5 OYUN BAŞLASIN

1.2K 94 13
                                    

Hazar'dan

Günler günleri kovalıyordu. 1 haftadır kendini işe odaklanmasına rağmen zihninin bir köşesi sürekli olarak Yavuz tarafından işgale uğramış durumdaydı. 1 haftadır o güzel ve yakışıklı yüzü görmemişti. Elbette kameralardan zaman zaman izliyordu onu ama canlı canlı görememişti o yüzü. Acaba kendisine aşık olsa o zümrüt gözler nasıl bir derinlikle bakardı kendisine? Ya tenine dokunsa!!! Kafasını iki yana salladı Hazar. Bu düşüncelere daha fazla devam edersem kendimi tutamayacaktım, gidip o kiraz dudaklara yapışacaktım. Yavuz, departmanında güzel iş çıkarıyordu. Arslan Abi ise hergün bana onun hakkında rapor getiriyordu. Artık onu denemeye başlasam iyi olacaktı. Güvenlik duvarını SQL ile yazmıştım. Zaten çoğu güvenlik sistemi bu yazılım ile oluşturulurdu. Ayrıca içine yerleştirdiğim arka kapılarda Yavuz tarafından kapatılmıştı. Ancak merak ediyordum. Kapattığı kapıları açabilir miydim ki? Bu çocuk işinde çok iyi. Yüzümde piç sırıtmamla sırtımı koltuğuma yasladım. Kafamı geriye atıp bileklerim masanın üzerinde, ellerim klavyede gözlerimi kapatıp derin bir nefes çektim içime. Nefesimi verirken,

"Hadi bakalım, zümrüt göz. Oyun başlasın." Dedim kendi kendime ve sırtımı koltuktan ayırıp oturuşumu dikleştirdim. Ama başlamadan önce Arslan abiye haber vermem lazımdı. Adam şok olmasındı şimdi. Telefonu elime aldım.

"Arslan abi, şirkete saldırı yapacağım. Yavuz'u denemenin zamanı geldi. Bakalım ne yapacak? Gerçekten merak ediyorum."

"Hazar, bundan emin misin kardesim? Eline yüzüne bulaştırırsa ne olacak?"

"Abi, sen bana güven. İnan ki, o çocuk bunu başarabilecek kapasitede."

"İyi de onun karşı koyması için saldırı başladığı anda ona haber vermeliyim dimi? Bunun için özel bir planın var mı? Söyle bana ki oyunu bozmayalım"

" Haber vermene gerek yok abi. Ben yazdığı kodları gördüm biliyorsun. Daha ilk dürtmemde bunu anlayacaktır. Ve ben sana başladım demeden o hem müdahale edip hemde size haber verecektir. Şu an ne yapıyor? Onu görebiliyor musun?"

" Oğlum ya seni tanımasam bu hallerine çok güleceğim ama ya. Hepten saf aşık modu açık dolaşıyorsun. Yavuz, iyi. Masasında oturuyor ve tamamen yaptığı işe odaklanmış durumda. Şirkette daha fazla ne yapabilir Allah aşkına ya?" Arslan bunları söylerken aynı zamanda kahkaha patlatmamak için yanaklarının içini yemek ile meşguldü.

Bıkkınlıkla nefesimi bıraktım.

"Offf. Tamam abi ya bir şey demiyorum. Kapatıyorum şimdi. Olayların detaylarını daha sonra senden alacağım ona göre." Diyerek telefonu kapattım. İşte şimdi başlamalıydım.

"Haydi, Bismillah" diyerek ilk dürtmeyi yaptım. Amacım güçlü bir hacking ile sistem güvenliğini kırmaktı. Büyük ihtimal digerleri saldırıyı geç fark edeceklerdi ve bu süre Arslan abinin onları bilgilendirmesi için yeterliydi.

Bir anda ellerim klavye üzerinde dondu. Nasıl bir savunmadır bu. Daha ilk saniyeden geriye püskürtüldüm hemde kendi programımdan. Bir insanın sadece 10 dakikalık bir uğraş ile sistemi oluşturan kodlara bu kadar hakim olması normal miydi ya? Çocuk, sen halis misin?

Tabiki bu kadar çabuk pes etmeyeceğim. Denemeye devam edeceğim. Parmaklarım klavye üzerinde hiç olmadığı kadar hızlı hareket ediyordu ve ben her saldırımda bir öncekinden daha da şiddetli bir halde geri püskürtülüyordum.

Bir 10 dakika daha bu durum bu şekilde devam etti. Sonunda saldırıyı durdurup ellerimi klavye üzerinden çektim. Parmaklarımı saçlarımın arasından geçirdim ve yutkundum. Saçımdan geçirdiğim elime baktım. Islaktı. Terlemiştim. Yutkunurken de boğazımın kurudugunu fark etmiştim. Sadece 20 dakikada beni bu hale getirmişti. "Oldukça iyi." Diye düşündüm. Masamın sağında duran bardağa uzanıp içindeki suyun tamamını tek seferde bitirdim. Dişli bir rakip. Uzun süredir böyle bir savunma görmemiştim. Bu beni oldukça keyiflendirdi. Sanırım onunla bu şekilde savaşmak beni oldukça eğlendirecekti. Bu düşünceler içinde Arslan Abiyi aradım.

Zümrüt Yeşil Ve Kömür Karası (KISA SÜRELİĞİNE ASKIYA ALINDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin