Selamm güzel bebeklerim;)
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir hepinizi çok özledim.
Satır başı yorumlarınızı bekliyorum keyifli okumalar...
*Her bir zerrem aşık her bir zerrene.*
Sessizlik. Sessizlik koca bir boşluktan ibaretti benim için. Ne kadar sessizsen o kadar boşluktasın demektir, çünkü sessizliği getiren asıl neden bir şeyleri anlatamamak, içini dökememek, bir şeyleri kendi içinde halledememek demek. Ben her zaman kendi içimde bir şeyleri halledip öyle çıkıyorum birilerinin karşısına tabi her çıktığım da kişiliğim biraz daha değişmiş oluyor.
İnsanlar bizi yaraladıklarında biz o yarayı iyileştirip daha güçlü karşılarına çıktığımız da tekrar o yarayı kanatmasınlar diye üstün çaba verdiğimiz de bizlere 'sen değişmişsin ya, sen artık eskisi gibi değilsin ' diyorlar oysa ki ben hâlâ benim sadece artık zaaflarım, yaralarım, inançlarım farklı. Bunları değiştirmek ya da kendimi daha güçlü, daha dayanıklı biri yapmak beni değiştirmiş oluyorsa evet ben değiştim ve bu halimden mutluyum.
Usulca nefes verip karşımda ki aynaya baktım. Ne zamandır bu şekilde böyle oturuyordum bilmiyorum ama her şey o kadar üst üste gelmişti ki artık kimse bir şey diyemiyor yaptıklarımı sorgulamıyorlardı bile buna bende dahil artık bende kendimi sorgulamak olmuştum.
"Müge?" Annemin kapıyı açıp odama girmesine gözlerimi kısarak baktım. Nedendir bilmem ama kendimi üç gündür boşlukta gibi hissediyordum. Belki de bunun Yankı'nın gidişiyle de alakası olabilirdi. Kendisi göreve gitmişti ve daha gelmemişti. Üstelik bugün nişanımız vardı bizim nişanımız damadın olmadığı bir nişan.
"Efendim?" Kuru bir sesle anneme karşılık verdiğim de kaşlarını çatıp yatağıma oturup dizlerimin üzerinde ki ellerimi tuttu.
"Ne oldu bebeğim neyin var senin?" Omuz silkip bakışlarımı tekrar aynaya çevirdim. Sanki saçlarım fazla uzamıştı kestirsemiydim? Ya da gözlerim fazla mı gri mavi karışımı bir şeydi? Artık gözlerim bile güzel gelmiyordu lens mi taksam? Tırnaklarım ya da fazla mı uzun? Kestirip protez mi yaptırsam? "Müge anneciğim Yankı gittiğinden beridir kendini çok saldın birtanem. Niye böyle yapıyorsun bak daha üç gün oldu ne bu kara bulutları toplamışsın etrafına?"
"Nişanımız var anne." Tekdüze bir sesle mırıldanıp bakışlarımı anneme çevirdim. "Damadın olmadığı bir nişan. Şimdi ben kalkıp hazırlanırım sorun yok, siz hazırlanırsınız sorun yok ama Yankı da yok anne geleceği belli bile değil." Annem usulca nefes verip sarı saçlarımı omzumdan geriye doğru attı.
"Anneciğim Yankı geleceğim dediyse gelir bunu sen demiyor muydun daha düne kadar ne oldu da kararın değişti?"
"Bilmiyorum ya üzerimde bir ağırlık var kafayı yiyeceğim." Annem saçlarımın arasına bir öpücük kondurup tebessümle mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA MAHALLESİ
Teen FictionBir mahalle düşünün öyle bir mahalle ki o eski sıcacık mahalleler gibi. aile sıcaklığını bırakmamış mahalle. Dedii koducu teyzeler, oğluna ve kızına kısmet arıyan teyzeler, çapkın erkekler, deli kanlı adamlar, küçük çocuklar, neşeli ev hanımları, ma...