Ortadoğu ve Balkanların en tehlikeli iki ajanının üstün zekalı kızları ile otizm hastası bir çocuğun hikayesi.
Kasırga ve Kıyı Ortadoğu ve Balkanların en korkulan iki ajanıydı. Ülkedeki kriz sebebiyle bir araya gelen bu iki ajanın da zirveyi paylaş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Klaus bana her anlamda Kıyı Vibe veriyor. O yüzden onu kullandım.)
Cesur hava çok sıcak olduğu için kendine ve size limonata yapmaya karar vermiş. Bunun için çok limona ihtiyacı varmış. 🍋🍋
Cesur hayırlı ramazanlar ve iyi okumalar diyor...
❗Normalde sınır koyulmasından hoşlanmıyorum ama motivasyonumundüşmesi beniüzüyor. Bu yüzden nokta ve öylesine emoji harici görüşlerinizi belirttiğiniz 30 yorumu geçtiğinde yeni bölüm gelecek. Gerçekten bölüm hakkındaki yorumlarınızı okurken aşırı mutlu oluyorum.❗
Sizi seviyorum iyi okumalar... 💗
***
20 yaşındaki Oğuz'un ağzından...
Yirmi yıl...
Tam yirmi yıldırbir bataklıktayım. Bataklık ısrarla beni içine çekmeye ve çamura bulamaya çalışıyor. Her yerim çamura bulanmış durumda fakat tek bir yerim hala tertemiz: Zihnim.
Beni içine çeken bataklığın kirletemediği tek yer zihnim, düşüncelerim ve benliğim. Tek bir an olsun masumları gözünü kırpmadan öldürmeyi doğru bulan biri olmamıştım. Yirmi yıldır bunun için uğraşsalarda...
Yirmi yıldır işkence görmediğim ve acı çekmediğim tek bir gün yok. Buna rağmen doğru yoldan bir an olsun şüphe etmedim. Doğru yol Türk topraklarını kana bulamak değil, şehitlerin kanıyla şereflenmiş toprakları kirletmeye çalışan zalimlere karşı gelmekti.
Bu zalimlerin başında benim öz babam vardı. Yıllarca beni kendisinden daha cani bir yaratığa çevirmek için uğraşmıştı lakin bir an olsun onun yolu ne kalben ne de zihnen bana doğru gelmemişti.
On dört yaşındayken Yusuf adında bir çocuk kurtarmıştım. Kurtardığım günden üç gün sonra babam olacak o şerefsiz benden yüzlerce askeri öldürmem için elime bir kumanda tutuşturmuştu. Ona karşı gelmiştim ve üstüne üstlük bayılmıştım. Sonrasında yediğim dayak ve işkence yüzünden iki hafta tedavi görmüş, uyutulmuştum.
İki haftanın sonunda gözümü açabildiğimde Alex'i yanı başımda otururken bulmuştum. Türkiye'den dönmüştü nihayet. İlk aklıma gelen Yusuf'a ne olduğuydu. Neyse ki sağ salim devlete teslim etmişti. O gün hayatımın dönüm noktasıydı.
