Alex'i getirmeye gitmişti Alaz ama beni böyle görmesini istemiyorum. Gözlerimi kelepçeli avuç içlerime çevirdim.
O sırada şu siyahlı çekik gözlü adam yaklaştı hücrenin önüne
Amk gözleri ayrı güzel yüzü ayrı.
Hücrenin kapısını açtı ve kelepçeleri çıkardı."Siyahlı bey çıkıyormuyum falan?"
"Yo sadece buraya sivillerin girmesi yasak"Boynumdakini de çıkarınca anahtarlarını cebine atıp yürümeye başladı.
"Takip et"
Hiçbirşey söylemeden takip ettim. Çıkış kapısında elinde silahla bekleyen şu Alaz'ın bahsettiği iri yarı adamı gördüm. Başka tarafa bakıyordu ama yüzünü bize çevirince,
Oo onlar nasıl gözler olm
Sanırsam orman yeşili deniyor bu gözlere.
Önümüzde yürümeye başladı. Binadan çıkıp bahçeye kadar yürüdük. Bir masada Alex yanında Alaz la diyecektim hayır. Alaz değil bu.Beni görmeyecekleri biryerde durdum.
Siyahlı anında çevirdi bakışlarını"Ne oldu?"
"Birşey konuşmam lazım."Başını hafif yana yasladı
"Kiminle?"
"Seninle."Tamamen bana dönüp kollarını bağladı
"Dinliyorum."
"Yangından herhangi bir gelişme yokmu? Olması lazım yani beş gün geçti. Benim kardeşim bulunmadı mı? Ya Kayra? Ya Rüzgar? Kaçak mahkumlara ne oldu?"Başını çevirdi
"Herhangi bir bilgim yok. Zaten burda kalacağın süre bir haftayı geçmeyecek. Yarın öbür gün gelir bi polis"
Gözlerimi indirdim.
"Anlıyorum"
Alaz yanımıza yaklaştı.
"Abi imza alsam ayıp olmaz değil mi ooo yanındaki yakışıklı kim? Bana beni hatırlatıyor"
Gülümsedim
"Ayaz işte"
"İkizim olan değil mi?"
"Başka Ayaz dan bahsettimmi ben Alaz?"
"Yoo"
"E o zaman bu komşunun bakkal oğlu olan Ayaz değil mi?"Garip garip yüzüme baktı
"Bende komşunun diğer oğlu mobilyacı Alaz'ım o zaman."
Söylediği şeye hafif kıkırdadım
"Hıhı aynen"
Siyahlı yakışıklı yanımızdan uzaklaştı.
Bende başımı çevirip masalarına doğru yürüdüm.
Arkama bakınca Alaz orda değildi. Biraz daha yürüyüp tam arkalarında durdum.Yan yana oturmuşlardı ve beni fark etmemişlerdi. İkisininde omzuna elimi yerleştirip onlara doğru yaklaştım
"Ne düşünüyonuz Böyle üzgün karamsar"
Alex başını çevirip anında ayağa kalkıp boynuma kollarını doladı.
Sonradan çekilip dolu dolu gözlerle yüzüme baktı."Varya Bulut seni öyle güzel dövecem ki.. sen bekle sadece"
"Aa olurmu öyle şey, bak şiddet diye bildiririm seni ha."
Gülümseyip yana doğru döndü ve eliyle Ayaz'ı gösterdi
"Onu hatırlıyorsun değil mi?"
"Tabii hatırlıyorum hem benimde size aklınızı durduracak bir süprizim var."Alex kaşlarını çattı
"Neymiş o süpriz?"
"Bekle bakıyım ilk önce Ayaz bey beni hatırlıyor muymuş göre-"Gözlerimi ona çevirdim, ve sessiz sessiz göz yaşları yanaklarından süzülüyordu.
"Bulut abi?"
Dedi. Amk gözlerim doldu bir an.
Kolunu gözlerine yasladı sonra.
Yavaş yavaş yürüyerek boynuma doladı kollarını başını da boynuma gömüp ağlamaya devam ettiSarılışına karşılık verdim. Yüzüme bir gülümseme yayıldı.
Biraz sürdü böyle. Sonra birden ayrıldı
"Abi mavi olmuşsun"
Saçıma dokunarak söylemişti.
"Öyle oldu biraz söyle bakalım sarı mı daha çok yakışıyor mavi mi?"
Gözlerini silip gülümsedi.
Alex konuşmaya başladı sonra
"Neydi senin süprizin?"
Başımı ona döndürdüm,
"Bekle ulan konuşmayı bitirmedim daha hemende süpriz"
Başımı Ayaz'a döndürdüm
"Daha sormak istediğim şeyler var. Mesela hafi beni hatırlıyorsun peki Denis'i?"
Yüzü düştü birden
Başını salladı."Üzülme lan hemen abin evden kaçma hedefini gerçekleştirdi."
Kaşlarını çatarak baktı
"Ne hedefi?"
Gülümsememi yumuşattım
"Buldum Denis'i"
Gözleri ışıldadı
"Cidden mi? Nerde peki?"
Sonra tek şaşıranın kendisi olduğunu fark edince Alex'e yönelik konuştu
"Sen biliyor muydun? Ve bana söylemedin?"
"Kes ulan bende görmedim onu daha."Başını bana çevirdi bu sefer.
"Abi nerde?"
Tabiki şu ortamı bozmaya kıyamam.
Dudağımı büküp kaşlarımı kaldırdım"Valla sır"
"YA-"Baş parmağımı dudaklarıma götürdüm
"Sus daha bitirmedim. Sorularıma devam ediyorum, Alaz'ı hatırlıyor musun peki?"
Tekrar düştü yüzü ama dudaklarında tatlı bir gülümseme asılı kaldı.
Olm kıyamam lanElini arka cebine götürüp telefonunu çıkardı
Kilit ekranını açıp bana duvar kağıdını gösterdi.Hepimizin olduğu bir fotoğraftı.
Tabi hatırlıyorum. Bu fotoğraf çekildiğinde daha c41 olduğumdan haberim yoktu. O yüzden daha farklı bir ben vardı orda.Biz üçümüz arkada sıralanmıştık ve ikizler önümüzdeydi.
"Ohaa çok tatlıymışız"
"AHHAGG"
Yok bunu ben söylemedim. Ama çığlığı Ayaz'la beraber attık.
.
.
.
__________________Şimdi Prens'i (Alaz'ı) Benim Safir adlı kitapta da görebilirsiniz daha doğrusu şuan Bulut'un kaldığı tesisin hikayesi yazıyor orda.
Spoi isteyen;
Safir kitabımın 47 ve 48. Bölümlerinin Bir kısmı
Okuyuculara teşekkürler .)
Bölümü;
harumisultan a hediye ediyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boş Kafes (bxb)
Ficção AdolescenteRenk pigmentleri bozuk bir çocuğun yaşadıkları anlatılır. -kırmızı göz ve mavi saçla toplum içinde 'katil şirin' yada 'vampir' olarak çağırılırdı. Ara sokaklarda dolaşır, herkes ondan korkardı. Korkulacak birşey yoktu aslında. Masumlara dokunmaz...