Yavaşça gözlerim açılırken, ekleyeyim. Acıyla açılırken, hala bırakıldığım gibiydim. Tahriş olmuş dudağımı saymazsak tabi. Nefes alamıyorum. Ciddiyim her nefes alışımda ciğerlerime bıçaklar saplanıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştım ilk önce. Başsramayınca aynı şekil yere çakıldım. Dudaklarımdan küçük bir inleme dökülünce gözlerimi sıkıca yumdum.
Biri koltuk altlarımdan tutup kaldırıncaya kadar öyleydim.
Yatırıldığım sert yatakta gözlerimi açtım. Karşımda kimi gördüm?
Kaldığım hücredeki 4. Kişiyi.
Yaralı dudağımdan ötürü fısıldamaya çalıştım. Ama ciğerlerime bu sefer kızgın yağ dökülmüş gibi hissedince susmuştum."Ben kimim diye soruyorsun değilmi? Yani ben"
Güçlükle başımı salladım.
"Been beeen senin süpermeninim memnun oldum"
İstemsizce gülümsemiştim ama dudağım ağırınca hemen kesilmişti bu gülümseme.
Karşımdaki çocuk benden biraz küçüktü galiba
Kocaman gülümsedi"Adım Tunay ve sende Bulut'sun biliyorum katil şirin yada vampir herkes seni tanıyor"
Zorlukla konuşmaya çalıştım. Yapamayınca ağzımı geri kapattım
"Şimdi. Saati soruyorsan saat sabahın dördü biliyorum saat akşam dokuzdan beri burdasın özür dilerim ama uyumalarını bekliyordum, sonra öbürlerini soruyorsan uyuyorlar o kocaman olanın adı Kayra yüzüne yumruk atan Enis, öbür konuşmayanda Ervin"
... dediğine göre, sekiz saat baygın kalmıştım. Ve kimse görmemişti. Hücrenin ortasına bayılmış olsam da.
Tunay kaşlarını çattı
Mırıldanmaya başladı"Senin revire gitmen lazım.."
Eğildiği yerden kalktı. Parmaklıklara doğru gitti geçen bir polisin kolundan tuttu
"Ne var yine Tunay"
Tunay sesini inceltti
"Ay Devrimcim bende seni özledim. Ama konu ben değilim. Yeni gelen arkadaşımızın revire gitmesi gerekiyor"
Burdan görebildiğim kadarıyla tek omzunu kaldırdı
"Neden? Karnı mı ağırıyormuş mini bebeğin"
Tunay kafasını salladı
"Ah hayır-"
Tunay konusmadan polis hücreyi açıp içeri girdi. Yanıma yürüdü.
"Ooo lan yemis bunlar bunu. Bulut değilmi lan bu"
Hay lanet. Bu Devrim benim Devrimim lan oof tipe bak götüne kurban maşşallah
Yürütemeyeceğimi anladı galiba ki kucağına almışti beni yürümeye başladı ve karanlık hücreden çıkıp aydınlık koridorda yürümeye başladı bana bakmıuordu başka bir polisi çağırıp eline anahtarları tutuşturduKoşar adım atmaya başladı ama en sonunda yüzünü bana çevirdi.
Ama onlar nasıl gözler, toprak rengi, güzeller güzeli of ölücem..
"Ule seni niye böyle dövdüler birşeymi yaptın?"
Dudaklarımı araladım
"ne yapabilirimki? He toprak gözlü ne yapabilirim?"
Adımlarını yavaşlatıp gözlerini kocaman açtı
"Toprak gözlü? Bulut yapma kalbimi delersin böyle"
Acıyan dudağımla gülümsemeye çalıştım
"Tamam yorma kendini ben gülümserim yerine"
Bana bakıp gülümsedi, ah be herkes senin gibi olsa ne olurdu be Devrim
Dirseğiyle bir kapıyı açtı
"Poyraz bi bakıcanmı ?"
Odadan içeri girdi ,
"Yatır sedyeye Rüzgar'ı çağırayım baktığım hastaya baksın ben ona bakarım"
Yatırıldığım yumuşak sedyede gözlerim kapandı.
"Hop hop aç bakiyim gözlerini uyuyamassın böyle Eray nerde ya?"
Gözlerimi açtım.
"bırak şimdi Eray'ı..."
"Ooo bunu yemişler"
.
.
.
___________________
KARDESIM YORUM YAPMAN ICIN NE YAPABILIRIM????
![](https://img.wattpad.com/cover/332830326-288-k621009.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boş Kafes (bxb)
Teen FictionRenk pigmentleri bozuk bir çocuğun yaşadıkları anlatılır. -kırmızı göz ve mavi saçla toplum içinde 'katil şirin' yada 'vampir' olarak çağırılırdı. Ara sokaklarda dolaşır, herkes ondan korkardı. Korkulacak birşey yoktu aslında. Masumlara dokunmaz...