Gaye: matematik testin olayım saatlerce bakışalım.
Gaye: ya da bakışmayalım saatlerce çöz beni
Gaye: çarp, böl, topla, çıkar
X: olur bebeğim sen yeter ki iste
Zorba bir kız düşünün. Bu kız kural tanımak bilmeyen varlıklı bir ailenin tek kızı. Eg...
Bir önceki bölüme ithafen iki bölüm üst üste attım. Hepinize iyi okumalar diliyorum. Satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Bundan sonra iki bölüm ard arda atıcam. Artık hızlı hızlı hikayeyi sonlandırmak istiyorum çünkü aklımda başka kurgular var. Ve daha ciddi kurgular yazmak istiyorum. Texting yazmak benim için çok eğlenceli belki hep texting yazarım. Bilmiyorum gidişat bize gösterecek bu yolu. Şu anlık hikayenin çeyreğini geçmiş bulunmaktayız. 80 bölüm gibi bitirmek istiyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~
Bazen aldığımız kararlar herkesin hayatını etkileyebiliyormuş. Bu zamana kadar kadar sadece kendim için yaşadım, diğer insanları düşünmeden. Yaptığım hataydı.
Dimdik yürümem gereken yolda asalak hareketlerimle kendimi batırıyordum. Bir zamanlar güçlü imajımdan ödün vermeyerek kimseye gerçek yüzümü göstermedim. En yakınıma bile.
"Daha ne kadar yürüyeceksin bu halde." Ege'nin arkamdan bağırmasını umursamadan adımlarımı hızlandırdım. Ayağımda ayakkabı bile yoktu. Kumsal harici asla ayakkabısız yürümezdim. Aynı zamanda üstümdeki elbise bana boldu. Saçlarım rüzgardan dolayı arkaya itekliyordu. Nedense bu bana iyi hissettirmişti. Elim kolum boş.
"Ayağın acımıyor mu?" Ayaklarıma baktım. Yerdeki yapraklarının çıtırdamasından da hoşlanmıştım.
Ege de arkamdan yürüyordu. Ve yine bana güven vermişti. Ben bu düşüncelerimden sıyrıldım ve başımı yukarıya kaldırdım. Ağaçların büyüklüğünden dolayı gökyüzünü tam göremiyordum. Ve aniden ayağıma batan sivri cisimden bir adım geriye gittim.
Sızlanarak ayağıma baktım. Ege koşar adımlarla yanıma geldi. "İyi misin?" Bu soruyu daha fazla duymak istemiyorum.
"NASIL OLABİLİRİM SENCE? İYİ Mİ GÖZÜKÜYORUM SENCE HA!" Bağırmamdan dolayı Ege yüzünü ekşiterek başını diğer tarafa çevirdi. Gerçekten bu çocuk benim nazıma ve çileme iyi dayanıyordu. Ben olsam bana dayanamazdım. Ve bacağıma bakıp eliyle inceledi. Ben ise eğilip bacağıma yaklaştım.
Ege kafasını kaldırıp bana baktı. O an yüzümüz çok yakındı. Bir milim vardı tenim tenine değmesine. Sıkıca nefesimi tuttum. Yutkunup gözlerimi kaçırdım. O ise daha dikine bakıyordu.
"Bir şey olmamış işte." Göz devirip ayağıma baktım. Evet bir sorun yoktu ama acıyordu. Önüme bakıp yavaş yavaş yürüdüm.
"Daha ne kadar yol yürüyeceksin? Yorulmadın mı gaye?" Yorulmadım.
