2.4

215 14 5
                                    

Sizlere tadımlık bir bölüm bırakıyorum. İyi okumalar.

                                     ~

Sabah saatlerini geride bırakmıştık. Şimdi herkes okulun önünde toplanmış otobüslerin gelmesini bekliyordu. Bende okulun karşısındaki kafede oturmuş, Ege'nin yazdıklarını okuyordum. Tekrar tekrar yazdıklarını okumak bana iyi hissettiriyordu. Onu bu kadar bağlanmak beni şaşırtmıştı. Ona geziye gelmeyeceğimi söylemiştim. Sonrasında kararımı değiştirdim. Gece bir anda hazırlandım. Gideceğimi babama söyledim..

Okula doğru ilerlemeye başladım. İnsanların arasına girmeye hiç hazır değildim. Beni gören ilk bir kaç kişi şaşırmıştı. Onlara gülümseyip önlerinden geçtim. Ve Ege'yi gördüm kalbim bir anda attı.

Adımın okunması ile dik durdum.

"Gaye Çamkıran." Hocama baktım.

"Buradayım." Sesim ile Ege'ye baktım. Bana fazlasıyla şaşkın bakıyordu. Aynı zamanda yüzünde anlamamazlık vardı. Onun bu haline gülmemek için kendimi zor tuttum. Bakışmamız kısa sürdü. Çünkü hepimiz otobüslere dağıldık. Ege ve diğer arkadaşlarımla aynı otobüsteydik.

En arkadaki koltuklardan birine oturdum. Çantamı ayağımın dibine koydum. Ve telefondan müzik dinlemeye başladım. Sayım tekrardan yapıldıktan sonra otobüs hareketlendi. Başımı cama yaslayıp yolu izledim. Bu bana huzur veriyordu. Ardından yanımda birinin oturduğunu hissettim. Başımı diğer tarafa çevirip o kişiye baktım. Kulaklıkları, kulağımdan çıkardım.

"Bana gelmeyeceğini söyledin." Bana yakınlık kurarken, kendimi geriye ittim.

"Vazgeçtim." Dedim. Yanımda oturacak mıydı acaba.

"Özür dilerim senin kalbini kırdığım için." Yüz defa özür dilemişti. Sıkıldım bu durumdan.

"Sen benim kalbimi kırmadın. Ben sadece bu söylenenlere alışık olmadığım için üzüldüm." Ege başını sallamakla yetindi. Bakışmamız biraz uzun sürünce yüzüne daha dikkatli baktım. Gözlerim onun dudaklarına kaydı. Yutkunup gözlerimi kaçırdım.

"Bak, bak." Güldüm. Yüzümü yere eğdim. Ege gülmüştü ona tekrardan baktım.

"Saçmalama istersen." Dedim.

"Oturabilir miyim burada." Düşündüm. Evet yanımda oturmasını istiyorum.

"Beni rahatsız etmeyeceksen, evet." Dediğimde başımı olumlu anlamda salladım. Önüme dönüp yolu izlemeye koyuldum. Kalbim hızlı hızlı atarken kendimi dizginleyemiyordun. Bacaklarım yere değmese tir tir titreyecekti. Bu durum karşısında ne yapacaktım bilmiyorum.

Birden elimi tutmasıyla o tarafa baktım.

"Heyecanlanma."

"Ne alakası var?" Dedim. Gerçektende titriyordum onu karşısında.

"İyi misin." Bana endişeyle bakarken başımı salladım. Ani bir hareketle bana sarıldı.

"Ne yapıyorsun?" Birisi görecek diye korktum. Fakat öndeki herkes yola dalmıştı.

"Kalbin çok hızlı atıyor." Onunla kalbi çok hızlı atıyordu. Ona buna söylemedim. Sarılmaya devam ettik. Yavaşça çenemi omzuna koydum. Oda ellerini sırtıma getirdi ve okşadı. Kendimi fazlasıyla rahat hissediyorum. Gözlerimi kapattım ve dokunuşlarını dinledim. Kulağıma yaklaştı ve bir şeyler fısıldadı. Tam olarak anlamamıştım.

Daha sonrasında rahat bir konuma getirdi beni. Başıma göğsüne yerleştirdi. Ellerimi sırtımdan çekip, saçlarıma götürdü. Bunu nasıl yapıyordu. Hâlâ gözlerim kapalıydı. Bir elimi diğer eli buluşturdu. Çok özel ve güzel bir histi.

Ne kadar zaman geçmişti anlamamıştım. Sesler kulağıma yaklaşıyordu. İsmimim söylemesi ile gözlerimi açtım. Doğruldum ve o kişiye baktım.

"Ege." Bana baktı ve gülümsedi. Ben uyumuştum. Ben Ege'ye sarılarak uyumuştum.

"Uyumuşum ben nasıl oldu?" Uykulu gözlerle ona baktım. Bir yandan gülüyordu bir yandan da beni süzüyordu.

"Benim sayemde." Dedi. Gözlerimi biraz daha açtım.

"Haydi gençler tatilin tadını çıkarın!" Murat hocanın bağırması ile Ege ayağa kalktı.

"Bu tatil ikimize çok iyi gelecek." Yanağımdan bir makas aldı. Ve otobüsten indi. Ben şaşkınlıktan geberecektim. Nasıl olmuştu her şey bir anda. Elimi yanağıma götürdüm. Camdan dışarıya baktım. Yeşilliklerin olduğu bir yerdeydik. Onun da dediği gibi bu tatil hem bana hem de ona iyi gelecekti.



Oylamayı unutmayın. Sizi seviyorum.

ZORBA | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin