçe sırıtıp kendisini kaldırmaya çalışan Felix'den ellerini çekip tek hamlede onun ellerini kavramıştı. Sırtını yere yaslayıp Felix'i de altına doğru yatırmıştı.

"Çekil!"

Bu sırada Felix'in elindeki silahta yere düşmüştü.

Hyunjin Felix'in kollarını yanda bir şekilde tutup yandaki halata uzanacakken Felix ondan önce davranıp Hyunjin'i üstünden takla attırarak ters yöne ittirmişti.

Bu sayede üstündeki engelden kurtulup tekrar ayağa kalkmıştı. Hyunjin'de hızlıca yerden doğrulup Felix'in üstüne yürümeye başlamıştı.

Hızlıca bileklerini kavrayıp eline geçen halatı bağlamaya başlamıştı. Felix ellerini çekmeye çalışsa da Hyunjin ondan güçlüydü ve bu işlem başarısız olmuştu.

Bağlama işlemi bittiğinde Hyunjin Felix'i yere doğru ittirmişti. Elleri arkasında bağlı olan Felix ayaklarına basan Hyunjin yüzünden kalkamıyordu.

"Bir daha bana bu hareketleri yapmaya kalkma. Yoksa sana başka birşey kalkar."

"Polisim ben, çocuk değil. Korkmuyorum bu tehditlerden."

"Doğru, sen polistin."

Nefes nefese bir şekilde ellerini Felix'in cebine getirmişti. Oradan polis kartını çıkartıp yerden de çakıyı almıştı.

Çakıyla karta çizikler atıp bazı yerlerini kesmişti. Önemli yerleri yani..

"Şimdi inandır insanlara polisliğini."

"Çalıştığım yere gidersem inanırlar!"

"Ah, üzgünüm bebeğim ama oradan tam olarak 10168 km uzaktayız."

"Ha!? Nasıl ya!? Neredeyiz biz!?"

"Portekiz'de, görebileceğin en yakışıklı erkeğin ve aynı zamanda kocanın evindesin bebeğim."

"Siktir git kocam falan değilsin!"

Hyunjin kafa sallayıp Felix'in üstüne doğru uzanmıştı.

"Sen öyle kabul etmeyebilir sin belki, ama.."

Elini cebine getirip bir cüzdan çıkartmıştı. Cüzdanı açıp yüzüklü elinde tutarak Felix'e göstermişti.

"İnsanlar evli olarak bilecek."

Felix üstündeki yazıları okuyup cüzdanın kendisine ve Hyunjin'e ait olduğunu görmüştü.

"Ne türlü bir manyaksın sen ya!?"

"Şşt, insan eşine öyle der mi?"

Alaylıca konuşmasına Felix daha fazla sinirlenip çırpınmaya başlamıştı. Tabii Hyunjin çokta umursamadan konuşmasına başlamıştı.

"Sana dediğim kuralları unutma. Ayrıca bundan sonra beraberiz, ona göre yaşayacaksın."

Felix başka şansı olmadığı için birşey dememişti. Zaten ne diyebilirdi ki? Kaçsa hiç bilmediği bir ülkede nereye gidecekti? İş bulamayacaktı. Portekizce bilmiyordu. Parası yoktu, nerede kalacak, ne yiyecekti? Bu ülkede olmasa bile insanlara 'kaçırıldım' dediğinde Hyunjin evlilik cüzdanını gostercekti. Yani herşey boşuna olurdu.

En mantıklısı 'bu adamla kalmak' diye düşündü. En azından şimdilik kalırdı.

Hyunjin Felix'in üstünden çekilip kapıya doğru ilerlemişti.

"Bir hatanı görürsem ya buraya, ya da yatağıma gelirsin. Ama şimdi benimle geleceksin."

"Mal mısın nasıl geleyim ellerim bağlı."

Hyunjin gözlerini devirip Felix'e doğru geri gelmişti. Ellerini çözüp ayağa kalkmasını sağlayarak birlikte odadan çıkmışlardı.

Oda evin en üst katında olmalıydı ki yukarıya doğru değil aşağıya doğru merdivenler vardı.

Ev çok şık duruyordu. Siyah laminent zemin, grinin açık bir tonu olan duvarlar, ara sıra olan yeşil bitkiler, duvarlarda ki tablolar, biblolar ve dahası..

Felix çok da takılmadan Hyunjin ile birlikte dönen model merdivenlerden aşağıya inmişti. Birlikte salona geçip Hyunjin tekli koltuklara oturmuştu. Dizlerini patpatlayıp Felix'e bakmaya başlamıştı.

"Kucağına mı oturayım?"

"Mümkünse evet."

"Ben sürtük müyüm?"

"Benim için belki de öylesindir. Şimdi gel kucağıma."

"O kadar paran var, ama gidipte bir tane fahişe tutamıyorsun."

"Bedavaya aldım, yetmez mi?"

~~~

Selam genclik, ben geldim😎😎

Ramazan nasil geciyo, oruç tutuyonuz mu? Allah kabul etsin tutanların orucunu

Nasilsiniz bu arada? Ben iyiyim. Umarım sizde iyisinizdir, sorununuz olursa bana konuşmalar veya mesajlar kısmından ulasin😽🌸

Bu arada bu fici çok güzel bir hale getiricem. Okunmalar arttı zaten görünce çok sevindim😸😻

Bu ikili baya sigma çift oldu ya laf sokuyolar sürekli

Bu ficde Felixi ezdirmiyom Allah ne verdiyse giriscek😎✋

Neyse hadi bakalım dikkat edin kendinize, yazariniz size bayiliyor bunuda unutmayın.😽🌸😻🥰😘😚😽😚😘😻🤭🥰😽😚🌸🥰😚

Unutursanız isiririm sizi😠

Bak lafa tuttunuz ayippp😠😠

Hadi hadi görüşürüz 👋

Sınır 10 oy 35 yorum

The Police ✓ | Hyunlix DaddykingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin