KORAY..İçimde bir şeyler kopmuştu bir fırtına sanki denizinde cebelleştiğim dalga.
Öylesine dingin öylesine acı bir duygu bir parça. Alıp götürmüştü yılarında yaşadığım bu ormanda acımıştım kayboldum deyişine sanki yeşil, dingin bir ormanda değil de yıların içinde kaybolmuş bir kız çocuğuydu bana yolunu sorduğunda. Bulmak istedim onu çıkarmak istedim ormanın derinliklerinden ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ilk defa bir çift kahve gözlere vereceğim bir cevap yoktu.
Yılarca sadece kendi serçem bellaya kanat olabilmiştim. Sarıp sarmalayıp kardeşimi herkes den uzaklarda büyüttüm.
Azze zamansız hesaplarımın içinde yaralı bir kuş misali çıkmıştı karşıma. O gece sadece küçük kızın ne özgürken ne yapmak istediğini görmek istedim. Ve ben gene yanlış bir şey yapmıştım o karanlıkta o soğukta ona yolu göstermemiştim. Ne aptaldım küçük kız her şeye rağmen yaşamak için o soğukta kendini kesmişti büyük bir mahkeme vardı içimde. Kendimi uzun zaman affetmeyecektim.
Şimdi ise dizimde yatırmış saçlarını okşayıp sakinleştirmeye çalışıyordum.
Ahh küçük kız yolunu ararken bana yolumu kaybettirmiştin.
Kabusların içinde gece boyu kıvrandı onu izlerken sayıklamalarını dinlerken adete ruhumda zelzeleler koptu. Ateşler içinde yandım.
''Baba, Babacım'' diye sayıklaması.
Ezmişti beni nasıl bakacaktım yüzüne ahh yabancı küçük kız.
🥀
Ne ara uykuya daldığımı bilmiyordum ama üstümde bir ağırlık vardı ve resmen kemiklerim çatlamak üzereydi. Gözlerimi yavaşça araladığımda gün ışığını almıştım. Evet gün doğmuştu ama hava kapalıydı sanki biraz eh buraların havası hep böyleydi.
Resmen üstümde bir yavru aslan yatıyordu mayış mayış. Yavaşça dürtüm uyanması için evet yorgun ve kötü bir geceden sonra biraz uyuyup rahat olması beni mutlu etmişti küçük ve yabancı misafirimi. Ama misafirde bu kadar rahat olmazdı evet küçük kızı biraz sinirlendire bilirdim.
''Küçük kız kucağım rahat herhalde'' dediğimde şaşkın ördek gibi tek gözünü açıp bana baktı. Çapkın bir edayla arkama yaslandım doğrulup ve sırıtmaya başladım herhalde uyku seması daha ne olduğunu kavrayamadı.
''Ne saçmalıyorsun be'' dedi ve bir anda sanki olayı kavramış gibi yerinden sıçradı.
''İmdat sapık va-'' diyemeden yerimden fırlayıp ağızını kapadım hemen.
''Sakın bağırıp bizi rezil etme kardeşime'' dedim.
''Anladın mı beni uslu bir küçük kız ol ve bu yakışıklıyla uyuduğun için sevin'' dedim.
Evet onu biraz daha sinirlendirmemde ne sakınca vardı. Eminin az sonra böyle bir şey dediğime beni pişman edecek. Yavaşça başını yukarı aşağı salladı. Bende sırıtarak onu serbest bıraktım.
''Seni buna pişman edeceğim gel buraya'' demesiyle üstüme atlaması bir oldu resmen bir canavar çıktı küçük şeytanın içinden. Saçlarımı yoluyor ve şuan bacakları belime sarılı bir şekilde kafamı ısırıyordu.
''Biliyorum kucağımda olmaya bayılıyorsun küçük kız ama bırak beni manyak kadın'' dedim. Hem hoşuma gidiyor bu halleri hem de canımı yakıyordu.
''Geberteceğim seni gece gelip yanıma yatmaya utanmıyor musun öldüreceğim seni adi şer-'' dedi.
Hemen ters çevirip yatağın üzerine atarken onu üstüne düştüm altımda kamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZZE "BİR DELİNİN RÜYASİ" #ilmelistan
Fiksi RemajaBen Azze karanlıktan gelen bir haysiyetim. Duygularıma kelepçe vurdum kalbimin en derin hücra köşesine de haps ettiğim sevgim. Bir zamanlar zihninin duvarlarına haps olmuş küçük kız. Aklının ona çevirdiği oyunları ve iki dünyanın arasında sıkıştığı...