12❤️

640 24 18
                                        

Annemle kahvaltı yaptıktan sonra duşa girmek için hazırlanmaya başladım. Hastaneye yattığımdan beri annem yokken duşa giremiyordum. Verdikleri ilaçların yan etkisini çok fazla hissediyorum. Duş alırken başım dönmüştü de çok korkmuştum.

Suyun sıcaklığını ayarladıktan sonra suyun altına girdim. Dünden beri çok düşünceliydim. Hüray'dan hoşlandığım gerçekliğiyle yüzleşmek beni fazlasıyla heyecanlandırıyordu. Bir yandan da yanlış olduğunu biliyordum. Sonuçta ben hasta o da doktordu. Hipokrat yemini filan devreye girince imkansızlaşıyordu. Suyun altında ne kadar bilmiyorum ama annemin kapıyı tıklatmasıyla düşüncelerden sıyrıldım.

"Yadenur iyi misin?"

"İyiyim anne çıkıyorum birazdan."

Üzerimi giyindim ve banyodan saçlarımı kurulayarak çıktım. Tam anneme seslenecek iken elinde iğne tepsisiyle odada dikelen Hüray'ı gördüm. Elimde havlu kalakalmıştım. Saçım açık ve Hüray odada.  Beynim kırmızı alarm vermeye başlamıştı. Anneme bakındım ama odada Hüray ve benden başka kimse yoktu. Direkt banyoya koştum. Ne yapacaktım şimdi? Başörtüm valizdeydi ve annem de odada yoktu. Birkaç saniye düşünüp beyin fırtınası yaptıktan sonra:

"Bir dakikalığına odadan çıkabilir misiniz?" diye bağırdım banyodan.

"Tabii çıkıyorum." dedi ve kapı sesini duyduktan sonra fark etmeden tuttuğum nefesimi verdim.

Jet hızıyla banyodan çıktım. Masanın üstünde duran tokamı alıp hızlıca bir topuz yaptım. Valizden başörtümü bulup örttüm. Kalp atışlarımın sakinleşmesini bekledim. Sonra odanın kapısını açtım ve gelebilirsiniz dedim.

Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. Onu öyle görünce daha çok utandım. Bir daha banyoya girerken kesinlikle başörtümü de alacaktım.

"Nasılsın Yadenur?"

Nasıl olayım? Heyecanlı, utangaç, gergin. Daha ne olsun. Tabii ki de bunları diyemedim.

"İdare eder."

"Nasıl hissediyorsun?"

"Tek başıma duşa giremiyorum. Başım dönüyor. Saçımı yıkarken kollarım çok çabuk yoruluyor ve ağrıyor. Bunlar hep devam edecek mi?" diyip gözlerine baktım. Beni dinlerken gülümsemesi gitmiş, yüzü gölgelenmişti.

"Anlıyorum. Bünyen ilaçlara alışınca yan etkiler azalacaktır. Hastalığın remisyona yani uyku dönemine girince daha iyi olacak. Daha her şey çok yeni."

"Ben bu ilaçlardan önce daha iyi hissediyordum."

"Biraz daha süre geçtikten sonra hâlâ böyle devam ederse ilaçlarını değiştirebiliriz."

Kafa salladım ve kolumu açtım. O sırada da annem odaya girdi.

"Anne nerdesin sen?"

"Doktorunla konuşmaya gittim. Taburcu ne zaman olur diye sordum ve tedavini konuştuk." dedi. Bir yandan da ketıla çay koyuyordu. Çaysız yapamazdı annem. Gitme saati de yaklaşmıştı.

"Ne zaman taburcu olurmuşum?"

"Kesin bir şey diyemezlermiş. Bir süre daha burada gibi gözüküyoruz."

Biz konuşurken Hüray da kanı almıştı. Cidden eli çok hafifti. İğneden korkardım ama on bir gündür her gün kan, serum derken iğneye bile alışmıştım.

"Suna hanım benimle bir gelir misiniz? Refakatçi olarak imzalamanız gereken birkaç evrak var."

"Tamam." dedi annem ve odadan çıktılar.

Hüray'dan

Odaya kan almak için girdiğimde kimsenin olmadığını fark ettim. Tam o sırada banyonun kapısını açıldı ve Yadenur ıslak saçlarını kurulayarak çıktı. Saçlarını ilk kan aldığım gün görmüştüm. Gerçekten çok güzellerdi. Bal rengi, uzun, dalgalı.

Beni görünce birkaç saniye afalladı. Yüz ifadesi cidden çok komikti. Gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Jeton düşünce de banyoya koştu. Dışarı çıkmamı istedi de çıkmıştım.

Başörtüsünü örtüp gelebilirsin dedi. Odaya tekrar girdiğimde kendimi çiçek bahçesinde gibi hissettim. Mis gibi kokuyordu.

Sabah servise girerken Suna hanımı yakalamıştım ve Yadenur için moralin ne kadar önemli olduğunu, bu yüzden de doğum gününü kutlamanın ona iyi geleceğini anlatmıştım. Annesi zaten çoğu zaman yanında yoktu. Odada da tek kalıyordu.

Annesi de kabul etti. Öğle arası hastanenin yakınındaki pastaneye gittim. Yadenur'un çileği sevdiğini düşünüyordum. Çilek kızlı pijama, çilekli kalem böyle bir çağrışım yapıyordu. Hiç tereddüt etmeden gördüğüm çilekli pastayı aldım.

Ben kanı alırken Suna hanım geldi. Kan işini halledince evrakları imzalamanız gerekiyor diyerek odadan çıkardım. Beraber pastanın mumlarını yaktık. Suna hanım önden ben elimde pastayla arkadan odaya doğru yürüdük.

🎂🎂🎂

Yadenur'u yazarken kendimden çok parçalar katıyorum. Çoğu zaman kendimden esinleniyorum. Yadenur 20 Aralık'ta doğdu ve bugün de benim doğum günüm 🥳🥳 (20 Nisan) Bugüne özel böyle bir bölüm düşündüm. Keyifli okumalar 🌼🤍







T.A.KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin