7.BÖLÜM

35 15 0
                                    

Defne olayı aydınlatacak kilit noktanın ölen kadının hizmetçisi olduğunu düşünüyordu. Bu sefer kadını konuşturabilmek için onun dilinden anlayacak birinden yardım istedi. Bu kişi Çiçek'ti.

Yaşlı kadın, Defne'yle birlikte kurbanın evinin önüne gelmişti. Defne, kadına yalvaran bir ses tonuyla "Yapabilirsin değil mi?" diye sordu. Çiçek de ona "Merak etme. Böyle şeyler için senin gibi bir arayıcı uğraşmamalı." dedi. Kendinden çok emin görünüyordu. Defne bu defa "Başarabilecek misin sence?" diye sordu aynı yalvaran ses tonuyla. Çiçek yine kendinden emin bir tavırla "Başkalarının evinde çalışan yaşlı kadınlar birbirlerini anlar, bana güven. Tamam mı?" dedi. bunu söylerken Defne'nin gözüne oldukça sevimli görünmüştü.

O sırada evin kapısı açıldı. Bekledikleri kişi, elindeki çöpleri atmak için dışarıya çıkmıştı. Çiçek hiç zaman kaybetmeden koşup hizmetçinin yanına gitti ve kadınla bir şeyler konuşmaya başladı. Defne onları uzaktan izliyordu. Hizmetçi, Çiçek'le konuşmak istemiyor gibi görünüyordu. Elindeki çöpü atıp hemen eve geri dönmeye çalıştı. Defne hızlıca "Afedersiniz. Merhaba." dedi ve onu durdurdu. Korkmasını istemediği için son derece kibar konuşuyordu. "Beni tanıdınız mı?" diye sordu. Kadın "Neden tekrar geldiniz? Size bir şey bilmiyorum dedim." diye tersledi de etmeyi. Konuşurken bir şeylerden korktuğu her halinden belliydi. "Nisa için... Kimse onun için ifade vermek istemiyor. Kocasıyla tartıştığını gördünüz değil mi?" dedi Defne. Kadını kaçırmamak için son derece yavaş konuşuyordu. "Bunu yapamam." dedi kadın. "Yaparsam buralarda bir daha çalışamam. Bana bunu neden yapıyorsunuz?" diye ekledi. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Hemen onların yanından uzaklaşmak istedi. Ama Defne hizmetçiyle ilgili bir şeyi hatırlamıştı. Anıl'la beraber kadını sorgulamak için eve geldiklerinde, mutfağın köşesinde hizmetçi ve Nisa'nın birlikte çekilmiş bir fotoğrafını Fotoğrafta Nisa'ın üzerinde mezuniyet cübbesi ve başında kep vardı. "Üniversite mezuniyeti... Mezuniyetine gittiniz. Onu kızınız sayıyordunuz." Hizmetçi, Defne'nin dediklerini duyduğunda olduğu yerde kaldı ve şaşkın bir ifadeyle dönüp Defne'ye baktı. "Ona değer veriyordunuz.... Acı çekerek öldü. Ama birileri görecek diye ağlayamadınız bile. Değil mi?" niye konuşmaya devam etti Defne. Bu sırada kadın artık kendine hakim olamadı ve Nisa için "Zavallı şey!" diyerek ağlamaya başladı. Defne kadına yaklaştı ve "Yaşadığı adaletsizliği bir son vermek istiyorum." dedi. bunu söylerken son derece samimi olduğu belliydi. Kadın başını kaldırdı Defne'ye baktı ve "Bu evde çalışmayı bırakacağım. Yaşanacak yer değil." deyip davada tanıklık yapmayı kabul ettiğini söyledi. Defne kadının kararına çok sevinmişti. Elini tutup sıktı ve "Teşekkürler!" dedi.

Sabah olduğunda dava günü gelmişti ve herkes yargılama için mahkemede hazırdı. Defne bütün dosyalarını salonun sol tarafındaki masasına koymuştu. Krşısındaki masada da karısını öldürmekle suçlanan Mert ve avukatı vardı. Anıl Erdem ve Nazlı da izleyiciler için ayrılmış bölümde oturuyorlardı. Avukat oturduğu yerden kalktı ve Defne'nin yanına geldi. Elini uzatıp tokalaşmak istedi. Defne de elini uzattı ve tokalaştılar. Bu sırada Defne avukata boynundaki kravatı gösterip "İpek mi o? Yüzünüzü daha koyu göstermiş yanlış seçim." dedi. Adam bunun üzerine "Şimdi vazgeçerseniz buradan yüzünüzün akıyla çıkmanıza izin veririm."dedi. Ardından tekrar Mert'in yanına geri döndü ve önünde SAVUNMA yazan masaya oturdu. Defne'nin oturduğu masada da ARAYICI BİRİMİ yazıyordu.

Yargıç yerini almış ve artık mahkeme başlamıştı. Salona ilk olarak Nisa'ın evinde yıllardır hizmetçilik yapan kadın çağırıldı. Kadın tanıklar için ayrılmış bölüme oturtuldu ve Defne'nin sorularını cevaplamaya başladı. Defne'nin ilk sorusu "Sanık ve kurbanın evinde hizmetçi misiniz?" oldu. Kadın kısaca "Evet, öyleyim." diye cevapladı. Defne bu defa "Gördüklerinizi anlatır mısınız?" dedi. Kadın, önce korkarak Mert'e baktı. Ama sonra konuşmaya başladı. "Çok fazla dövüldü. Kemikleri kırıldı. Suratına vuruldu. Korkudan altını bile ıslattığı günler oldu. Ama bu adam onu yerde sürüklemeye devam etti. Ona tekrar tekrar vurdu." Kadın konuşurken ağlamaya başlamıştı. Mert, bu sırada sanki kendisi hakkında konuşulmuyormuş gibi umursamaz bir halde etrafa bakıyordu. Yargıç da dikkatli bir şekilde onları dinliyordu. Defne "Bunları kim yaptı?" diye sordu Şimdi de. Kadın eliyle Mert'i gösterip "Şu.... Hayvan parçası." diye cevapladı soruyu. Öfkesi gözlerinden okunuyordu. Bunun üzerine Defne yargıca döndü ve "Şimdi 18 numaralı kanıtı göreceğiz." dedi ve Nisa'nın cesedine ait fotoğrafları salonda göstermeye başladı. "Bu gördüğünüz yüz tanığın anlattığı saldırıların sonucu. Resimleri gördüğünde salondakilerden kadına acıyan sesler yükseldi. Seslerin arasında Mert'e küfür eden birkaç kişi de duyuldu. Bu sırada Defne "37 çürük, 7 kırık kemik, sürtünme yoluyla oluşanlar dahil 23 sıyrık! Kurbanın bedeni acının kendisiydi." diye konuşmaya devam etti. Konuşurken Mert'in yanına yaklaşmıştı ve gözlerine bakıyordu. "Dahası. Kurbanın içinde 8 haftalık bir cenin vardı." diye bitirdi sözünü. salonuna bunu duyanların çıkardığı şaşkınlık sesleri yükselmişti. Mert ve bunu ilk defa duyuyor gibiydi. O da oldukça şaşırmıştı. Ardından Defne söyleyecek bir şey kalmadığını belirtip yerine geçti.

Şimdi de Mert'in avukatı söz aldı ve "Yeni bir tanık çağırıyoruz." dedi. Defne hemen ayağa kalktı ve "Önceden bildirilmedi!" diye itiraz etti. Avukat kritik bir tanıdık deyip yargıcın kararını bekledi. Yargıç "Kim?" diye sorduğunda "Ölüm saptamasını yapan kişi." dedi avukat. "Ölüm Saptama Birimi'nden Semih Bey ." diye ekledi. "Buradaysa gelsin." dedi yargıç ve görevlilerden onu çağırmasını istedi. kısa bir süre sonra kapı açıldı ve Semih salona girdi. Nazlı Semih'i gördüğümde kısık bir sesle "Âdî herif!" dedi.

Semih mahkemeye kendini tanıttı ve tanıklar için hazırlanan yere oturdu. Avukat " Doğrudan konuya gireceğim." dedi ve "Arayıcı Birimi tarafından iddia edildiği gibi kurbanın ölümüyle saldırılar bağlantılı mı?" diye sordu. Semih biraz düşündü ve "Hayır, ölüm nedeni saldırılar değil." dedi. Defne bunu duyduğumda kendini sırtından bıçaklanmış gibi hissetti. Avukat sorduğu diğer soru "Kurbanın rahmindeki cenine gelince.Bu, sanıkla bağlantılı mı?" oldu. Semih "Anlayamadım?" dedi. Bunun üzerine Yargıç"Avukat, ne söylemeye çalışıyorsunuz?" diye sordu. "Kurbanın hamileliğinin sanıkla hiçbir ilgisi yok." diye anlatmaya başladı avukat. "Maalesef çift arasındaki anlaşmazlık, kurbanın gelişi güzel yaşam tarzına bağlı olup..." diye konuşmaya devam ediyordu ki Defne "Avukatın yorumu kurbana hakarettir." diye itiraz etti. "Kanıtlanmamış yorumları dikkate almamalıyız diyorum. Kurban öldüğüne göre gerçekleri kanıtlamalıyız." diyerek araya girdi avukat. Yargıç"Kabul edildi." deyip avukatın devam etmesine izin verdi. "Son bir soru." dedi avukat, Semih'e dönüp. "Düzenli şiddetten bahsettiniz. Peki uygulanan şiddetinin tamamından sanığın sorumlu olduğunun kanıtı var mı?" diye bitirdi sorusunu. Semih bu soruyu "Ölüm saptamada saldırganı tespit etmek imkansızdır." diye cevapladı. Bunun üzerine avukat "Avcı Ofisi, kurbanın ölümü ve sanıkla hiçbir ilgisi olmayan bu sözde saldırı ile mahkemeyi yanlış yönlendiriyor. Bir insanı cinayetle suçluyorsanız, cinayet olduğunu kanıtlayın." deyip yerine oturdu.

Yargıç Defne'ye dönüp " Arayıcı birimi sorgulamaya devam etmek istiyor mu?" diye sordu. Defne "İstiyorum sayın yargıç." dedi. Bunun üzerine yargıç "Devam edin lütfen." deyip Defne'yi dinlemeye başladı. Defne Semih elindeki raporu göstererek "Bu ölüm Saptama raporunu siz yazdınız değil mi?" diye sordu. Semih rapora baktı ve "Evet, ben yazdım." dedi. Defne rapordan bir sayfa açtı ve Semih'e uzattı. "Şu kısmı benim için okur musunuz?" dedi. Semih rapora yaklaştı ve yüksek sesle "Züppe Çan dahil, alınan ilaçlar nedeniyle zehirlenme." diye okudu. Bunun üzerine Defne "Züppe Çan, ayak mantarı tedavisinde kullanılıyor değil mi? Kurbanın ayak mantarı var mıydı?" diye sordu. Semih "Bildiğim kadarıyla hayır." diye cevapladı soruyu. Defne şimdi de Mert'in yanına gidip "Sanık, ayak mantarınız var mı kontrol edebilir miyim?" dedi. avukat hemen ayağa kalktı ve "Ne yapıyorsunuz?"diye itiraz etti. Defne Yargıca döndü ve "Ayak mantarı dava için önemli." dedi. Yargıç da Mert ve avukata 'Dediğini yapın. Onu duydunuz." dedi ve Defne'yi izlemeye devam etti. Defne Mert'in ayakkabılarını ve çoraplarını çıkartıp ayağında mantar var mı diye kontrol etti. Sonra da"Temizler. Mantar yok." dedi ve yargıca yeni bir kanıt sunmak istediğini bildirdi. Elindeki kağıdı göstererek "Sanık adına yazılmış bir züppe çan reçetesi." dedi ve Mert'e dönüp "Sanık bu ilacı neden aldınız?" diye sordu. Adam kısaca Karım istedi." dedi ve Konuşmaya devam etti. "Hanımefendi, "kan sulandırıcıyı" duydunuz mu hiç? Kalp hastalarının çoğunun kullandığı bir şey. Karım Bu ilacı almaya başladığından beri morlukları olurdu. Bir yere çarpınca hemen kanaması olurdu. Bu yüzden evden çıkamıyordu. Tüm alışverişini de ben yapardım. Bu ilaca girince kırmızı için aldım." dedi. Ardından avukat " İnsanın karısına ilaç alması cinayet işlemek demek değildir, değil mi?" diye sordu. Defne kızmıştı "Size inanmamı mı bekliyorsunuz? Karınız ölümcül bir ilaç almanızı mı istedi yani? Bu reçeteyi siz mi düzenlediniz? Onu öldürmek için zehirli bir ilaç aldınız! Yalan söylemeyin artık!" diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine avukat " Bu me cüret!" diye tersledi Defne'yi. "Varsayımları bir kenara bırakın ve bize düzgün bir delil gösterin!" diye bağırdı o da.

Yargıç "Bu kadar yeter!" diye susturdu onları. Defne'ye dönüp "Sizce de hazırlıksız değil misiniz?" diye sordu. kapının üzerine Defne, daha iyi hazırlanmak için yargıçtan biraz daha zaman istedi. "Bu davayı kanıtlayabilirim!" dedi. Avukat da "Suçlamanızdan kasıtsız cinayeti çıkarabilmek için mi?" diye sordu Defne'ye. Ve yargıca dönüp "Vakit kaybı." dedi. Defne hemen onu susturdu ve yargıca "Sayın yargıç. Onu kasıtsız cinayet ve suçladım. Suçlamaları değiştirmeyeceğim." dedi. Yargıç "Pekala. Şimdilik yerlerinize geçin." dedi ve konuşmaya başladı. "Üç gün sonra devam edeceğiz. Ancak Avcı ofisi mahkemeye suçlama için yasal gerekçelerini sunamazsa sanığı suçsuz ilan edeceğim. " dedi ve mahkemeyi sonlandırdı.

KAYIP Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin