4.4

47 5 3
                                    



Merhabalar. Nasılsınız iyi misiniz? Öncelikle bölümü daha erken atacaktım ama haftasonu Ankara'da olduğum için atamadım. Zaten bölümün yarısınıda Ankara'da yazdım.

Şimdiden keyifli okumalar.

                                           ~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                                           ~

Pazartesi sendromunu yaşıyordum her hafta. Okula gidip gelmek çileydi gerçekten. Her sabah yorgunlukla uyanmak ve o yorgunlukla hazırlanmaktan nefret ediyordum. Ama Her gün olduğu gibi mükemmel hazırlanıyordum. Hiçbir kusurum yoktu! Olamazdı.

Yeni aldığım topuklu ayakkabıları giydim. Son olarak babamın Lizbon'dan aldığı yeni parfümümü sıktım. Aynadan son kez bu şah eser görüntüye baktıktan sonra babamla arabaya binmek için salona indim.

Bugün onunla birlikte okula gidecektik. Normalde okula geleceği zaman haber verirdi. Acaba bu Hasan bir şeyler mi pırtladı?

Yine aptal, saçma sapan konuşmalar yapıp babamın aklına giriyordu. Bu adam benim sinirimi fazlasıyla bozuyordu.

Arabaya binip şoförün gaza basmasıyla 15 dakika içerisinde okulun bahçesine geldik. İneceğim sırada babam kolumdan tutup beni durdurdu.

"Bugün okula müfettiş gelecek. Aman diyeyim bir sıkıntı çıkarma Gaye. O arkadaşlarına da söyle arka bahçede sigara içmesinler. Yakalıyorum onları gözümden kaçmıyor. Aynı zamanda tuvaletlerde çıkan karmaşanın sebebinide biliyorum." Dedi ve gülümsedi. Bizimkilerin sigara içtiğini nerden biliyordu?

Sence sorun orada mı Gaye? Tuvaletlerde çıkan kavganın sebebini de biliyor.

Bugün aklımda bir plan vardı. Müfettişin geleceği bugün mü? Plan da yatmış oldu. Hadi kurtuldun bugün Tuğçe. Ama hiç üzülme her gün daha canlı fikirler aklıma geliyor.

"Tamam babacım." Kapıyı açıp inecekken tek bir elini kaldırdı ve durmamı istedi.

"Ha." Dedi ve durdu. "Bugün büyükelçide geliyor aynı zamanda." Dediğinde bir anda içim havalandı. Karnıma neler oldu anlamadım. Heyacanladım. Öyle bir heyecan değil, babamın küçükken havaya atıp karnımın uçuşması gibi. Tatlı bir heyecan. Bu beni mutlu ederken ben gülümsedim.

"O çocuğun babası." Dedi. Babamın da sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranması beni bitiriyordu.

Başımı sallayıp arabadan indim. Bir elimde çanta diğer bir elim ise eteğimin ucunda sıkı sıkıya tutunmuş zilli eteklerimde. Saçlarım rüzgarda geriye itilirken ben okulun merdivenlerine doğru çıktım.

Kimseye bakmadan merdivenlerden çıktım. Telefonuma gelen mesajla durdum. Ve çantamın içinden telefonumu çıkartıp gelen mesaja baktım.

ZORBA | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin