Ep~16

101 8 11
                                    

Booo🐒

Yorum yorum yorummm🛐

Vee bir ilk.Ayazın dilinden okuyacaksınız bölümü:)

İyi okumalar hamletler~

~~~~~~~~

Ayaz's POV

"Anne?"
Diye seslenmiştim.Karanlığın içinde arkasını dönük bedenini naifçe bana çevirmişti.Yüzüne her zamanki gülümsemesini yerleştirip bana bakmaya başladı.Zifiri karanlığın merkezinde olsa bile ışık saçıyordu sanki tüm yüzü,tıpkı gençliğinde de olduğu gibi..

Ben onu hep masallardan çıkıpta gelmiş olan güzel bir prenses sanardım çocukken.Çehresi pamuk prenses gibi bembeyaz,saçları rapunzel gibi uzun ve belle gibi sevgi doluydu.
İlkbahar ve yaz ayları geldiğinde ince keten kumaştan elbiseler giydiği zaman ise gerçek bir prenses olurdu.

Bana harika bir çocukluk yaşatmıştı.Kardeşim Arasdan daha fazla beraber oyunlar oynardık,resimler çizerdik,arkadaki büyük bahçede koşuştururduk.Hatta piknik yapmaktan nefret etmeme rağmen sırf onun o güzel gülüşü solmasın diye bizim koca söğütün altında piknik yapardık.

Onuncu yaş doğum günümdü,annem ve babam büyük hazırlıklar yapmıştı artık koca adam oluyormuşum diye.Kocaman tarçınlı ve ballı,üzeri çikolata dolgulu pastaya baktığımda çocuklara has parmaklama iç güdüme karşı koymaya çalışıyordum.Annem sınıf arkadaşlarımdan bir kaçını bile davet etmişti eğlenmemiz için.Misafirlerin gelmesine neredeyse 1-2 saat kalalı annem üzerimi değiştirmek için elimden tutup odama çıkardı.Hangi takımımı giymek istediğimi sorduğunda onun da en sevdiği mavi takımımı giymek istediğimi söylemiştim.Kirazı anımsatan dudakları yüzüne sıcacık yayılırken beni yatağıma oturttu ve beraber giyinmeye başladık.

En son ayakkabılarımı giymeme yardım ediyordu ki,dışarıdan gelen cam kırılması sesi ile çok korkmuştum.
"Anne!!"
Anneme baktığımda gülümsemesinin yüzünden  düşmesine rağmen hâlâ bağcıklarımı bağlamaya devam ediyordu.Nihayet bitirdiği gibi yanıma oturdu ve yüzümü ellerinin arasına aldı.
"Korktun mu  küçük Ayazım benim?"
Söyledikten sonra kafamı hafifçe sallamıştım.Gülümsemesini gördükten sonra içim rahatlamıştı.Yanaklarımı okşayarak dudaklarını araladı.
"Bu gün kocaman adam olacaksın,korkmana hiç gerek yok tamam mı bebeğim?Annen her zaman yanında olacak seni korumak için."
"Gerçekten mi?"
Öyle masum bakışlarla sormuştum ki,neredeyse kendim ağlamak üzereydim.
"Tabi ki oğlum,ister yanında olayım ister olmayayım seni hep ama hep koruyacağım.Annen kurban olsun sana gözümün ilk nuru."
Derken beni göğsüne çekip uzun uzun sarılmıştı siyah saçlarımı koklarken.

Tekrardan bahçeden bir ses geldiğinde bu sefer gerçekten ne olduğu merak etmiştim.Annem beni oturduğumuz yerde bırakıp pencereye yaklaştı.Bir kaç saniyeden sonra pencereni kapatıp tekrar yanıma geldi.
"Oğlum dışarıda hiç bir şey yok,muhtemelen ses yapan tarçındır.Mamasının vakti geldiğinde huysuz olur sende biliyorsun."
Tarçın her gün bahçeye gelen bir sokak kedisiydi.O kadar çok seviyordum ki onu,sarı tüylerini hep okşardım yanıma geldiğinde.Onu sahiplenmeyi annemde benim kadar istemişti fakat bir iki denemede Tarçın evden kaçmıştı.En güzel çözümün ona günlük mama ve su vermek olduğu kanaatine varmıştı annem.Günde hep aynı saatlerde gelir mamasını bitirdikten sonra kendini biraz sevdirir ve giderdi.

"Oğlum şöyle bir oyun oynayalım,Arasın yanına git ve beraber saklanın siz.Öyle bir saklanın ki,sizi bulmak çok ama çok zor olsun tamam mı?Ama sizi sadece babanız çağırdığında dışarı çıkın.Bu kez saklambaçı böyle oynayalım,babanızın size süprizi varmış."
Öyle çok sevinmiştim ki,annemin ne söyleceğini beklemeden hemen kardeşimin odasına koşmaya başladım.Babam daha 1 yıldır kurduğu şirketi ile çok ilgileniyordu yüzünü az görüyorduk.Onu çok özlüyordum çünkü annem kadar o da harika bir babaydı.Arasta babamızı çok severdi bu yüzden onu hemen uyandırmalı ve babamızla saklambaç oynayacağımızı söylemeliydim!

Karanlık YerÇekimi | GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin