Hepinize merhabalaarr. Bu sefer iki bölüm üst üste atıyorum. Hadi yine iyisiniz aşklar. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
~Göz yaşlarım durmadan akıyordu. Nasıl inanır diye kafayı yiyorum. Bana nasıl inanmaz? Doğruları söyledim inanmadı.
Sesimi kimse duymuyordu ya da duymazdan geliyordu.Havaların kasvetli oluşu, saatlerin sesi, çalan monoton şarkılar beni hayattan soğutuyordu. İşte benim de dramım buydu! Git gide sıkılıyordum, kimse ne arayıp ne soruyordu. Günler geçti yine aynıydı her şey. Sanki zaman durmuştu bir tek ben hareket halindeydim. Babam okuldaki olayı Hasan beyden öğrenmişti. Herkes beni yalancı olarak biliyordu. Ama ben yalancı değildim. O gün doğruları söylemiştim fakat kimse bana inanmamıştı.
Ege'yi görmek çok istiyordum. Onu nerede bulacağımı bilmiyordum. Sanki elim kolum bağlı hiçbir yere gidemiyordum. Gözlerim ağlamaktan şişmişti, yüzüm berbat durumdaydı. Aynaya bakmaktan korkuyordum.
Okula gidip bu olanlardan hesap soracağım. O gün gelecek ve bunu yapanlardan hesabımı alacağım.
Medyadaki hesabıma günler sonra ilk defa giriyordum. Tonlarca mesaj vardı hiçbirisine cevap vermedim. Ama şimdi yeni gelen mesaja baktım.
Asya: iyi misin?
Asya: okula gelmiyorsun günlerdir.
Asya'nın iyi bir arkadaş olduğunu kamp alanında kanaat getirdim.
Gaye: iyiyim teşekkürler
Asya: belki merak edersin diye söyleyeceğim
Gaye: neyi?
Asya: Ege okula geliyor hep
Asya: sen yoksun
Gaye: nasıl yani
Gaye: Ege okula mı geliyor
Asya: evet
Asya: biz gelmez diye düşündük ama
Asya: hiçbir şey olmamış gibi davranıyor.
Gaye: tamam teşekkürler.
Ege hiçbir yere gitmemişti. Okuldaymış hep. Sanki yeniden canlanmıştım. Yüzüme gülücükler açtı. Bir anda içim kıpır kıpır olmuştu. Asya'nın dediği gibi hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.
Hemen okula gitmeliyim ve onu görmeliyim. Her şeyi doğru düzgün anlatmalıyım ki bana inansın. Banyoya gidip ılık bir duş aldım. O kadar hızlı duş aldım ki ben bile kendime inanamadım. Okul kıyafetleri mi giyip hızlıca bir makyaj yaptım. Gömleğimi eteğimin içine koyup aynadan kendime baktım. Bir saat içerisinde hazırlanıp kapıya çıktım. Arabam garajdan alındığında vakit kaybetmeden binip yola koyuldum.
Öğle saatine doğru okula ilk defa gidiyordum. Sırf Ege'yi görmek için elimden geleni yapıyordum. Okula girmeme saniyeler kalmıştı. Otoparktan girip arabamı park ettim. Çantamı omzuma atıp arabadan indim.
"Kaçacak yer arayın fareler!" Kapıyı sertçe kapatıp tekrar bahçeye doğru çıktım. Herkesin bana karşı bakışlarını umursamadım. Bahçenin yarısını tamamlayıp bir anda karşıma çıkan Tuğçe'yi görmemle gülümsedim.
"Gökte ararken yerde buldum seni farecik. Seni bulmakla uğraştırmadığın için teşekkürler." Beni rahatlığım ona batarken Tuğçe bir elini omzuma attı.
"Bak canım disiplin kurulu seni bekliyor." Ben buna gülerken bir ayağımı Tuğçe'nin bacağına tekme attım. Boyum ondan uzundu. Acı içinde yere eğilip bacağına baktı.
"Ben bu bacağa ne kadar bakım yapıyorum biliyor musun?"
"Ege'yle benim arama girdin. Bana oyunlar kurdun şimdi senin burnundan fitil fitil getireceğim. Canın çok yanacak!" Dedim ve sol yanımda duran Batuhan'a başımla Tuğçe'yi gösterdim. Ve okulun merdivenlerine çıkmaya başladım.
"Nereye götürüyorsunuz beni? Yardım etsenize! Bakmayın aptallar!" Ben bunların hepsine gülerken okulun en alt katına doğru indik.
"Kapıyı kapatın bir gece kalsın yarın sabah çıkartırsınız." Dondurucuya atmak fikri nerden çıktı bilmiyorum. Bir zamanlar okulumuzda yemekhane katı vardı. Yemekler hep bu katta yapılırdı. Dondurucu da sebze ve meyvelerin olduğu yerdi. 3 yıl önce okulda beni sevmediğini dile getiren kişileri hep bir gece dondurucuda bekletiyordum. Akılları başlarına gelince de bırakıyordum. Tuğçe bu deneyimi ilk defa yaşayacaktı sonrasında hiç unutmayacaktı.
"Tamam bırak! Özür dilerim gerçekten ben yapmadım." Tuğçe'nin çırpınışlarına hayran kalmıştım.
"Özür dilemek sadece bir kelimedir Tuğçe. Bir zamanlar benim sağ kolumdun. Yanımdan ayrılmazdın. Ben ne alsam sen de aynısından alırdın. Benimle adını duyurdun!" Dedim ve başımı sallayıp dondurucunun kapağını açtım.
"En yükseğe verin!" Dedim "Merak etme ölmeyeceksin ama ölümün yakınından geçeceksin." Dediğimde göz yaşları biterse birer akmaya başladı Tuğçe'nin. Batuhan Tuğçe'yi dondurucuya koyup kapıyı ardından kapattı.
"Bu olmadı sanki." Batuhana ters ters bakıp ona yaklaştım.
"Sana mı sorucam neyin olup olmadığını." Dedim ve üst kata doğru çıkmaya başladım.
Görüşmek üzere...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORBA | texting
عاطفيةGaye: matematik testin olayım saatlerce bakışalım. Gaye: ya da bakışmayalım saatlerce çöz beni Gaye: çarp, böl, topla, çıkar X: olur bebeğim sen yeter ki iste Zorba bir kız düşünün. Bu kız kural tanımak bilmeyen varlıklı bir ailenin tek kızı. Eg...