Dolunayın en tepede olduğu saatte siyah giyimli biri malikaneye girdi. Arkasından da yine aynı giyimli ilk girenden daha kısa birisi malikaneye giriş yaptı.
"Min Yoongi... Ben de seni bekliyordum, dediğim gibi gelmişsin hayret. Korkmanı beklemiştim."
"Hwang Hyunjin, korkak birisi olsaydım sana not bırakmazdım."
İkisi arasındaki gerginlik ikilinin sarılmasıyla son buldu.
"Kardeşimi öldürenin sen olmadığını biliyordum. Bu sadece Kim Woojin'in yapacağı bir hareket."
"Tüm cinayetlerin üzerime kalması sıkıcı, evimin olmaması, kaçak olmam, bunlar çok sıkıcı Hwang."
"Tahmin edebiliyorum, Eee neler yapabildin bari ?"
"Dediğin gibi Kim Woojin davası kapandı. Kim Woojin kardeşini öldürdüğü şekilde ölümü tattı. Onu öldürmedim ama ölürken onu izledim. Onun yüzünden Jimin'imden ayrı kaldığım için öldürmeyi planladım fakat bunu yaparsam hem Jimin artık benden korkacaktı hem de bir kere daha hapishaneye girecektim."
"Kimseyi öldürme Min. Hapishaneden kurtarmak çok zor oluyor sonra."
"Beni sen mi kurtardın Hwang ? Yoksa Mr. Park mı ?"
"Mr. Park'ın kanıtları ve benim paramın birleşmesiyle içeriden çıktın aptal."
"O zaman Min kaçar !"
"Kendine dikkat et Min, Hwang'ın her daim seni bekliyor olacak."
*SABAHA KARŞI 3*
amor que termina en muerte:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Babacığını özledin mi Mr. Park ?
Amour impossible: Hassiktir ! Ne yapmaya çalışıyorsun lan
amor que termina en muerte: İddiayı kazanacağım vakti ileriye çekiyorum ? Ne var bunda ??
Amour impossible: Kazanabileceğini sanmıyorum Karşında ben varım, senin kadar seks bağımlısı olmadığım için zorlanmıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
amor que termina en muerte: Hmmm iddia kurallarımızda erekte olmak diye bir madde yoktu değil mi Mr. Park ?
Amour impossible: Pantolonunu yavaşça indiriyorum ve rahatlamaya yakınlaşıyorsun. Kendini bana bırakıyorsun. O sırada üstündekini çıkartıp kavuşmayı bekleyen dudaklarımızı kavuşturuyorum. Hararetli öpüşmemiz devam ederken sertliğin ile ilgilenmeye başlıyorum. Boxer'ını çıkartıyorum ve dudaklarımızı ayırıp aletine küçük öpücükler kondurmaya başlıyorum.
amor que termina en muerte: AHH Mr. Park Durun lütfen, kendimi rahatlatmak çok zor
Amour impossible: Şişkinliğini küçük deliğime dayıyorum ve geceye hafif inlemeler bırakıyorum. Sana sürtünmeye devam ederken bir anda içime giriyorsun ve belim yay gibi geriliyor.
amor que termina en muerte: Yay gibi gerilmiş belinden faydalanarak seni kucağıma alıyorum. Odana götürüp buz gibi yatağa bırakıyorum. Boynunda kalıcı izlerimi bırakırken elimle de aletini okşamaya başlıyorum. Yavaş yavaş titrediğini fark ediyorum ve
Amour impossible: Kozlar benim elimde kalmalıydı. Ah çok güzel devam et
*görüldü*
DEVAM ET MİN YOONGİ
*görüldü*
EĞER GÖRÜLDÜ ATAN O GÖZLERİNİ ÇIKARTIP GÖTÜNE SOKMAMI İSTEMİYORSAN DEVAM ET
*görüldü*
BÖYLE YAPACAĞINI BİLİYORDUM OÇ BİLİYORDUM DERHAL EVİME GEL SİKERİM İDDİASINI FALAN BENİM SANA İHTİYACIM VAR.
amor que termina en muerte: 5 dakika içerisinde kapının önünde olacağım Mr. Park
Evin içerisinde küfrederek kapının çalmasını bekliyordum. Gelip beni rahatlatmasını beklerken daha fazla zor durumda kalıyordum. O sırada kapı çaldı koltuktan kalkıp kapıyı açtığımda karşımda terden ıslanmış olan saçlarıyla tüm dikkati üzerine toplayan Min Yoongi vardı. Zaten beklediğim kişi de tam olarak kendisiydi.
Kapıyı kapatmama fırsat vermeden dudaklarımızı buluşturdu. Benim dolgun dudaklarım onun ince dudaklarını hapsetmeye başladığında kapıyı kapattı ve:
"Pantolonumu böyle mi indirecektin Mr. Park" dedi ve üzerimdeki pantolonu çıkartmaya başladı.
Beni sadece iç çamaşırımla kalana kadar soydu ve koltuğun üzerine yatırdı. Daha sonra kendisi soyunmaya başladı. Pantolonunu çıkartmadan odama gitti ve elinde bir şişeyle geri döndü.
"Yeterince kayganlaştıracağını düşünüyorum Mr. Park"
Elindeki şişeden parmaklarına biraz krem aldı ve orta parmağını deliğime soktu. Evde Jisung yokmuş gibi salonun ortasında yüksek bir çığlık attım.
"Aaaa güzelim, bu daha başlangıç biraz sessiz ol. Babacığın uslu çocukları daha çok sever."
dedi ve diğer iki parmağını da deliğime soktu. Uzun süredir sevişmemiş olmanın verdiği acemilik sebebiyle sürekli olarak inliyor, çığlık atıyordum. Kendimi kastığım zaman bunu anlıyor ve ona göre davranıyordu. Kaçışım yoktu yani...
Koltukta beni yüzüstü yatırıp saçlarımdan çekiştirmeye başladı. Saçımın acısına sinirlenirken bir anda içimdeki doluluk sebebiyle geceye bırakılan en büyük inlemeyi bırakmıştım.
"Ahhh, Yoon ! Çok acıyor lütfen dur."
"Şşşşşt, Mr. Park bu daha hiçbir şey beni çok çabuk unutmuşsunuz bakıyorum da" diyerek göz kırptı.
Uzun bir süre deliğimde ileri geri yaptı ve sonunda titreyerek boşalmıştım. Boşalmamdan zevk aldığı anlaşılıyordu. Üzerimden indi ve koltuğun diğer ucuna yattı. Yatmasını fırsat bilerek hemen üzerine çıktım. Üstte olma sırası bana gelmişti.
"Mr. Park, benimle sevişirken hiçbir zaman üstte olamayacaksınız." dedi ve bir hamlede üstüme çıktı.
Biraz daha benimle uğraştıktan sonra yoruldu ve koltuğun ucundaki battaniyeyi alıp üzerime örttü. Acaba gelecek mi diye düşünürken hızlı hareketlerle yanıma yattı. İkimiz de çıplaktık, koltuk ikimizin sıvısıyla kirlenmişti fakat bunu düşünmeden uyuduk.
-Selam aşklarımmmmmm, umarım bölümü beğenmişsinizdir. Smut ağırlıklı bir bölümdü bu yüzden biraz utanıyorum diyebiliriz. Smut yazma konusunda iki olmadığım için bölümle ilgili yorum yapamıyorum. Sonraki bölümlerde görüşürüz <33