Hyunlix hala sadece yakın arkadaşlar bu arada hatırlatmak istedimYazarın ağzından:
"ne diyeceksin hyunjin küçüksün mü?"
"herşeyi şuna bağlama Felix!"
Hyunjin kırılan tabağın parçalarını toplamaya devam etmişti. Tatil evindeki son haftalarıydı. Bu güne kadar çok eğlenmişlerdi. Felix hariç, eğlenmişti ama yüzünde hep bir soğukluk vardı. Tıpkı hyunjin gibi. Her gece normalde sarılarak uyurlarken bir süre sonra birbirlerine sırtlarını dönüp uyumaya başlamışlardı. Kimse anlamamıştı bu ikisine ne olduğunu.
Felix anlamadığı şekilde kırgındı, Chan hyunguna. Ona o gün küçük dediği içindi ama çok abartmazdı normalde unuturdu çabucak. Ama bu seferki içine öküz gibi oturmuştu. Kafasında sürekli o sözler vardı. Hyunguna sinirli veya kızgın değildi bir yandan da. Çünkü o kendisi için en iyisini düşünürdü. O günden sonra da zaten Chan ile küs gibi değillerdi. Eski hallerine geri dönmüşlerdi. Ama hyunjin ile arası açılmıştı işte. Nedenini o da bilmiyordu.
Hyunjin anlamaz olmuştu Felix i. Normalde her zaman Felix in bir problemi olunca ona yardım ederdi, korur kolları. Ama şuan olmuyordu işte ondan uzaklaşmıştı. Rahatsızdı o da bu halden ama Felix in ona anlatmasını beklemesinden başka çaresi de yoktu ki. Mesela neden Chan ın 'sen daha küçüksün' sözünden bu kadar etkilendiği asla anlatımıyordu. Hyunjin de aynı Chan gibi onu korumak için yapıyordu herşeyi. Bulaşık yıkarken yanlışlıkla kırdığı tabağı elini kesmesin diye kendisi topluyordu sadece. O ise 'ben küçük değilim' e bağlıyordu bu konuyu da. Sürekli yüz yüze gelmekten kaçıyordu Felix ile. Gözlerine bakamıyordu çünkü. Ağlamaktan korkuyordu, onun da sebebini bilmiyordu.
Ama her şeye rağmen hala seviyorlardı birbirlerini. Sarılmak istiyorlardı, birlikte eski günlerdeki gibi uyumak istiyorlardı.
"işim bitti"
"tamam ben masayı silip geleceğim"
Felix yukarı çıkmak için merdivenlere yönelirken. Hyunjin masayı siliyordu. Akşam yemeğinin bulaşıkları yıkanmıştı sonunda. Bugün bulaşık yıkama sırası ikisindeydi. Baş başa kalınca bile stres e giriyorlardı birde birlikte çalışmak ölüm gibiydi onlar için.
Hyunjin işi bitince buzluktan hiç düşünmeden iki dondurma aldı. Merdivenlere yöneldi. Aşağıya inen Chan onu görünce gülümsedi.
"iki dondurma? Felix ile aranız iyi mi artık yoksa?"
Chan barıştılar umarım diyerek sevinirken hyunjin ifadesiz ve biraz üzgün şekilde gözlerini etrafta gezdirdi.
"iyi olacak, olmak zorunda, onun bu haline dayanamıyorum"
"umarım en kısa zamanda aranızdaki soğukluk son bulur"
Hyunjin odalarına doğru gitti. Kapıyı açtığında yatağın üstünde, dizlerini kendine çekmiş, kafasını da gömmüştü kolları arasına. O, kapıyı kapatıp yanına gitti ve yatağa oturdu. Ona bakmadan konuştu. Çünkü göz göze gelemezlerdi, zordu.
"lix"
"efendim"
Hyunjin bu soğuk sesi duyunca derin bir nefes aldı ve devam etti.
"konuşalım"
"ne konuşacaksın?"
"işte tam olarak bunu!"
Hyunjin hafif dolu gözlerle ona baktı zorla. Göz göze geldiklerinde ikisi de dolu gözleri fark etmişti.
"tamam bağırmayacağım"
Birkaç saniye sessizlikte sonra hyunjin konuşmaya başladı.
"konuşmak çok zor ama... ama artık içimde tutmak istemiyorum bunları, bu soruları"
Bir sessizlik daha.
"neden birden böyle oldun, olduk? Neden benden nefret ediyor ve yanımda durmaya katlanamıyorsun gibi hissediyorum?"
Felix in dolu dolu gözlerinden damlalar akmaya başlamıştı. Bu sorular onunda süreli kafasının içindeydi. Bunların cevabını ikisi de merak ediyordu. Felix sadece tek bir şey biliyordu.
"çünkü aşığım sana anlıyor musun bunu! Chan hyung un bana sürekli küçük demesi artık içime işliyor sanki, sürekli o kafamda, sanki seninle birlikte olmamı engelliyor, seni seviyorum sadece bundan eminim. Küçük değilim ben tamam mı!? O gün o masada konuşulan konuların ne olduğu hakkında bir fikrim de yok değil. Biliyorum, biliyorum ve bunları seninle birlikte de yaşamak istiyorum anlıyor musun beni! Fazla korumacısınız hepiniz, benim de hakkım değilmi seni sevmek seni istemek!?!?"
Hyunjin karşısında herşeyi pat diye anlatan çocuğa bakıyordu gözleri doluluktan bulanıklaşmıştı. Kendini hiç engellemeden yapmak istediği şeyi yaptı.
Felix i kendine yaklaştırıp yapıştı o bal dudaklara. Özlemle hareket ettirdi dudaklarını ikisi de. Saatler boyu böyle beklemek istiyorlardı. Bir süre tutkuyla ve göz yaşları akarak öpüştükten sonra Felix aşığından ayrılıp konuşmuştu ağlamaklı sesiyle.
"b..beni seviyor musun?"
"aşığım sana Felix, ölüyorum sana, çok çok seviyorum"
Chanmin✔️
Jeongbin✔️
Minsung✔️
Hyunlix ✔️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DLMLU | Chanmin
FanfictionChan arkadaşının sevgilisinin ev arkadaşı seungmin i küvette baygın görür Chanmin Minsung Hyunlix Jeongbin angst. [tamamlandı]