Ortadoğu ve Balkanların en tehlikeli iki ajanının üstün zekalı kızları ile otizm hastası bir çocuğun hikayesi.
Kasırga ve Kıyı Ortadoğu ve Balkanların en korkulan iki ajanıydı. Ülkedeki kriz sebebiyle bir araya gelen bu iki ajanın da zirveyi paylaş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sizi özledim yorumlarda buluşalım ✨🌺💗
[Oğuz ve Cesur]
Kıyı'nın ağzından...
"Güzel kızım, bebeğim, bir tanem hadi bırak onu." Elindeki şeyi ısrarla sımsıkı tutmaya devam ederek beni sinirlendirse de sakinliğimi korumaya çalıştım.
Derin bir nefes alarak dişlerimi sıktım ve "Yavrum. Bak sabrımın sonuna gelmek üzereyim. Hadi bebeğim bırak şunu." dedim. Elindekini çekmeye çalıştıkça bağırarak daha da sıkı tutuyor ve benden çekiyordu.
Bir anda kendime hakim olamayarak "Ulan!.. Yani güzel kızım, bırak artık. Sen ne yapacaksın Cesur'un donunu versene çocuk üşüdü içeride!" dedim.
Yusuf ve Kasırga görevde oldukları için Cesur ve Dila'ya ben bakıyordum. Dila'nın mama sandalyesinde önündeki yemeğe vurmasıyla tüm yemek Cesur'un üzerine dökülmüştü. Neyse ki Dila'nın yediği mama ılık olduğu için bir felaket yaşanmamıştı.
İçeride Cesur'un üzerini değiştirirken valizden altına giymesi için bir şey almadığımı fark edince yatak odasına dönmüştüm. Yatak odasında ise valizden çıkardığım şortu eline almış bir Dila görmüştüm.
Birkaç dakikadır sımsıkı tuttuğu şortu elinden almaya çalışıyordum ama bırakmıyordu.
Dila'ya söylenip şortu çekmeye çalışırken içeri üzerine giydirdiğim tişört ve çıplak bacaklarıyla Cesur girdi. Yüzüne, her zaman gördüğümüz ifadesizlik hakimdi. Dört yaşına gelmek üzereydi fakat bir kez olsun ne konuştuğunu görmüştük ne de güldüğünü.
Cesur'a bakıp dişlerimi sıkarak gülümsemeye çalışırken bir yandan Dila'nın elinden şortu çekmeye çalışıyordum. "Oğlum, beni bekleseydin ya gelecektim birazdan."
Bir anda tutup çekmeye çalıştığım şortun Dila tarafından kendine çekildiğini hissettiğimde hızla ona döndüm ve gördüğüm görüntüyle kan beynime sıçradı.
Dila şortu -incelemeye çalıştığı her şeye yaptığı gibi- ağzına götürmeye çalışıyordu!
"Dila!"
Hızla şortu elinden öyle bir güçle çektim ki arkaya doğru devrildim. Sabahtan beri Dila'yı incitmemek için kuvvet uygulamıyordum fakat kendime hakim olamamıştım. Sinirli bir suratla Dila'ya dik dik bakarken "Ağıza alınacak şey var alınmayacak şey var." diye homurdandım.
Ardından arkamdan bir ses işittiğimde arkama döndüm. Gördüğüm şeyi ilk başta anlamlandıramadığım için öylece kaldım.
