Ep~4

280 21 3
                                    

Selamün Aleyküm her kese.

İyi okumalar dilerim~

Ege's Pov

Ciddi anlamda bazen abime kıl oluyordum. Ne güzel sıcacık ve yumuşak yatağımda uyumak varken mecbur misafir olarak yemeğe getirilmiştim.Şu insanları anlamıyorum neye gerek böyle davetli aile yemekler amk.
Abim zili basınca içimden söylenmeyi bırakıp duruşumu dikleştirmiştim. Eh yani her ne kadar 70 li teyzeler gibi söylensem bile karizmam ve görünüşüm benim için çok önemliydi.
Beklememiz 1 dakikanı bulmadan büyük kapı açılırken önümüzde duran Aras bize sıcak gülümsemesini sunup eli ile yol gösterdi.
"Hoşgeldiniz,buyurun geçin."
Abim nezaketle başını hafif aşağıya doğru eğip,içeri geçerken dünya alem kesinlikle umrumda değildi, ifadesizce abimin gittiği yol ile arkasından ilerliyordum ördek yavrusu gibi.
Salon olduğunu anladığım yer fazla büyük ve ihtişamlıydı.Tam ortada 2 kanepe ve sandalyeler vardı, yemek masası en baştan salonun sonlarına kadar uzanmıştı neredeyse yada ben abartıyordum.Gerci abartılacak kadar büyük ve güzel bir evdi.
Gözüm ortalara kayınca kanepede oturmuş kişi dikkatimi çekmişti.Ayağa kalkıp yanımıza doğru ilerlerken tabiki görünümünü analiz etmeyi ihmal edemezdim.
Neredeyse 60 yaşlarındaydı diye söyleye bilirdim,klasik hatta bir klasiğe göre fazla özenli gözüküyordu,sim-siyah takımın içerisinde.Yanımıza iyice yaklaşınca yüzüne gülümseme yerleştirmiş, selam vermek için sağ elini öne uzatmıştı ve evet Arasla gülümsemeleri tamamen aynıydı.Kesinlikle Arasın babası olmalıydı.
Mükemmel ötesi analizimi bitirdikten sonra adamın elini önce abim daha sonra ben sıra ile sıkmıştık.
"Hoşgeldiniz,ben Cemalettin Arasın babasıyım."
Ananı sikeyim yok be bide oğlu olsaydın ya.İçten söylenmelerime yeniden başlamıştım tam temposu ve hızında.
"Memnun olduk efendim,Ben Ömer ve.."beni göstererek devam etti.
"Kardeşim Ege."
Yaşlı adam bir kez daha gülümsedi ve karşılık verdi.
"Memnun oldum evlat,tekrardan hoşgeldiniz.Hadi masaya geçelim."
Ömer,Aras ve Cemalettin bey masaya beraber geçerken kendimi unutulmuş gibi hissetmenin zirvesini yaşıyordum.
Ömerin peşine takılıp,oturunca neredeyse dibine doğru oturdum.Kafamı kaldırıp masaya bakınca aslında gelmenin pekte kötü bir fikir gibi olmadığını farkettim.Masada boş yer yoktu,nereye baktıysam tabaklar ve ağzına kadar dolu sıcak ve taze olduğunu belli eden buğulu yemekler görüyordum.Kesinlikle yemek cennetine düşmüş olmalıydım!
Ama abimin beni uyarması ile beklemek zorundaydım.Adamların hiç iştahı varmış gibi görünmüyordu,sadece alakasız sohbetler ediyorlardı.
"Eeeh Ege,sende kendinden bahsetmek istermisin evladım?Geldiğinden beri sessizsin,iyisindir umarım?"
Aniden gelen soru ile afallamıştım.
"Ha-Hayır efendim sadece şey.."
Ömerin olaya hemen müdahale etmesi ile sıyrılmıştım,aslan abim be.
"Ege pek konuşkan biri değildir Cemalettin amca öyle oturup dinler anca,hemde dünki operasyondan beridir çok yorgun hissediyor kendini."
"Anladım oğlum,çabuk zamanda iyileşmeni dilerim"
Görende beni sanki hasta yatağında sanır amına koyayım.
Boğazını temizleyip sordu yine.
"Ne operasyonuydu çocuklar?"
Arasın babasının kolunu dürtmesi gözümden kaçmamıştı.
"Baba,özel devlet işleri sorulmaz.Kaç kere demem lazım sana bunu?"
"Ya Aras,önemli değil zaten yakınız hepimiz bir-birimize.."Ömer bakışlarını Arasdan Cemalettin beye çevirip devam etti.
"Kaçak Malcılık ve bazende narkoticaret yapmakla meşgul olan bir mafya ile ilgiliydi Cemalettin bey."
"Aşağılık şerefsizler,milletin ter-temiz çocuklarını o pislik maddeleri ile mahvetmekten vazgeçmeyecekler."
"Maalesef ne kadar yakalanıyorlarsa bile bitmiyorlar,yer cüceleri gibi hepsi şerefsizler."
"Aman evladım siz dikkatli olun bari,Arasa da her gün söylüyorum bak oğlum dikkatli ol diye,düşmanlar aniden öyle bir çıkıyor ki çaresiz kalıyorsun,Allah korusun hepinizi."
"Cemalettin bey..."
Çıkan sesin bu sefer bendendi.
"Buyur oğlum?"
"İzniniz ile nerede çalıştığınızı soracaktım size,yanlış anlamayın lütfen sadece ilgimi çekti."
Bana her zamanki gülümsemesini sunup dudaklarını araladı.
"Olur mu öyle şey evlat,tabiki istediğini sora bilirsin.Ticari bir şirketimiz var,işte yabancı ülkelerden gelen malları eşyaları yerli şirketlere dağıtıyoruz ve karımızı alıyoruz.Genç olduğumda kurmuştum alın terimle,ilk önce satıcılıktan başlamıştım yavaş yavaş geliştirerek bu günlere getire bildim.Şimdi yaşım el vermediği için şirketi büyük oğluma devrettim.O da çok şükür,yardımlarımla şirketi daha fazla geliştirerek ticari sektörden çıkardı ve daha çok büyüttü."
Kaşlarımı yukarı kaldırdım,gerçekten takdir görmesi gereken bir başarıydı.
"Gerçekten sizi çok tebrik ederim,bu çok büyük bir başarı.Allah devamını erdirmeyi nasip etsin inşallah."
Gülerek yanıtladı tekrar.
"Teşekkür ederim evlat ama beni değil Ayazı tebrik etmek lazım aslında,o olmazsa asla bu yerlerde olamazdık."
Kaşlarımı çatınca anlamadığım bariz görünmüştü sanırım ki Aras bunu farkedip açıklama yapmaya başladı.
"Tabi Ömer'e de pek bahsetmedim.Biz iki kardeşiz büyüğümüz Ayaz olur,26 yaşında.Benden önce hukuku okudu ve bitirdi ama devam ettirmedi.Şirketi devralıp geliştirmeyi seçti.Çok fazla farklıyız bir-birimizden.Yani işte ben sıcakkanlıyım o ise soğukkanlı bir iş adamı,yüzünü evde sadece geceleri görürüz."
"Hmm anladım."dedim tamamlayarak.Bir insan neden hukuku devam ettirmezdi ki?Çok garipti.İçimden düşünceleri atıp her kesle beraber yemek yemeğe koyuldum.
Edepsizlik olmasın ama bu yemekleri şuracıkta öküz gibi gömmek istiyordum,fakat nezaket kuralları vardı.
"İyi akşamlar Ayaz oğlum,hoşgeldin."
Cemalettin beyin seslenmesi ile diğer oğlunun geldiğini anlamıştım,fakat dönüp bakmaya üşendiğim ve yemeklerden vazgeçemediği için gayret göstermedim.
"İyi akşamlar her kese,afiyet olsun size ben yemeyeceğim.Yanınızda oturmayı bende çok isterdim ama mağdur görün toplantılarım var.İyi geceler şimdiden."Boğuk ve giderek uzaklaşan ses çok fazla beklenmeden kaybolmuştu.Neyse ne kimin umrundaydı ki?Şu an aklımda tek bir düşünce vardıysa o da yemekten ibaretti.
Yemek boyu sohbet etmiş ve en sonunda kadeh kaldırmışlardı.Abim her ne kadar ayağımı dürtse bile bende içmiştim,sanki dün bayılan ben değilmişim gibi.Onlar 4-5 kadeh içtiler,fakat ben daha 2 kadehle şimdiden kendimden geçmiştim.
"Pardon,lavabo hangi taraftaydı efendim?"
Elimi yüzümü yıkasam kendime gelecektim.
Yaşlı beyfendinin elini gösterdiği yöne baktım anında.
"Alt kattaki tamirde olduğu için yukarıdakini kullan en iyisi sen oğlum,merdivenleri çıkınca hemen soldan 3-cü kapı."
"Teşekkür ederim." Tam ayağa kalkmışken Ömerin kolumu tutması ile durmuştum.
"Ege,geleyim mi bende?düşersin falan?"
"Yok abi,sarhoş değilim,kendim gide bilirim merak etme döneceğim hemen."
Kolumu bırakıp kafası ile onaylayınca merdivenlere doğru yol tutmuştum.Şu an o kadar çok sıkılıyordum ki çıktığım basamakları saymıştım,tam tamına 30 taneydi.Yukarı kata çıkarken duvarda gördüğüm tablolar ilgimi çekmişti,sanırım bu evin değeri sandığımdan bile daha fazlaydı.
Yaşlı beyin tarif ettiği gibi sol tarafla ilerleyip 3-cü kapıyı yavaş bir şekilde açtığımda doğru oda olduğunu anlamıştım.
Fazla büyük bir lavabo sayılmazdı,ama aksesuarlar,duvar ve yerdeki taşlar kraliyet sarayına yakışacak kadar parlaktı.Musluğu açıp soğuk su ile yüzümü iyice yıkadım,kendime getirdi anında iyice.Sanırım içmeden önce artık 2 kez düşünsem iyi ola bilirdi.Aynada kendime baktım,giydiğim lacivert gömleğin daha önce hiç bu kadar yakışmış olduğunu farketmemiştim ve saçlarım ilk kez kendi başına dümdüz duruyordu,yan tarafa bakınca diğer taraf elektrik çarpmış gibi duruyordu sanırım su ile düzelte bilirdim.Hala açık olan suyu elime değdiriyordum ki aniden saçımda hissettiğim tüy kadar hafif temasla ürperdim.Gözlerim otomatikten aynaya çıkınca arkadaki gölgeyi daha yeni farkedip arkaya döndüm,tamda son ses bağıracakken ağzıma kapanan eller ile istediğime ulaşamadım.Donmuş gibi hissediyordum kendimi,adam bir elini ağzıma bastırmış diğer eli ile 2 kolumu kavramış belimde birleştirmişti.Çırpınıyordum ama bir işe yaradığı söylenemezdi,en son adamın yüzüne bakınca dehşet ve şok karışımı bir dalga yayılmıştı tüm bedenime.
O koyu elalarını,ürpertici derecede sert tutuşunu ve keskin ifadesini unutamamıştım anlaşılan.Korkudan sesim içime kaçmış gibiydi,bir halt yapamıyordum.En son derin sesi yankılanınca, hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını kader yüzüme sert bir tokat gibi çarpmış olacaktı ki,gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

"Abinin yaşamasını istiyorsan,dediklerimin hepsini yapacaksın...Memnun oldum Ege Altay,ben Ayaz Eraslan,aah tabi ya Nirvanamı demeliydim yoksa?"

Geç tanıştırmak istiyordum sizi Nirvana ile ama yapamadım;)

Medya:Ayaz

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere~

Karanlık YerÇekimi | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin