23🎶

1.3K 175 46
                                        

Chan - Seungmin

Seungmin
Chan şirketin önündeyim
Nerdesin
(19.03)

Chan
Güzelim çıkacağım dedim ama son bir işim çıktı odamdayım gelebilirmisin
Birlikte çıkarız

Seungmin
Neden aklıma Han ın anlattığı şey geldi|
Kendine gel Seungmin|
Tamam geliyorumm

* * *

"gelebilir miyim"

"gel güzelim"

Kapıyı açtığımda sandalyesinde oturmuş bilgisayar ekranından birşeyler yapıyordu. Sabahtan beri böyle çalıştığına emindim çünkü gözlerinin kızarıklığı kalbimi acıtıyordu. Yanına gidip ona arkasından sarıldım.

"çok mu özledin beni?"

Yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Birde soruyordu bana özledin mi diye. En son dün öğlen gördüm nasıl özlemem yakışıklımı.

"evet özledim, biraz"

"hmm biraz demek"

Bir hareketle beni kucağına oturttu ve boynumu öpücüklere boğmaya başladı. Karnıma sarılmasını, beni koklayarak öpmesine bayılıyordum. Bir süre boyunca boynumu öpmeye devam etti sonra ise çenesini omzuma yasladı. Aynı Han ın bana Minho ile birlikte yaptığı gibi ben kucağında otururken ekrana bakmaya devam etti.

"çok mutluyum Chan'ım"

Güldüğünde ben de aynı şekilde gülmüştüm. Bu güzel dakikalarımız bozulmasa olmazdı.

"Chan hyu-"

Jeongin, jeongin... Şuan neden kapıyı çalmadan bağırarak içeriye dalarsın! Ben sinirle Chan ın kucağından kalktım ve yanında dikilip kollarımı bağladım.

"y..yanlış zamanda geldim sanırım"

Chan konuşmak için ağzını açtığı sırada benim sinirli bakışım ve konuşmamla geri susmuştu.

"evet çok yanlış bir zamanda geldin canım kardeşim (!)"

Jeongin alayla bir bana bir Chan a bakıp gülmeye devam ediyordu. Ortamda sadece arada bir jeongin in kıkırtısı olduğunu fark eden Chan konuştu.

"evet jeongin ne için gelmiştin?"

Anlık kendisine gelmiş gibi gümeyi bırakıp yanımıza geldi. Chan ın önüne bir dosya koydu ve açıklama yaptı. Ben ise o gitse de yerime tekrar kurulsam diye bekliyordum.

"tamam ben halledeceğim"

Jeongin odadan çıkar çıkmaz Chan kucağını patpatlayıp oturmamı söyledi. Yine aynı pozisyonda oturduk.

"Chan yorulmadın mı sen daha ne kadar işin var?"

"sen yorulduysan gidebilirsin bebeğim"

"hayır beni değil kendini düşün gözlerin uykusuzluktan ne hale gelmiş dinlenmen lazım diyorum"

Kendisini düşündüğümü görünce gülümsemiş ve yanağına burnunu sürmüştü.

"sen benim için endişeleniyor musun hmm? ben iyiyim tamam mı endişe etme"

Dudağımı büzerek kafamı ona çevirdim.

"hep yanında olacağım, sen de benim hep yanımd ol tamam mı!"

Dudaklarıma bakarak bana biraz yaklaştı. Hasret kaldığım dudaklarını dudaklarıma dokundurdu. Kısa, tutkulu bir öpücük ile dudaklarını yaladı.

"hep yanında olacağım"

Ona inanmak istiyordum artık. O hep yanımda, o hep çok güçlü olarak yanımda.


Yazarın ağzından:

Chan ve Seungmin yaklaşık 20 dakikadır aynı şekilde duruyorlardı. Seungmin bu sabah önemli bir sınavı olduğu için yorgun düşmüş ve Chan ın kucağında uyuya kalmıştı. Chan bundan çok mutluydu. Kokusu olmadan yaşayamayacağı aşık olduğu çocuk kucağında uyumuş ona huzur veriyordu.

"Chan gelebilir miyim?"

"evet"

Seungmin in uyanmasını istemiyordu. Gelen hyunjin olsa bile.

"senin hazı-"

Hyunjin ikiliye bakınca donmuş kalmıştı. Chan bir açıklama yapmasını hatırlattı kendine.

"bay Hyunjin bunu size sonra açıklayabilir miyim uyanmasın"

Hyunjin kısık sesle hareket ederken dikkat eden Chan ı görünce yüzünde bir tebessüm oluştu.

"yani sen.. ve Seungmin..."

Chan ın yanakları kızarmıştı çoktan. Hyunjin in sırıttığını görünce gözlerini kaçırdı. Gözleri kucağında dudakları büzülmüş uyuyan güzelliğe takılınca tebessümünü gizleyemedi. Hyunjin birbirlerine çok yakıştıklarını şuan anladığı ikiliye bakarken bu ortamın bozulmasını istemedi ve sadece mutlulukla ikisini izledi.

Chan ın kucağındaki çocuk uykusunda yerleşmeye çalıştığı sırada kucağına yanlışlıkla baskı uygulayıp Chan ın kısık sesle inlemesine sebep olmuştu. Chan biraz daha utanmış ve hyunjin ile göz göze gelmekten kaçamamıştı. Hyunjin tek kaşını kaldırmış, yüzünde fesat gülümsemesi ile Chan a bakıyor ve en sonunda kıkırdamasını tutamamıştı.

"tamam ben sizi yalnız bırakayım Seungmin uyanınca iş-"

"bay hyunjin yanlış anladınız"

Hyunjin gülmesi eksik olmadan fesatça konuşmaya devam etmekten hiç çekinmemişti.

"tamam tamam anladım ben utanma Chan"

Hyunjin son kıkırtısını ortaya atıp odandan ayrılmıştı. Chan ise utancından ölecek gibiydi. Ama sorgulamak yada tepki vermemek yerine güldüğü ve hoşuna gittiğini göstermesi hoşuna gitmişti.

En sonunda Chan kucağında uyuyan çocuk ile konuştu.

"sevgilim neden bu kadar utandırıyorsun beni kalbim yerinden çıkacak hem kucağımdasın hem de hyunjin bizi gördü uyanınca gösteririm ben sana"

Kapı anlamadığı şekilde tekrar açılınca Chan kaşlarını çatıp oraya odaklanmıştı. Sadece kafasını içeri geçiren hyunjin in gülüşü ile yanakları pembeleşmeye dönmüştü.

"Chan? Kendi kendine mi konuşuyorsun?"

"hayır"

"hmm tabi tabi inandım ben de"

DLMLU  | Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin