Mahkeme başlamış, salon duruşmayı merak eden izleyicilerle dolmuştu. Defne, annesiyle geçen konuşmadan dolayı biraz durgun görünüyordu. Yine de mahkeme sırasında hakimiyeti elinde tutmaya çalışıyordu. Defne ayağa kalktı ve "Sanık Melike Hanım, ölen kocası Hakan Bey'in dondurulmuş spermler ile hamile kaldığını iddia ediyor. Çocuğu onun iddia ettiği gibi Hakan Bey'dense 2 milyar dolarlık mirasın sahibi olacak." diye konuşmaya başladı. Sonra "Gerçeği bulmak için, matemli ailesinin rızasıyla, Hakan Bey'den DNA örneği aldık ve Ölüm Saptama birimindeki uzmanlardan babalık testi talep ettik." diye anlatmaya devam etti.
Mahkemenin Yargıcı, Defne'yi dikkatle dinliyordu. "Sonuçları aldık mı?" diye sordu Defne'ye. "Ceset, uzun süredir gömülü olduğu için ağır hasar görmüş. Bu yüzden vakit alacak." diye açıkladı durumu Defne. Ardından " Ancak mevtadan DNA örneği alırken normal olmayan bir durumla karşılaşıldı." dedi. Yargıç "Nedir?" diye sordu. Defne de "Hakan Bey, iddiaya göre açık kalp ameliyatından sonra, hastanedeyken bir çeşit inme nedeniyle öldü. Ama Ölüm Saptama sırasında başında çökme kafatası kırığı buldular." diye açıklamaya başladı. Hakan'ın kafasındaki kırığı duyunca ablaları da şaşırmıştı. "Dahası Ölüm Saptama uzmanının ilk raporuna göre kafasına sert bir cisimle darbe almış. Bu da kafasındaki kırık dışarıdan bir kuvvetle yapılmış olabilir demek." diye konuşmaya devam etti Defne. "Dışarıdan bir kuvvet mi?" diye tekrarladı Yargıç. Defne de Yargıcı "Öldürülmüş olabilir." diye onayladı. Defne'yi duyduklarında Hakan'ın ablaları çok şaşırmıştı. Melike de o zamana kadar başı önde oturuyordu ancak öldürülme ihtimalini duyduğunda kafasını kaldırıp Defne'ye baktı.
"Bu, yüklü miktarda paranın dahil olduğu önemli bir dava. Bu yüzden Hakan Bey'in ölüm nedenini bulmak öncelikli görevimizdir."diye bitirdi konuşmasını Defne. Yargıç Defne'ye "Haklısınız Arayıcı Hanım." dedi. Ardından "Avukat, katılıyor musunuz?" diyerek Melike'nin avukatına döndü. Melike avukata baktı ve başıyla onaylayınca avukat "Evet efendim. Onaylıyoruz" dedi. Bunun üzerine Yargıç "O zaman mahkeme..."derken Defne araya girdi ve "Sayın Yargıç! Size söylemem gereken bir şey daha var." dedi. Yargıç sakin bir şekilde "Tabii, devam edin." dedi. Defne de " Sanığa dava açan, Hakan Bey'in ablaları şu anda mahkeme salonunda." deyip kadınları gösterdi ve "Bu üç davacıyı ve sanık Melike Hanım'ı, Hakan beyin cinayetinin şüphelileri olarak kayda geçireceğim." dedi.
Defne'yi duyduklarında salondakilerden şaşkınlık sesleri yükseldi. Ablalardan en yaşlısı, birden ayağa kalktı ve "Ne diyorsunuz Defne Hanım? Cinayet mi? Dalga mı geçiyorsunuz?" diye bağırmaya başladı. Yargıç hemen kadını susturdu ve "SESSİZLİK!" diye uyardı onları. "Sayın Yargıç ! Rezillik bu. O bizim kardeşimiz." diye dövünmeye devam etti kadın. Yargıç "Burada şikayetlerinizi veya sızlanmalarınızı dinlemek için bulunmuyorum. Masumsanız soruşturmaya yardımcı olun." diye susturdu kadınları. Bu sırada Melike, sessizce yerinde oturuyordu.
Mahkeme bittiğinde Defne; Anıl, Erdem ve Nazlı ile birlikte salondan çıktı. Bu sırada koridorda bekleyen kadınlar "Defne Hanım!" diye seslenip durdurdular onları. En büyük abla "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Bu haksızlık! diye bağırarak Defne'nin üzerine yürüdü. Erdem ve Anıl hemen araya girdi ve kadına engel oldu. Erdem "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Mahkemedesiniz!" diye uyardı kadını. Ama kadının durmaya niyeti yoktu. Defne'ye saldırmaya devam ediyordu. Bu sırada çok garip bir şey oldu. Şişman olan abla, Defne'ye saldırmaya çalışan kadını tutup yere fırlattı. Herkes onun yaptığı şeye şaşırmıştı. En çok da kardeşi tarafından yere itilen abla şaşırmıştı buna. Yaşlı kadın, kardeşini "Aklını mı kaçırdın sen?..." diye azarlamaya başlamıştı ki şişman kardeş ona "Derdin ne abla. Sakin ol!" diye çıkıştı. Yaşlı kadın, bu defa kardeşine "Yoksa onu sen mi öldürdün?" diye sordu. En küçük kardeşleri, bunu duyduğunda "Delirdiniz mi siz? Kesin şunu!" dedi ablalarına. O ana kadar pek konuştuğu görülmemişti. Üç kardeş, neredeyse birbirine girecekti. Yaşlı kadın, sinirle şişman kardeşini gösterdi ve "Hakan'dan en çok o nefret ederdi." dedi oradakilere. Şişman kadın kısa bir kahkaha attı ve "Hakan olmasaydı, babamızın parası bizim olacaktı diyen kimdi?" dedi ve en küçük kardeşlerini göstererek "O söyledi." dedi. En küçük abla, o zamana kadarki sessizliğini bozdu. Sinirden yüzü kıpkırmızı olmuştu ve yaşlı ablasına dönüp "Konuşana bakın. Her şeyini kumarda kaybedip tefecilerden borç para alan sen değil misin? Bu para aramızda en çok sana lazım." dedi. Kadın, oldukça sakin konuşmuştu ama söyledikleri yaşlı ablasını delirtmeye yetti. "Bu ne cüret!..." diye bağırmaya başlamıştı yaşlı kadın. Ama Defne araya girip "Anlaşılan üçünüzün de cinayet için bir nedeni vardı. Kardeşiniz öldüğü sırada üçünüz de hastanede, onun yanındaydınız. Hastane odasında öldüğüne göre üçünüz de baş şüphelisiniz." dedi onlara. "Hastanede mi? Bu saçmalığı kim söyledi?" diye çıkıştı yaşlı abla. Defne kendinden emin bir şekilde "Kimin söylediğini biliyorum." dedi.
Tüm bu olanlar yaşanırken Semih, odasında Kaan'la birlikte Hakan'ın dosyasını inceliyordu. Semih "Hastane odası, üç yıl öncekiyle ayni mı dedin? " diye sordu Kaan'a. Kaan "Evet, dekorasyonda bile bir değişiklik yapılmamış." diye cevapladı. Semih "O zaman odayı baştan aşağı tara." dedi Kaan'a. Kaan "Mükemmel eşleşme bulur muyum?" diye sordu. Bunun üzerine Semih, Kaan'a sinirli sinirli baktı ve "Ben nereden bileyim öğreneceksin işte." diye tersledi onu. Kaan hemen oturduğu yerden kalktı ve "Gidiyorum o zaman." dedi. Semih "Ben de seninle geliyorum." dedi ve hazırlanmaya başladılar.
Hastane odasının bir duvarı boydan boya camla kaplıydı. Yatağın kenarında bulunan koltuk ve diğer tarafta bulunan masa dışında odada pek fazla eşya yoktu. Geriye kalanlar hastalar için kullanılan makineler ve tıbbi malzemelerdi. Kaan ve Ceyda hemen odanın her köşesini ve her yüzeyini taramaya başladılar. Ellerindeki garip cihaz, bütün odadaki her şeyi gerçek ölçülerinde kaydetmelerini sağlıyordu. Bununla kafasındaki kırığın nasıl olduğunu anlamaya çalışacaklardı. Bu sırada Semih de o dönem tedavisi ile ilgilenen doktora, Hakan'la ilgili sorular soruyordu.
Ölüm Saptayıcıların hastanedeki çalışmaları sürerken, Defne de Avcı Ofisinin diğer arayıcılarından biri olan Murat'la birlikte başkanın odasındaydı. Başkan Gökhan, masasındaki dava dosyasına göz attı. Ardından Defne'ye dönüp "Buraya ısınabilmeniz için size basit bir dolandırıcılık davası verdim. Ama siz onu cinayete çevirdiniz." dedi. Defne "Ölüm Saptama Birimi resmi izin istedi...."diye anlatmaya başlamıştı ki Gökhan, araya girip "Yani haber geldikten sonra onlara izin mi çıkarttınız?" diye sordu. Bunun üzerine Defne "Evet,... öyle efendim." dedi kısaca. Avcı ofisinin başkanı Murat'a döndü ve "Siz ne düşünüyorsunuz Murat Bey?" diye sordu. Murat, Defne'nin yaptığından rahatsız olmuş gibi görünüyordu. "Ölümü Saptama Birimi bir talepte bulunduysa bile sağduyulu davranmalıydık. Ama artık bir cinayet davamız var. Bunu soruşturmalıyız." dedi. Ardından Gökhan tekrar Defne'ye döndü ve "Bizler Arayıcıyız Defne Hanım. Ölüm Saptama Birimine çalışmıyoruz. Anlıyor musunuz?" dedi. Defne Gökhan'ı başıyla da onaylayarak "Evet, anlıyorum." dedi. Gökhan, tekrar Murat'a dönüp "Yine Semih, değil mi?" diye sordu. Murat kısa bir sessizliğin ardından "Evet, efendim." dedi kısaca. Gökhan "Sonuçta bir seri cinayet değil. Aile üyelerinin arasında miras anlaşmazlığı var. Ölüm Saptama soruşturmasını boş verin. Tanıkları tek tek sorgulayın." deyip elindeki dosyayı Defne'ye verdi.
Defne "İkisini de yaparım efendim. Hem Ölüm Saptama soruşturması yapmalı hem de tanıkları sorgulamalıyız." dedi. Bunu söylerken elinden geldiğince sempatik görünmeye çalıştı. Murat "Tüm tanıkları çağırırız." dedi sadece. Bunun üzerine Gökhan "Çaylığımızı Ölüm Saptama Birimine kaptırmaktan endişeleniyorum. Murat Bey, Siz daha deneyimlisiniz. Onu eğitin." dedi. Murat da "Emredersiniz, eğitirim." dedi hemen. Ardından Gökhan "Çıkabilirsiniz." diyerek onları odadan gönderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
FantasyBir Arayıcı ve tuhaf ama bir o kadar başarılı yöntemler kullanan bir Ölüm Saptayıcı etrafında dönen bir hikaye... İkili, fantastik bir dünyadaki gizemli cinayetleri çözmek için iş birliği yapar.