***
İlahi bakış açısı...
Şafak yeni yeni sökerken güneşin ışıkları odanın içine düşüyordu. Siyah eşofmanı üzerine kısa kollu beyaz tişörtü ile ellerini ceplerine koymuş doğan kendini seyreden adama selamını yolluyordu sanki güneş.
Adamın bu dünyadaki en büyük sınavı kimsesizlikti. Dünyaya yetimhanede gözünü açmış bir bebekken de yalnızdı. Çok uzun bir süre hep yalnızdı.
Ardından bir gün yetimhaneye gelen sessiz bir çocuğa abilik ve arkadaşlık etmesiyle artık kimsesiz olmadığını hissetmeye başlamıştı. Aralarında dört yaş olan küçük çocuğu diğerlerinin aksine konuşması için zorlamıyor onun sessizliğine ortak oluyordu.
Onun için çok değerliydi çünkü onun tek ailesiydi o zamanlar o yaralı ve sessiz çocuk. Onun kardeşiydi.
Daha sonra o çocuk için kendini feda ettiğinde, öleceğine kendini inandırmışken onu kurtaran kendi yaşlarında başka biriyle tanıştı. Çocuk onun hayatını kurtarmış ve onu bulacağına söz vermişti.
O çocuk onun ilk arkadaşıydı.
Yusuf yaş aldıkça canından daha çok sevdiği dostlar edinmişti. Ardından bir gün siyah saçlı, yeşil gözleri baharı andıran bir güzelle yolları kesişmişti.
Bir müze müdürü ile...
Adam, müze gezmeyi çok severdi. Görevden döndüğü bir gün kafasını dinlemek için bir müzeye gittiğinde düşmüş gönlüne bahar gözlü güzelin sevdası. Onu görmek için devamlı müzeye gider olmuş. Gel zaman git zaman genç kızın da genç adamı fark etmesiyle tanışmışlar ve kader onları bir evlilikle bir araya getirmiş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Özel Halinle
ActionOrtadoğu ve Balkanların en tehlikeli iki ajanının üstün zekalı kızları ile otizm hastası bir çocuğun hikayesi. Kasırga ve Kıyı Ortadoğu ve Balkanların en korkulan iki ajanıydı. Ülkedeki kriz sebebiyle bir araya gelen bu iki ajanın da zirveyi paylaş...