26🎶

1.2K 153 47
                                    

Saat akşam 7 olmuştu. Chan ın beni arayıp işten çıkacağını söylediği an yapmakta uğraştığım ödevimi bırakıp hazırlanmıştım. Evden çıkıp eve birkaç adım uzaktaki durağa adımladım. Otobüse binince aklımda sürekli onun huzurla yanımda uyuyup kalması ve sabaha kadar, uykuya doyana kadar dinlenmesi vardı.

Chan ın evinin yakınındaki durağa varınca düğmeye bastım. Otobüsten inince yüzüme vuran keskin soğuk hava olmayan uykumun açılmasını sağlamıştı. Eve doğru adımlarken acaba gelmiş midir diye düşünüyordum.

İki katlı çok defa geldiğim evin kapısında nefesler aldıktan sonra çantamdan anahtarı çıkardım. Hafif kararmış havada anahtar deliğini zorla buldum ve kapıyı açtım. Sanırım gelmiş olmalıydı.

Montunu ve çantamı askıya asıp üstümü düzledim. Mutfaktan mırıldanma sesleri geliyordu. Gülümseyerek sadece ses duyduğum mutfağa girdim. Elindeki ramen paketini açmaya çalışan ve aynı zamanda ocakta su kaynatan sevgilimi gördüm.

"ben geldim"

Açtığı paketi elinden bırakıp bana koca gülümsemesiyle baktı. Sonra yanıma adımlayarak sarıldı. Birbirimizi özlemiştik. En son dün öğle yemeğini birlikte yemiştik. Benden ayrılıp ocakta fokurdayan suya odaklandı.

"belki açsındır diye ramen yapıyorum"

Tezgahın yanındaki sandalyelerden birine oturdum ve dizlerimi tezgaha dayayıp onu izlemeye devam ettim.

"hamarat sevgilim yemek hazırlarda yemez miyim?"

İkimiz de kahkaha attık. Pişmiş olan yemeği önüme koydu ve o da yanıma yerleşti. Birlikte kendi elcağızlarıyla hazırladığı yemeği yedik. Bulaşıkları birlikte hallettikten sonra salondaki koltuklara yerleşmiştik. Aslında koca koltuğun bir köşesinde dip dibe oturuyor ve Chan ın bacağımı okşamasına izin veriyordum.

"içecek bir şey ister misin sevgilim?"

Daldığım masal diyarından hızla çıktım ve hareketlendim.

"hoppala ne içmesi hadi uykuya gözlerine bakınca ağlayacak gibi oluyorum yürü"

Tepkime gülerken ayağa kalkmasına yardım ettim. Üst kattaki dekorasyonuna ölüp bittiğim ve buram buram sevdiğim kokan odaya girdik. Odaya adım attığım anda Chan hızla önüme geçti. Ne yaptığını anlamaya çalıştım. Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladı. Vücutlarımız ve yüzkwrimiz birbirine çok yakınken sanki sevgili değiliz ve çok kez öpüşmemişiz gibi hissettim. Gözleri dudaklarımı bulduğunda sertçe yutkundum. O ise halinden memnun bir şekilde bel altını benimle buluşturdu. Dudaklarıma daha çok yaklaşarak mırıltılı şekilde konuştu.

"seni istiyorum."

Gözleri ve dudakları arasında mekik dokumaya başlamıştım çoktan. Ben de onu çok istiyordum ama o bu haldeyken, yorgunken olmazdı. Kendimi dudaklarının etkisinden almaya çalıştım. En sonunda başardım ve dudaklarımızı dokundurdum.

"uyku dedim Chan!"

Ben ondan uzaklaşarak yatağa adımlarken o mızmızlanarak yanıma geldi.

"sevgilim..."

Kalın sesiyle yine beni belimden kavrayarak konuşuyordu. Vücutlarımızı aynı şekilde birleştirince kalp atışlarım olduğundan fazla atmaya başlamıştı bile.
Nefeslerimi kontrol etmeye çalıştım, karşımdaki bana istekle bakan aşığıma karşı.

"C..Chan"

"efendim sevgilim"

"yorgunsun Chan, u..uyumalısın"

Gözlerimi kaçırdım ve yanaklarım kızarmıştı. Utandığımı fark edince güldü. Hala aynı şekilde dudaklarıma istekle bakıp ve ellerini bel boşluğumda dolaştırıyordu. Ondan zorla isteksiz şekilde ayrıldım en sonunda.

"geceliklerini giyin"

Cevap vermeden ifadesiz suratı ile dolabına yöneldi. Ben zaten uyumak için geldiğimden rahat kıyafetler giymiştim. Yatağa doğru yöneldim, o giyinirken. Yatak başlığına sırtımı dayadım ve onu izlemiş olmamak için perdeleri izlemeye başladım.

"sevgilim perdelerin bu kadar ilgini çektiğini bilmiyordum, çok beğendiysen alırım sana"

Alaylı şekilde bana güldüğünde kızarmıştı tekrar yanaklarım. Yanıma uzandığında bana ışıldayan gözleriyle baktı konuşmam, birşey söylemem için. Gözlerimi ondan kaçırdım ne diyeceğimi düşündüm. Sonra ise aklıma onu istemediğimi düşünme olasılığı gelince gözlerimi gözlerine diktim. Saçlarını okşadı samimi bir ortam yaratmak için. Aslında bizim her anımız öyleydi ama Chan ile hiç sevişmediğimiz için bu konularda, ben, biraz çekingendim.

"sevgilim"

"hm?"

"seni istemediğim yada sevmediğim için öyle yapmadığımı biliyorsun değil mi?"

"evet sevgilim bilmiyorum"

Yüzüne yaklaşıp burnunun üstüne bir öpücük bıraktım.

"sadece yorgun olduğun zaman beni endişelendiriyorsun, bu kadar yorgunken kendini düşünmeni istiyorum"

"ama Seungmin seninle se-"

"Chan uyu!"

Alayla sırıtarak göğsüme sokuldu. Demiştim tekrar söylemek istedim, 5 yaşındaki çocuktan farksızsın Bang Christopher...

Smut vallahi gelecek dedim ya beklemeniz lazım diye azcık daha 💜

DLMLU  | Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin