Ep~2

429 26 4
                                    

Selamün Aleyküm her kese.

~İyi okumalar~

"Hassiktir,mükemmel!"
Giderek yanan bedeni ile güçsüz ama zevkli bi çığlık atmıştı,karşısındaki adam işini çok iyi biliyordu.Tek eli ile sadece karşısındaki gencin aletini okşaması ona çığlık attırmayı başarmıştı.Zevk alıyor olmalıydı ki dudaklarının kenarı kıvrıldı.
"Bu sadece küçük bir eğlence.."
Aniden okşamak yerine pantolonun üzerinden sertliği sıkıca kavrayınca genç son sesi ile bağırmıştı.
"Sana her şeyi vericem bebeğim."
Derken ellerini çekmişti.Genç hissettiği boşluk hissi ile,zevkten kapanmaya mahkum olmuş gözlerini anında açmıştı.Bakışlarını adamın gözlerine kilitleyip ne yapmaya çalıştığını idrak etmeye çalıştı.
Adam gidiyordu..arkaya doğru adımlayarak karanlığa karışıyordu.
"Nereye gidiyorsun lan?Beni burada bırakamazsın!Hey!"
Gencin o kadar bağırmasına rağmen Adam sadece aynı sözleri fısıldıyordu.
"Geri döneceğim,Sana her şeyi vereceğim..Ege"
Adının seslenmesi ile irkildi.Adamsa fısıldamayı kesip aniden bağırmaya başlamıştı.
"Ege..Ege!"
"Egeee!Uyansana oğlum!"
Anında fırlamıştı yatağında.Az önce neler yaşandığını düşünürken,önünde ona şaşkınca bakan Ömeri görünce her şeyin bir rüya olduğunun farkına varmıştı.
"Rüyaydı sadece..amına koyayım böyle rüyanın!"Bıkkınlıkla oflayıp elini boynuna çıkardı terleri silmek için.
"Ege noluyor?ne rüyası?"
"Hiç ya abi,takma kafaya.Öylesine rüyaydı işte."
"Nasıl kafaya takmayayım oğlum?Dün seni bulana kadar canımız çıktı be.Mafyada boşluğu fırsat bilince, elimizden kaçırdık.Üstüne üstlükte seni lavaboda sarhoşluktan baygın bi şekilde bulduk.Üstün başın dağınık bide.N'oluyor oğlum?anlatmadığın bir derdin mi var?söyle çözelim işte ya."
Söyleyemezdi,"Dün yabancı bir adamla öpüştük,nerdeyse beraber olduk"diyemezdi.Arkadaşları biseksüel olduğunu biliyordu ama onun bir erkekle o ortamda böyle şeyler yapa bileceğine inanamazlardı,anlatmaya hazır hissetmiyordu kendini.
"Derdim yok Ömer,olsa anlatırım zaten,merak etme dedim.Dün sadece içkinin dozunu fazla kaçırmışım.Kafam fazla güzeldi.Benim yüzümden adamı kaçırdığınız için özür dilerim.."
Bakışları ve başını aşağı indirmişti.Suçlu hissediyordu ki, zaten öyle olduğunu biliyordu da.
Kaç haftalardır o adamı yakalamak için çabalıyorlardı ve dün mükemmel bir fırsattı.Kesinlikle baş komiserden ciddi azar yiyeceklerdi.
Ömer tuttuğu nefesini verip,Egenin yanına oturdu.Bağırıp çağırdığı söylenemezdi arada sinirlenir ve söylenirdi işte bir hata yaptığında, ama o zaman bile  kıyamıyordu.Ege böyleydi işte,küçük ve yaramaz bir çocuk gibi.Hata yapar ve sonra özür dilerdi.Ömer elini bakışlarını aşağıya dikmiş çocuğun omuzuna çıkardı ve yüzüne bakmaya çalıştı.
"Önemli değil.Üzme kendini isteyerek olmadığını biliyorum."
Derken Ege bakışlarını yerden Ömerin yüzüne doğru çıkarmıştı.
"Sadece artık bu çocukça hallerinden ve davranışlarından vazgeçmeni istiyorum.Hem kendi güvenliğin için,hemde yapacağın işi batırmadan yapmak için.Tamam mı?"
"Seni ve sizi bir daha hayal kırıklığına uğratmayacağım.Söz veriyorum abi."
"İnanıyorum sana aslanım,hadi kalk elini yüzünü yıka,üst başını giyin.Kahvaltı hazırladım mis gibi,bir şeyler tıkınıp şubeye geçelim daha sonra."
Derken Ömer oturduğu yerden kalkmıştı.
"Eh abi kahvaltıya ne gerek var ki?"
"Niye ne gerek var oğlum?Yemek istemiyormusun?"
"Zaten şubede bir sürü  azar ve küfür yiyeceğiz, bence etmeyelim ya." Derken arsız arsız sırıtmıştı.
"Ege.."
Eline kavradığı yastığı Egenin kafasına fırlatırken.
"Sabrımı sınama it herif.Daha az önce verdiğin sözün üzerinden 2 dakika geçmesine izin ver be."
"Tamam tamam,demedim bir şeyler.Sen aşağıya in kahvaltıya başla,gelirim birazdan."
"Oyalanma,bide seni bekleyemem."
"Amma uzattın aaa,çık hadi."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Öküz kadar adamlarınız, hadi onu geçtim,devletin özel ajanlarısınız ulan.Haftalardır belkide aylardır o şerefsiz adamı yakalamak için canımızı koyduk buralarda.Sonuç?Bi bok yok ortada."
Ortada sinirli bir şekilde bağırarak gezen baş komisere karşı tüm çete dillerini yutmuş,bakışları yerleri süpürüyorken,azar yiyorlardı.
"Anasını satayım,3 saattir konuştukça konuşuyor be.Kulaklarım kanadı artık."
"Bi sus be,duyarsa daha fazla konuşur."
Ömerin sakince mırıldanmasına karşılık Ege gözlerini devirmişti.Fazla konuşan insanları çekmekten nefret ediyor olsa bile,dayanmak zorunda olduğunu biliyordu
"Herneyse,söyleyeceğim son cümle şudur ki,o mafya elleri,kolları bağlı şekilde tam burada karşımda oturana kadar çalışacaksınız.Gerekirse gece uyumayacaksınız, ama o adamı bulup karşıma getireceksiniz.Söyleyeceklerim bu kadar,dağılın şimdi."
Komiser eli ile çıkın işareti verdiğinde hepsi aceleyle dışarı atmıştı kendini.
"Kafam şişti 3-4  saattir içeride,oh be özgürlük varmış harbiden."
"Lan Ege,oğlum adam duyarsa belanı siker.Bir bekleyemezmisin en azından odanın önünden biraz uzaklaşmayı."
"Haksızmıyım ama Murat?Bir adamı elden kaçırdık,eyvallah tüm hata benim,ama bu kadar abartması ve bağırıp çağırması sinirimi bozdu oğlum.Gören de,anası öldü sanır lan."
"Ömer,bu çocuk ne ara bu kadar gamsız oldu?yoksa biz mi kör oldukta göremedik?"
Elini kafasına atıp,kaşımak ile yetinmişti Ömer.
"Ben nereden bileyim,benimde gözümün önünde bozuldu gitti zaten."
"Ayıp be abi,bozulmalar falan."
"Bir sus be,ayıpmış.Zargana herif."
"Aman be,ne haliniz varsa görün.Hata bende zaten,niye nazınızla oynuyorsam artık.Herneyse,sahile iniyorum ben.Hava alacağım,bir şeyler olursa ararsınız yada mesaj atarsınız,artık herneyse."
Sandalyeye bıraktığı ceketini alıp,üzerine yavaş yavaş giyinirken,her kes masa başına oturmuştu.
"Kaçıyor hemen.İyi,git hadi.Görüşürüz."
Usulca kafasıyla bir daha selam verdikten sonra çıkışa doğru yönelmişti.Her kesin bir-birine karışmış sesleri giderek azalıyordu çıkışa doğru.Dışarı adım attığında ilkbaharın hafif ve sıcak esintisinin yüzüne vurmasıyla mayışmıştı.Kesinlikle sahile inmek mükemmel bir fikirdi,bu havada.Sahil de pek uzakta değildi binaya,aşağıya inen kestirme yol ve tahmini 30-40 basamaklı eski merdivenler sayesinde,20 dakikaya kadar sahile varmak mümkün oluyordu.
Yolun yarısı boyunca aklına gelen şarkıları mırıldanarak zamanını geçirmişti.Artık deniz ile aralarında sadece yolu karşıya geçmek kalıyordu.
Yeşil ışık yerini kırmızı ışığa verdiğinde hızla yaklaşan arabalar giderek yavaşlamış ve daha sonra durmuşlardı.Ege,ne olur ne olmaz diye sağını solunu kontrol edip emin olduktan sonra karşıya doğru adımlamaya başladı.Aklındaki şarkını mırıldanıyordu hala.
"Anlamazdın,anlamaaazdın...Kaderede inanmazdıınn...Hani sen acı veren-"
Aniden tam üstüne doğru son hız gelen araba ile şarkı yarım kalmıştı.Kulaklarına dolan sesler ve kalbinin yerinden çıkarcasına atamasına neden olan adrenalin ile hemen kendini kenara ata bilmişti.Arabanın son ses freni basması aynı anda olmuştu.Hızlı-hızlı nefes alıp verirken,artık kurtulduğunun kanaatindeydi.Ayağa kalkıp durmuş arabanın sürücüsüne yönlendirdi ölümcül bakışlarını,sesini yükseltmeden önce.
"Lan orospu çocuğu,körmüsün?! şu kafan kadar kırmızıyı görmüyormusun dangalak herif!"
"Ne bağırıyorsun be,görmedik işte napalım."
Sürücünün rahatlığı giderek iyice kudurmasına sebep oluyordu.
"Elinin körünü yap!Ölseydim ya?onda bile mi yine napalım derdin?"
Derken sürücü arabanın kapısı açıp dışarı çıkmıştı.Kendini açıklamaya çalışıyordu.
"Bak acelem var,patronumu iş yerine yetiştirmeliyim.Ölmedin ve yaşıyorsun işte,az zırla."
"Seninde kafanı sikeyim,patronununda.Acelesi varmış.Devlet adamısınız sanki pezevenkler."
Hemen sürücünün yakasını kavramıştı sinirden.Elini adamın suratına yumruk atmak için kaldırdığında duyduğu sakin sesle duru vermişti.
"Sebahattin..Acelem var benim."
Sürücü patronunun sesini duyduğu an irkilmişti.Yakasını, kısmen tutuşunu yumuşatmış gençten kurtarıp arabaya bindi ve aceleyle gaza basıp uzaklaşmaya başladılar.
Ege ne olduğuna anlam veremiyordu,adamın ses tonu bir yerlerden tanıdık gelmişti ama çıkaramıyordu.En sonunda bıkkınca oflayıp elleri ile pantolonundaki ufak tozları temizlemeye koyuldu.
"Herhalde üniversiteden falan duymuşumdur yada işte bir yerlerden.Derdimize bak be,ölümden kıl sıyrılmışız,durup ses analizi yapıyorum.Aferin sana Ege."

Karanlık YerÇekimi | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin