3.BÖLÜM

56 21 14
                                    

Defne ve Erdem olay yerine gelmişti. Burası 3 katlı, oldukça büyük bir taş evdi. Avcı ofisinin görevlileri sabah erken saatlerde gelip etraftaki meraklı kalabalığı çoktan uzaklaştırmıştı. Defne, kapıdan içeri girdi. Cesetin bulunduğu büyük salona gelecekti ki yan odadan çıkan biri onu durdurdu. "Hey, dur. Burası yasak bölge. Sen de kimsin?" diye sordu kızgın bir ifadeyle. "Kendisi Avcıların yeni üyesidir. Yeni Arayıcımız." diye cevapladı adamı arkadan onlara yetişen Erdem. Sesindeki tehditkâr ton hemen anlaşılmıştı. Bunun üzerine az önce alaycı tavırları olan adam kendine çeki düzen verip "İsmim Anıl. soruşturma ekibindenim."dedi.
Defne de Anıl'a " Cinayet dedektifleri daha yaşlı olur sanırdım." diye karşılık verdi. Konuşmayı daha fazla uzatmadan bu sabah ölen kadının bulunduğu büyük salona girdi.

Defne odaya göz atarken Anıl da kadın hakkında bilgi vermeye başladı. "Kurbanın adı Nisa. Bu sabah evin hizmetçisi tarafından bulunmuş. Polisler sabaha karşı yüksek sesli aile içi tartışma ihbarı almış." Bu sırada Defne "Bekle... Aile içi tartışma mı? Yani kadını kocası mı öldürmüş?" diye sordu. "Adam mazereti olduğunu söylüyor." dedi Anıl. "Olay saatinde evden ayrılıp geceyi dışarıda geçirmiş. Ama baş şüpheli kocası. Ayrıca polisler kavgalar yüzünden bu yıl birkaç defa buraya gelmişler" diye ekledi.

Salona girdiğinde Defne'nin gördüğü ilk şey kadının cansız bedeni oldu. Ardından camın önündeki büyük çantada duran sopaları gördü. Kadın sol omzunun üstüne doğru yüzüstü yere kapaklanmış bir şekilde yerde yatıyordu. Üzerinde lacivert bir elbise ve yeşil hırka vardı. sağ eli hırkasının cebindeydi. Defne ağır adımlarla kadının yerde duran cansız bedenine yaklaştı. Omuzundan itip cesedi sırt üstü yatar pozisyona getirdi. Tam o sırada kızgın bir ses "Ne yapıyorsunuz?" diye bağırdı. Herkes sesin geldiği tarafa döndü. Anıl "Önemli deği..." derken. Adam "Cesete dokundunuz!" diye terslemeye devam etti. Bu adam, görevi kurbanların ölüm şekillerini saptamak olan Semih'ti.

"Onu çevirdiniz mi? " diye sordu Defne'ye. Bakışlarından ne kadar kızdığı belliydi. "Bildiğim kadarıyla bütün kayıtlar tutuldu." dedi Defne kendinden emin bir tavırla. "Görmüyor musun?" diye kadının cansız bedenini işaret etti Semih. Defne dönüp kadına baktı. yüzündeki morlukları gördü. "Çürüme mi? diye sordu. "Aslında ölüm morluğu, çürüme değil. Ölümden sonraki kan toplanması yani." diye araya girdi Kaan. Konunun uzamasını istemiyor gibi bir hali vardı. "Yüzünde var. Yani yüzüstü yatıyordu demek." diye terslemeye devam etti Semih. "Bu bir aile içi tartışma, seri cinayet değil. Cesedi neden çeviremesin ki?" diye Defne'yi korumaya çalıştı Erdem. Semih şimdi de ayağa kalkıp Erdem'e dönmüştü. "Ne dedin sen? "diye sordu aynı sertlikle. "O zaman insanları olay yerinden uzaklaştırmamıza ne gerek var. Herkesi içeri alın." diye gürledi Semih yüksek sesle. Defne derin bir nefes aldı. Kendini toparlayıp ayağa kalktı. "Onu ben çevirdim. Özür dilerim." dedi ciddi bir tavırla. "Macera hikayesi mi sandınız bunu?" diye sordu Semih, kadının haline acıyan bakışlarla.

Anıl "İlk günü daha." diye savunmaya çalıştı Defne'yi. Bu defa da Semih "Ne olmuş yani?" diye sözünü kesti. Daha sonra da elindeki kağıdı Defne'ye uzatıp "Kronolojik olarak ne yaptığınızı ve neye dokunduğunuzu yazın." diye emretti.

Defne Semih'in uzattığı kağıdı alırken Semih de etraftaki görevlilere içeriye kimsenin girmemesini sağlamaları gerektiğini hatırlatıyordu. Görevlilerden Avcı ofisinden olmayan herkesi evden çıkartmalarını istedi. "Olay yeri değil keşmekeş..." diye konuştu kendi kendine. Kaan Semih'i duyar duymaz hemen etraftakileri uzaklaştırmaya başladı. Semih de yüksek sesle "Çıkın!" diye bağırdı. Sanki bunu etraftakiler için değil de Defne ve arkadaşları için yapmıştı. Defne de böyle anlamış olacaktı ki dışarı çıkmak için Erdem'le beraber kapıya yöneldiler. Bu sırada Semih "Hey Arayıcı..." diye durdurdu onları. Defne ve Erdem arkalarını döndüklerinde Semih, Defne'ye "Çıkmadan efsununuzu bırakın." dedi.
Defne kendisinden böyle bir şey istendiğine şaşırmıştı. "Anlamadım." dedi. Bu istek karşısında rahatsız olduğu yüzünden belliydi. Çünkü efsunlar parmak izi gibi büyücülere has olan şeylerdi. "Muhtemel izler arasından sizinkileri elemem gerekecek."dedi Semih kayıtsız bir tavırla.

Avcı ofisine geldiğinde Anıl Defne'nin efsun özünden örnek alırken bir taraftan da "Şu Semih denen adam tam bir kaçık. Yaygara koparmaktan başka bir şey yapmıyor." diye söyleniyordu. Söylenmesi bittikten sonra Defne'nin yanına oturdu ve "Onun adına sizden özür dilerim efendim." dedi. yüzündeki ifadeden samimi bir şekilde özür dilediği belliydi. Defne "Hayır, sorun değil." dedi ve " O adam bir ölüm saptayıcı mıydı?" diye sordu.
"Evet. Uzak durmak en iyisidir." diye cevapladı Anıl. Konuşma şeklinden adamı çok da sevmediği belliydi. "Ama ceset neredeyse o orada olduğu için bu imkansız. Size insan gibi davranması için o kurbanlardan biri olmanız gerek... Herkes öyle diyor." diye bitirdi lafını. Defne " Ölüm saptamada iyi herhalde?" diye sormaya devam etti. " Yetenekleri mükemmel ama kişiliği..." deyip durdu Anıl. Sanki başka bir şey söylemek istiyordu ama "iyi değil." dedi sadece.

Uzun geçen sabahtan sonra Defne artık kendine ait odaya gelmiş ve masasına oturmuştu. Bütün öğleden sonrayı Avcı ofisindeki ilk görevinin dosyasını inceleyerek geçirdi. Bu sırada Murat, başkanla Defne hakkında konuşuyordu. "Efendim, bu dava ile başa çıkabilecek mi sizce?" diye sordu. Başkan "Neden? diye sorunca "Üzerine çok giderseniz uyum sağlayamaz." diye açıkladı sözünü ve "Davaya beni atayın lütfen. Bu onun başa çıkamayacağı kadar büyük." diye belli etti sonunda niyetini. Gökhan, Avcı ofisin başkanına yakışır bir tavırla Murat'ın söylediklerine sakince gülümsedi ve "Kim demiş başa çıkamaz diye?" dedi. "Karar ... bana ait." diye bitirdi sözünü. Murat duyduklarına sevinmemişti. Hatta yüzündeki ifadeden biraz da kızdığı belliydi. Daha sonra Gökhan "Şimdi izin verirsen ilgilenmem gereken evraklar var." dedi ve Murat'a kapıyı gösterdi. Bunun üzerine Murat oturduğu yerden kalktı, başıyla Gökhan'ı selamladı ve odadan çıkmak zorunda kaldı.

KAYIP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin