Hyunjin'in, Jeongin ve Seungmin'in okuluna transfer olmasının üstünden yaklaşık bir hafta geçmişti.
O günden beri okulda Jeongin'e hiç kimse zorbalık yapmaya bile çalışmamış, hatta eskiden attıkları o iğrenç bakışları bile atmamaya başlamışlardı. Tabii Hyunjin dergi çekimine gittiğinde eski hallerine dönmelerini saymazsak her şey iyi gidiyordu.
Jeongin ilk başta öğretmenlerinin ailesine söyleceğinden korktuğu için Hyunjin'den uzak durmaya çalışsa da Hyunjin'in öğretmenlere para verip susturmasıyla eskisinden bile daha sık görüşmeye başlamışlardı. Teneffüslerde, öğlen aralarında ve çıkışta bile sürekli beraberlerdi. Sanki her şey eski haline dönmüş gibi yaşıyorlardı.
Taaa ki, Hyunjin tüm gün boyunca çekimlerde olması gerektiği için okulda olamayana kadar.
Sakin geçen bir günün öğlen arasıydı. Tüm gün Hyunjin'i göremediği için Seungmin'le beraber mutsuz bir şekilde kantinde oturuyordu Jeongin.
"Hadi gidip yiyecek bir şeyler alalım." Seungmin arkadaşının sessizliğine daha fazla dayanamadı ve ayağa kaldırdı.
Birkaç dakika içinde yemeklerini alıp masalarına doğru yürürlerken birisinin aniden çelme takmasıyla dengesini kaybetti ve yere düştü Jeongin.
Canı hiç olmadığı kadar yanmaya başlarken kopan büyük gürültü yüzünden tüm kantin ona doğru dönmüştü ve gülerek fısıldaşmaya başlamışlardı.
Hemen Jeongin'in yerden kalkamasına yardım etti ve Jeongin'e çelme takan çocuğuna döndü Seungmin. "Ne yapıyorsun?!"
Gülerek Jeongin'e baktığı sırada Seungmin'in üzerine doğru gelmesiyle ayağa kalktı Jeongin'e çelme takan çocuk. "Eğlenmek istedim."
"Başlarım şimdi senin eğlenmene Bomin." Jeongin'e çelme takan çocuğu tanıyordu Seungmin. Daha önce aynı dershaneye gittiği öğrencilerden birisiydi.
Bomin üstüne yürüyen Seungmin'e gülmeye devam etti ve ellerini göğüslerine koyarak durdurdu. "Dostum sakin ol, Jeongin ve ben iyi anlaşıyoruz."
"Değil mi Jeongin?" Bomin'i hayatında ilk defa o an görmüştü Jeongin. Kendisine bakmaya başlayan çocukla beraber herkes Jeongin'e döndü vereceği cevabı duymak için.
"B– ben seni tanımıyorum."
Jeongin'in cevabını duyduğu an sinirli bakışlar atmaya başladı Bomin. "Sen bittin." bakışları atmaya başlarken Seungmin'e döndü. "Yalan söylüyor."
"Hayır söylemiyor." diyerek Bomin'in yakasından tuttu ve sinirle konuştu Seungmin. Hyunjin olmadığında ona sahip çıkan kişi Seungmin'di çoğu zaman.
"Sevgilisi onu umursamıyor bile Seungmin, onun için üzülüyorum." Bomin yeniden gülerek konuşmaya başladığında herkesten bir fısıltı çıkmaya başlamıştı.
"Haha ne söylediğini duydun mu? Bunu izlemek çok eğlenceli."
"Tam bir ezik gibi görünüyor."
"Bomin'in bakışları onu öldürebilir."
"Ya! Bekle, bekle." Aniden kalabalığın içinden birisinin çıkmasıyla herkes sesin geldiği tarafa döndü.
Aralarına girip Seungmin ve Bomin ikilisini ayırdıktan sonra Seungmin'e döndü gelen kişi. "Jeongin'in dili yok mu? Kendini koruyabilir."
Herkesin gözü üzerinde olduğu için paniklemişti Jeongin. Korkudan titremeye başlarken üzerine gelen çocuğun gözlerinin içine bakarak geri geri yürümeye başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
rewrite the stars, hyunin
Fanfictionİkimiz de dışarıda saklanmak zorundayız. Senin bana, benimse sana ait olamadığım yerde.