4.0

73 7 0
                                    


Çoookkk güzel bir bölüm sizi bekliyor. Oylamayı unutmayın derim. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar:)

___________

Gaye'den

Ege'nin benimle konuşmak istemesine şaşırmıştım. Normalde tüm nefretini mesajlarda kusardı. Sırf ona inat gelmeyecektim ama geldim lan.

Taksiden inmeden önce ücretini verip indim. Rüzgarın esmesi ile saçlarım bir anda yüzüme yapıştı. Ellerim ile düzeltip yürümeye başladım. Kafeye doğru ilerledim ve içeriye girdim. Gözlerim ile Ege'yi bulmaya çalıştım.

Bir masada oturmuş beni bekliyordu. Göz göze gelmemiz ile gözleri biraz aşağıya kaydı. Göğüs dekoltemle kısa bir saniye bakıştı.

Oraya doğru yürüdüm ve sandalyeye oturdum. Çantamı da masanın üstüne koydum. Ellerimi masanın altında birleştirip konuşmasını bekledim.

"Ee ne konuşacaksın benimle." Dedim.

"Sana inanmadığım için özür dilerim." Dediğinde şaşkınlıktan öylece kaldım. Ne yani öğrenmiş miydi her şeyi.

"Anlamadım." Aslında anlamıştım ama kendisi anlatsın diye dört dönüyordum.

"Yani Tuğçe'nin oyununu bahsediyorum. Bora her şeyi anlattı. Sen hiçbir şey yapmamışsın." Dediğinde gözlerime daha çok baktı.

"Sana demiştim bu bir oyun diye. Ama sen inanmadın. Okuduğumuz okulda böyle şeyler olacağını tahmin etmemişsin." Dedim ve elimi çantama attım.

"Gitme." Dediğinde sakince elimi geri çektim.

"Ege ben çok yalnızdım. Kimse benim yanımda olmadı. Sen hep uzaktaydın, benden nefret ettin. Bana kendimi çok kötü hissettirdin." Dedim tek nefeste.

"Biliyorum ama sen de kendinin nasıl biri olduğunu biliyorsun. Böyle bir şey yapacağını, benimle alay edeceğini zaten biliyordum. Ben senin sevgine inanıyordum ama daha önce ki sevgililerini de alayla, zorbalayarak bıraktığını ve onları yüz üstü bıraktığını gördüm. Ben de onlardan biri olduğumu düşündüm. Pişman değilim seninle olmaktan."

"Tamam. Her şeyi geçmişte bırakalım. Be yaşadıysak unutalım." Bu dediklerim benim canımı acıttıysa onunki de acımıştır. Net ve ciddi bir şekilde bunu söylediğimde Ege inanmayaraktan gözlerime şaşkınca baktı.

"Tamam en iyisi öyle yapalım." Dedi ve ayağa kalktı.

"Aynen en iyisi." Dedim ve çantamı koluma takıp ayağa kalktım. Onun yüzüne bakmadan kafeden çıktım ve yoldan geçen taksiyi durdurmak istedim.

Geriye bakıp Ege'ye baktım. Arabasına doğru yürüyordu. Bana bakacağını anladığım anda kafamı başka yere çevirdim. Taksi uzakta durduğunda oraya doğru ilerledim.

Hiç düşünmediğim bir anda hızlıca gelen arabayla aramda az mesafe vardı. Yolun tam ortasında dikilmiştim. Ve arabanın bana çarpmasına ramak kala biri tarafından belimden çekilerek yere düştüm.

Korna sesi bir anda yükselince kulağımı kapattım. Kolumun acısı ve elimin kanaması ile gözlerimi açtım. Bir kaç saniye öylece yerde yatarken beni belimden tutan kişiyi merak etmiştim. Kolumu tutup beni kendine çeviren kişi Egeydi.

"İyi misin?" Korkuyla gözlerime bakıyordu. Saçlarının bir kaç tutamı alnına düşmüştü. Kendimi düşünemiyordum bile. Koluma baktığımda kanadığını gördüm.

"Kızım sen manyak mısın. Niye duruyorsun yolun ortasında." Gözlerimden bir damla yaş aktığında başka tarafa baktım. Etrafta sessizlik vardı, hiç kimse yoktu.

Ege bana sarılıp sırtıma yavaşça vurdu. Sanırım beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Nefesimi büyük bir şekilde verip Ege'den ayrıldım.

"İyiyim." Deyip yerden kalktım.

"Kanıyor." Deyip elime ve koluma baktı. Kolumdan akan kan ince kavislerle elimden bileğime aktı.

"Bir şey olmaz hallederim evde." Dediğinde diğer kolumdan tutup beni arabasının yanına götürdü. Hiçbir şey söylememenin üzerine arabanın kapısını açtı.

"Bıraksana, ben kendim giderim. Senin arabana binmem ben!" Sert sesim çatallandı. Boğazıma bir şey oturmuştu sanki.

"Gaye binsene eve gidene kadar başına bir tane bela alırsın." Oflayıp kolumu ondan kurtardım.

"Ben kendim giderim!" Deyip yönümü değiştirirken yine kolumdan tuttu.

"Gördüğün gibi bu saatte taksi zor bulursun. Eğer otobüse binmek istiyorsan buyur." Dedi ve yolu bana gösterdi. Ellerini iki yana açıp beni beklerken ben kısa süreliğine düşündüm.

Kızım gaye otobüsle eve gitmen çok uzun sürer. Bu saatte taksiyi de zor bulursun. Ha bulsan bile doludur! Onun için bin arabaya git hayde.

Hayır sakın onun arabasına binme Gaye! Dışarısı ondan daha güvenli. Eğer binersen küçük duruma düşersin. Kendin bir yolunu bulursun zaten. Akıllı kızsın sen.

"Of susun artık ikinizinde dediğini yapmayacağım." Deyip saçımı arkaya attım.

"Ha?" Ege aval aval yüzüme bakarken güldü. Sanırım iç sesimle kavga ettiğimi anladı. İçimden sinirler köpürüyordu resmen. Allah deyip dalıcam şimdi.

"Tamam." Dedim ve bana açılan kapıya öylece baktım.

"Hadi." Dediğinde ağır ağır hareket ederek bindim.

Ege içinden Allah bilir ne diyordur. Dakkasında sinir etmeyi becermiştim.

Çok geçmeden Ege'ye yol tarifini verip beni evime kadar getirdi. Allahtan yol boyunca çok konuştuk.

O sustu ben daha çok sustum. Hiçbir şey konuşmadık. Ara ara yandan bakıyordu. Ben ise bıyık altından gülüyordum.

Evimin önünde durduğunda çantamı omzuma koyup kapıyı açtım.

Eğilip camdan ona baktım. "Teşekkürler." Dedikten sonra o da başını salladı.

"Pansuman yapmayı unutma." Dediğinde bu sefer ben başımı salladım. Saniyeler sonra Ege gitti ve ben tek kaldım.

Acaba yine barışır mıyız? Ya da eskisi gibi olabilir miyiz? Bugün bana karşı ilgili davranmıştı. O olaydan sonra ilk defa bu kadar uzun konuşmuştu benimle.

Güvenlik bana kapıyı açtıktan sonra girdim içeriye. Dış kapının anahtarını çantamdan bulup, açtım ve içeriye girdim. Sanırım babam evde yoktu.

Üst kata çıkıp odama girdim. Aynanın karşısına geçip koluma baktım. Canım acımıyordu ama görüntüsü beni benden alıyordu. Yere düştüğünüz anı tekrar hatırlayınca gülümsedim. Beni belimden tutup çekmişti.

"Gülmesene ne gülüyorsun." Dedim kendi kendime.


________

Hepinize hoşçakalın bir sonraki bölümde görüşürüz 👋🏻

ZORBA | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin