[10]

48 4 11
                                    

"Ne zamandan beri o iğrenç, mide bulandırıcı, hasta insanlardan oldun?" Eve geldikleri an babası ve annesi Jeongin'i odasına götürüp sinirle konuşmaya başlamışlardı.

Göz yaşlarının düşmesine engel olmaya çalışırken babasının koltuğa itelemesiyle sertçe koltuğa oturdu. "Cevap versene!!!" Annesi sinirle Jeongin'i saçlarından tuttu ve konuştu.

"Hasta falan değilim ben!" Göz yaşları yavaş yavaş düşmeye devam ederken annesine bağırdı Jeongin. Daha sonra kolundan tuttu ve annesini iteledi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Annesini iteledikten sonra sinirle babası aralarına girdi ve Jeongin'e bir tokat attı. "Bizim için yükten başka bir şey değilken böyle konuşmaya utanmıyor musun?!"

Babasının attığı tokatla başının döndüğünü ve gözlerinin karardığını hissederek yeniden koltuğa oturdu Jeongin. Hem söyledikleri, hem de yaptıkları şeyler yüzünden canı hiç olmadığı kadar yanmaya başlarken öylece oturdu ve söylenilenleri dinledi.

"İğreniyorum artık senden, utanıyorum benim çocuğum olduğunu söylerken!!" Annesi Jeongin'in odasının içinde sinirle sağa sola doğru gidip geliyorken konuştu.

Daha sonra sinirlerine hakim olamayıp Jeongin'e yaklaştı ve yakasından tutarken yeniden konuşmaya başladı. "Ne yapacağız şimdi Jeongin? Söylesene ne yapacağız?! Herkese rezil ettin bizi. Tüm Dünya'ya rezil ettin!!"

Jeongin annesinin gözlerine bakarken içinden de bir an önce bu işkencenin bitmesi için dua ediyordu. "Hiç ağlama, ağlamaya bile hakkın yok senin!" Annesi yeniden Jeongin'i sarstı ve bağırarak konuştu.

"Özür dilerim anne." Annesinin kendisini bırakmayacağını anlayınca hıçkırıklarının arasından birkaç cümle çıkardı Jeongin. Asıl canını acıtan şey artık sadece annesinin söyledikleriydi.

Kahkaha attı ve geri çekilip saçlarını karıştırdı annesi. Daha sonra daha sinirli bir şekilde Jeongin'e döndü gülerek. "Özrün bir şey değiştirdi mi? Bak. Değiştirdi mi? Rezilliğimizi gizledi mi? Bizim için söylenen onca şeyi geri aldı mı?!"

Kafasını indirdi ve elleriyle oynamaya başladı Jeongin. "Keşke hiç doğmasaydım." Annesinin çok sinirlendiğini anlayınca babası araya girdi Jeongin'in. "Hastasın Jeongin. Yarın psikiyatri'den randevu alacağım ve artık düzenli olarak gideceksin."

Şaşkınca kafasını kaldırıp babasına bakmaya başladı Jeongin. "Ben hasta değilim diyorum size!! Ben gayet sağlıklıyım!!"

"Sağlıklı bir insan olsaydın bu kadar kişi böyle tepki verir miydi sence?!!" Bu kez üstüne yürürken babası bağırarak konuştu.

"Yemin ederim hasta değilim ben." Babasının üzerine yürümesine aldırış etmeden ağlayarak konuştu Jeongin.

Babasının yanına geldi ve sinirle Jeongin'e bakmaya devam etti annesi. "Arkadaşlarının seni bir bir terk etmelerine şaşmamalı, senin gibi hasta birisini hiç kimse sevmez."

Daha sonra Jeongin'in üzerine yürümeye başladı. "Bundan sonra evde kalacaksın. Sadece okul ve ev arasında gidip geleceksin. O Hyunjin denen iğrenç herifle hiçbir şekilde görüşmeyeceksin. Seungmin, Chan ve Minho'yla da."

Jeongin'in tuttuğu telefonunu zorla elinden çekti ve cebine koydu annesi. "Bundan sonra böyle Jeongin. Sen iyileşene kadar herkes için en iyisi bu."

Ayağa kalktı ve annesinden telefonunu almaya çalıştı Jeongin. "Bunu yapmaya hakkınız yok! Hasta değilim diyorum! Arkadaşlarımla konuşmalıyım!!!"

rewrite the stars, hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin