17- Yanılgı

707 114 106
                                    

"Bir evim var. Krallığa yakın, yüksek bir dağın tepesinde. Bebeklerimizin doğmasına yakın oraya yerleşiriz."

Jeongguk'a konuştuklarımızı anlatmıştım. Bebeklerimle şövalye okulunda kalmamızın zor olacağını söylemiştim. Ailemin beni kabul etmeyeceğinden bahsettiğimde başta sinirlenmişti fakat onu sakinleştirmeyi başarmıştım.

Ertesi gün Hyera yanıma gelip onlara gelmem için ısrar etmişti. Zaten dün Hoseok emrivaki yaparak bize gel demişti. Belli ki Bayan Soorin Bana gerçekten kırılmıştı. Gönlünü almam için de ısrar ediyorlardı.

"Nasıl bir ev?"

Jeongguk bebeklerimize bir şey olacak diye korsemin iplerini korkarak hafifçe çekip bağlamış, dudaklarını omzuma ve boynuma hafifçe bastırıp geri çekilerek aynadan gözlerime bakmıştı.

"Krallığı gören bir dağın yamacında. Yemyeşil dümdüz bir arazisi var. Orası doğduğum ev. Uzun süre yaşadığım yuvam. Yıllardır gitmiyorum. Muhtemelen bakım istiyor ve eski ama halledeceğim"

Jeongguk'un doğduğu ve büyüdüğü evi görmek için sabırsızlanıyordum. Her köşesi onun anılarıyla doluydu ve bizim anılarımızın da o eve eklenecek olması şimdiden içimi sıcacık yapmıştı.

Doğduğu evde çocuklarımız da doğacaktı. Bir neslin devamı aynı evde var olacaktı ve bu nedensizce beni mutlu ediyordu. Anlamlı hissettiriyordu.

"Mezun olduktan sonra oraya yerleşmek için sabırsızlanıyorum. Yuvanın, yuvam olacağı gerçeği beni huzurlu hissettiriyor"

"Taehyung, senin olduğun her yer benim yuvam. Eğer istemiyorsan söylemen yeterli. Başka bir yer buluruz."

"Hayır istiyorum. Hem de çok istiyorum. Şimdiden hayaller kurmaya başladım bile"

Gülmüştü. Kollarını belime dolayıp çenesini başımın üzerine yasladığında aynadan ona bakıyor olmamdan dolayı gözlerinin nasıl parladığını görebiliyordum.

"Evimin bulunduğu dağın yan tarafında Cordelia için bir mağara var. Onun, hemen yanıbaşımızda olması önemli."

Mırıldanarak onaylamıştım onu. Belimi saran kollarını nazikçe okşarken bedeninden ayrılmak istemediğimi fark etmiştim. Hiçbir şey yapmadan sadece onun bedenine kaynaşmış bir şekilde yaşayabilirdim.

Son bir aydır yapmak istediğim tek şey Jeongguk'a yapışıp kalmaktı. Bunu ona söylediğimde her seferinde kahkaha atıp çok tatlı olduğumu söylüyordu.

"Hyera birazdan gelir. Yaklaştığını hissediyorum. Birkaç saate dönerim. Sonra yanına geleceğim."

Ona doğru dönüp yüzünü kavramış ve dudaklarına yükselip uzun, sesli bir öpücük kondurmuştum. Elleri belimin iki yanındayken bakışları da ellerinin kavradığı korseye inmişti. Dikkatli bir şekilde dokunup "sıkmıyor mu? Bebeklere bir şey olmaz değil mi?" dediğinde bakışlarının ve sesinin masumluğu beni kahkahalara boğmuştu.

"Bir şey olmaz. Henüz minicikler ve korseyi de sıkmadık bile. Normalde daha çok sıkıyordum"

"Tamam" demişti tatmin olmamış sesiyle. Son kez dudaklarını öpüp geri çekildiğimden Saniyeler sonra odamın kapısı çalmıştı. Gelen Hyeraydı. "Gelebilirsin" dediğimde kapıyı açıp girmişti.

Sevgilimin kolları arasından çıkmıştım fakat arkadaşıma doğru ilerlerken bile bir anda kopamamış, adım atarken ellerimizi son anına kadar ayırmamıştım.

"Geldiğimde sana bir sürprizim olacak" demiştim gözlerine bakarak. Kaşları merakla ve neşeyle havalandığında "Meraklandım" demişti hevesle. Gülmüştüm.

Gainst •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin