3- Ajna

1.3K 197 129
                                    

"Savalon kazanı, iksir yapmanın yanında başka bir amaca daha hizmet eder. Bu amacı kim söylemek ister?"

Sınıftaki tek tük el kaldıranlara ben de dahil olup elimi kaldırdığımda öğrenci kayıran Bay Leandre elimi fark ettiği anda gülümseyerek beni işaret etmişti.

"Bay Castro" demişti Naif bir tonda. Elimi indirip her zamanki burnu havada duruşumla "Bir amacı da Lanet kaldırmaktır." dediğimde başını memnun bir ifadeyle yavaşça sallamıştı.

Siyah kemik gözlüklerini güzeltip elindeki kalın ciltli kitaba çevirmişti bakışlarını. "Lanet kaldırmak kolaydır. Bu süreçte lanetli eşyayı yok etmek amacıyla Savalon kazanında büyülü bir su hazırlanır. Lanetli eşya o suyun içine bırakılır ve büyülü sözlerle sonsuza dek yok edilir. Bunu sakın unutmayın; bir canlı direkt olarak lanetlenemez. Lanet, kişinin en sevdiği ve en çok kullandığı, yanından ayırmadığı eşyasına yapılarak aurasının baskılanması, bozulması veya değişmesi hedeflenir."

Kitabının sonraki sayfasını çevirip bize göstermek amacıyla getirdiği kazanın önüne geçmişti. Kazanın içi fokurduyordu. Kitaptan baktığı büyülü sözleri söyleyip içine herhangi bir şey atmadan sadece kelimelerle suyu büyülemişti.

"Kişinin yanından ayırmadığı eşyadaki lanetli enerji, kişinin kendi aurasını olumsuz etkiler ve yapılan amaca göre kişiyi o yönde evriltir."

Önceden lanetlemiş olduğu bir cep saatini çıkartıp fokurdayan büyülü kazanın içine attığında koyu yeşil dumanlar birden patlamış, göz ağrıtan ışık hüzmeleri etrafa yayılmıştı.

"Lanetleyen Cadı ne kadar güçlüyse lanet de o kadar güçlü olacaktır. Güçlü bir laneti bozabilmek için aynı güçte bir Cadıya ya da laneti yapan Cadıya ihtiyaç duyulur. Zayıf bir Cadı, güçlü bir laneti bozamaz"

Kitabını sesli bir şekilde kapatıp kürsüsüne doğru ilerlemişti. Kazanın içinden hala yeşil dumanlar çıkarken etrafa lanetin bozulmuş olmasından dolayı metalik bir koku yayılmıştı.

"Sonraki dersimize kendi Savalon kazanlarınızla geleceksiniz. Lanetleme ve lanet bozma üzerinde uzun süre duracağım"

Kitaplarını acelesi varmış gibi hızlı bir şekilde toplayıp burnunun ucuna düşen kemik gözlüklerini yeniden düzeltmiş, kazanı olduğu yerde bırakıp kitaplarıyla birlikte hiçbir şey söylemeden çıkmıştı.

Bay Leandre çıktığı anda sınıfta bir curcuna oluşmuştu. Kimisi dersin bitmesiyle sınıftan ayrılmış, kimisi de çoktan şakalaşmaya başlamıştı. Hala fokurdayan kazana birbirlerinin kafalarını iten yarım akıllıları izlemiştim bir süre. Gecenin bir vakti bu kadar enerji nereden geliyordu anlam veremiyordum.

"Pssst Taehyung"

Huyundan asla vazgeçmeyen arkadaşım hep yaptığı gibi ayağıyla böbreğimi tekmelemiş, fısıldamasını gerektirecek bir ortamda olmamamıza rağmen salak gibi fısıldamıştı.

"Ne"

"Sawprins'e gidiyorum gelsene benimle"

"Şövalyeler dört bir yanda nöbet tutuyor nasıl girmeyi planlıyorsun?"

"İşte ben de sana güveniyordum o yüzden gel dedim"

"Sen elalemi sikeceksin diye ben neden kendimi tehlikeye atıyorum gerizekalı"

"Seokjin'i görürsün hem fena mı olur"

Gözlerimi kısıp şeytani gülümsemesindeki şerefsizliği okumuştum. Beni nereden vuracağını çok iyi biliyordu. Yine de düşünür gibi yapıp Hoseok'u sinir etmiştim.

Gainst •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin