Senin baktığına herkes bakar;
ama senin onda görebildiğini herkes göremez.
ŞEMS-İ TEBRİZİ
5 YIL SONRA...
Zaman, öyle hızlı geçiyordu ki hep bu amansız yüreğime şifa hem de düşüncelerime deva oluyordu.
yağan yağmur penceremin camına vurduğunda new yorkun yağan yağmurlu manzarasına bakıp iç çekiyordum.
kupamdaki kahvemden bir yudum aldıktan sonra gözlerimi çalan telefonuma kaydığında elime aldım.
arayan azize anaydı. aramayı yanıtladım."oğlum devrim "dediğinde sesindeki özlem kalbime sonbaharları getirse de gülümsedim.
"efendim ana "dedim bundan beş yıl önce new yorka azize ananın kararı ile gelmiş oxford üniversitede işletme ve uluslar arası pazarlama bölümünü okuyarak mezun olduğumda bana bu şansı verdiği için ona ne kadar minnet etsem azdı.
"yarın geliyorsun demi oğlum "dediğinde sesinde mutluluk kırıntıları beni de mutlu etti. ne diyebilirdim ki o benim tek varlığımdı. öz anne ve babamı tanımaz iken kimse bana kapı açmaz iken bana kol kanat geldi o küçük yaşımda beni evine aldı. büyüttü.
"geliyorum anam geliyorum "dedim gülümseyerek. tabi bir de mirza ile evliliğimiz vardı.
boşanmamıştık. azize ana boşanmamızı istemiyordu ama beş yıl önceki o odada verdiği karar benim hayatımı mirzahın hayatını kökten değiştirmişti.
o benim kocam değildi. bende onun eşi. ona olan sevgim tükenmişti. kalp kırıklarımı temizleyip çöpe atmıştım.
burada new yorkta kendime bir hayat kurmuştum. dostlarım vardı. ama artık geri dönmeliydim çünkü azize ana benim meslek sahibi olmamı kendi ayaklarımın üstünde durmamı istiyordu.
her şeye herkese rağmen. ona çok şey borçluyum.
"tamam oğlum yarın uçaktan indiğinde sana bir araba yollayacağım seni almak için "dediğinde o görmese de başımı salladım.
"tamam ana "dedim. azize ana ile vedalaşarak telefonu kapattığımda bu gece burada son gecemdi.
artık memleketime mardine geri dönüyordum. hem de güçlü bir adam olarak.
derin bir nefes alarak kahvemi bitirdikten sonra yatağıma geçip uzandığımda gözlerimi kapattım.
MARDİN/TÜRKİYE
havalimanında bavulum ile çıktığımda derin bir nefes alarak azize ananın mesaj attığı siyah arabanın plakasını bulduğumda arabadan inen tanıdık yüz ile karşılaştığımda o siyah zifiri gözlerinin ardındakiler sanki hiç değişmemişti.
"merhaba "dediğinde "merhaba "dedim bana hafif şaşırmış bir şekilde bakıyordu.
"bagajı açar mısın "dediğimde elindeki kumandaya bastığında bagaj açıldı. bavulumu yerleştirip sürücü koltuğunun yan koltuğuna bindiğimde mirza sürücü koltuğuna binerek arabayı çalıştırdı.
fiziksel olarak değişmişti. eskiden siyah uzun saçları şimdi kısaydı. yüz hatları olgunlaşmıştı. değişmeyen tek şey gözlerindeki o ifadeydi.
hala acımasız bakıyordu. fakat bana baktığı o gözlerde bir şey daha fark etmiştim.
o eski mirza alacahan yoktu. eskiden bana baktığında nefret vardı gözlerinde ama o nefret gitmişti.
pekte umurumda olduğu da söylenemezdi. bende nefret edip etmediği.
mirza alacahan defteri benim için sonsuza kadar kapanmıştı. geride kalan diğer her şey gibi o da vardı.
arabada sessizlik hakim olurken on dakika sonra konağın önüne geldiğimizde arabadan inerek konağa girdim.
avluda beyazlar içinde beni karşılayan azize anayı gördüğümde gülümsedim. yanına giderek ona sarıldığımda sarılışıma karşılık verdi.
"oğlum nihayet geldin "dediğinde gülümsedim. "geldim ana geldim "dedim azize anadan ayrıldığımda geride duran berfin abla ve baran abi gülümseyerek bana bakıp "hoş geldin devrim "dediklerinde gülümsedim.
"hoş buldum "dedim. bavulum ile birlikte içeri giren mirzaha bakıp bavulumu aldığımda "teşekkür ederim" dedim ona bakma zahmeti göstermeden azize anaya bakıp gülümsediğimde yaşlı kadının yüzünde gülümseyen bir ifade vardı.
"sen odana geçip dinlen yol yorgunusun akşam yemeğinde doya doya konuşuruz "dedim başımı salladım. bavulumu alarak merdivenlerden yukarı çıktım. odama girdiğimde her şey bıraktığım gibiydi. hiç bir şey değişmemişti.
bavulumu yan tarafa koyarak kapıyı kapatıp yatağıma geçip uzandığımda derin bir nefes aldım.
**********************************************************************************
MİRZA DURULMUŞA BENZİYOR AMA DEVRİM DAHA GÜÇLÜ OFFF NELER OLACAK NELER. YORUMLARINIZI ALAYIM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HALEF-BXB
Teen Fiction|TAMAMLANDI | Bana sevme dediler o senin kalbini paramparça eder dediler ama benim kalbim sevdi. Ama söyledikleri doğru çıktı beni öyle bir paramparça etti ki kimsesizliğim bu kadar acıtmamıştı. Zorla sev ama sevmiyorsa zorlama.