Seni güldürdüklerinde,
Chishiya,
Chishiya şaşırırdı. Komik bir şey dememişken beach'in koridorunda onun sayende gülmen. Buna birden nasıl sebep oldu? Bu borderland'a geldiğinden beri bir kez bile sırıtmayan sen miydin?
Sonunda sen eğilip kahkahalarınızla duvara yaslanana kadar yürümeyi bırakmazdı ve orada öylece durup dudaklarının köşesinde ki sırıtışla seni izlerdi. Evet, kahkaha bulaşıcıdır, ancak senin gülüşünün sebebinin kendisi olduğunu fark ettiğinde bunun hoşuna gittiğini reddedemez.
Kahkahalarınızla, Chishiya'ya sizi neyin güldürdüğünü anlatmaya çalışırken yargılayıcı bakışların hedefi oldunuz Chishaya gülerek sizi izliyordu ama kelimeler ağızınızdan mantıklı olacak kadar net çıkmadı.
Fark etmez. Sonunda kendi göğsünün içindeki gıdıklanma hissine, sizin orada dururken en yumuşak gülüşünüze, ellerini ceplerine sokarak ve kıkırdayarak tepki verdi ve gözlerini gözlerine dikti. Geldiğinden beri seni ilk kez böyle görüyor ve bu onun için güzel bir manzara.
Ann,
Ann çok zor birisi değil ama kulaklarını süsleyen ani kahkahalarınız onu şaşırttı. Sana bakmak için döndüğünde şaşkınlıkla zıplardı. İlk başta bir sorun olduğunu düşünür, sizi bu duruma neyin getirmiş olabileceğini görmek için etrafa bakar, belki de size zarar verip vermediğini bile merak ederdi. İş hayatında kahkahalarla kendini gösteren pek çok psikoz hikayesi duydu, ama durum böyle görünmüyor.
Ne olduğunu sorardı, kendini iyi hissedip hissetmediğini sorardı, alnının sıcaklığını hissetmek için yüzünü sabit tutardı. Ancak bu, saçını tekrar kulağının arkasına, ait olduğu yere sokarken kahkahan daha çok artardı.
"Çok komiksin Ann." derdin, "Ve farkında bile değilsin."
Göz kırpardı. Hayır, o kendini hiç komik biri olarak görmedi.
O sadece ciddi kalmaya çalışıyor. Sadece sevimliliğin karşısında kendini tutamayacakmış gibi görünmek istemiyor. Belki de işler seni gerçekten kötü etkiliyordu ve mental sağlığını korumayı bırakmıştın. Nasıl olsa ölecektin. Aşkın oyunun maskaralıklarına bu kadar hastalıklı bir şekilde düşkünken neden kahkahaları onunla paylaşmıyorsun?
Kuina,
Kuina kahkahanı kaçırırdı. Yeni içe dönük benliğiniz yüzünden şaşırırdı, burada olduğunuz haftalarda tüm oyunların sizi nasıl yıprattığını fark ederdi ve beach'in gece kulübünde bu kadar fazla sarhoş olmanız hiç yaşanmamış bir şeydi. Sonunda duygularınızı dökebilecektiniz.
Bu en aptalca şey olurdu; Kuina'nın ona çarpan bir adama tepkisi ya da tanık olduğunuz dans pistinde bir düşüşe ilk tepki vermezdiniz, ancak bir süre sonra vücudunuz kıkırdamalar ve kahkahalarla sallanırdı.
Kuina'nın tepkisi anında olurdu. Yüzü aydınlanacak, dişleri görünecek ve vücudunuzun kontrolünü kaybettiğinizi görünce içerken gözleri parlayacak, dizleriniz zayıfladığında sizi ayakta tutmak için koluna sarılacaktı. Yakında, siz ikiniz gözlerinizde yaşlarla kırıştırıyor olacaksınız ve o kesinlikle gülerken ulaşabileceği kişiye hafifçe vuran tiplerden. Daha sonra, etrafınızdaki hava büyük ölçüde daha az gerici olacaktır. Eski benliğine geri dönmene çok sevinir.
Niragi,
Niragi senin gülüşünden şüphelenirdi. Kaşı ve dudaklarının bir köşesi kaldırılmış olarak sana bakardı, neredeyse kafanın üzerinde sana bakarken aklında bir soru işareti vardı. Neyin bu kadar komik olduğunu, birdenbire başına gelenleri bilmek isterdi... ama sana komik gelecek bir şey söylediğini duyunca, gülüp geçerdi. Yine de, içine gizlenmiş olsa da, göğsü gururla şişer ve bir süre sonra dudaklarında bir kıvrılma kalır ve sizi bir kez daha güldürmek için ortaya bazı komik sözler atardı. Her işe yaradığında, garip bir gurur parıltısı göğsünde bir yer bulacaktı.
Tanrı korusun, seni ilk güldüren başkası olsaydı, kafalarının kesilip tabağa konmasını isterdi. Chishiya olsaydı onu öldürebileceğini biliyorsun. Belki Chishiya'nın Niragi'nin söylediği bir şeye göz yumması seni korkutur, hatta daha da kötüsü söylediği bir şeye gülmen.. O an geçtiğinde sana bağırırdı. Onu küçük düşürmeye nasıl cüret edersin? Ona karşı Chishiya ile birleşmek mi? Tabii ki, bu gerçek bile olamazdı ve onu beach'in koridorlarında Chishiya'yı öldürmekten vazgeçirmek zorunda kalırdın.
Dikkatini çekmek ve sarmalını durdurmak için yüzünü tutarak yumuşakça gülümsedin. "Niragi." onu tam olarak nasıl sakinleştireceğini bilerek bir gülümsemeyle parlardın. "O zavallı, ben seninim."
